'Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez.' (Mâide Sûresi, 5.51)
Bu günlerde Fransa’nın kendi meclisinde tarih yazmaya kalkması çok zorumuza gidiyor ama biz yakın tarihimizi hiç okumamış gibi 80 milyon insan katili olan Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve ABD gibi birinci ve ikinci dünya savaşını çıkaranları nasıl unutuyoruz.
Osmanlının bin yıl beraber yaşadığı ve Osmanlıda vezirliğe kadar çıkmış, paşalarıyla devlet memurlarıyla beraber yaşayan Ermeniler ile bu milleti kendi emelleri için dış güçler Ermenileri kullananlar hala kullanmaya devam ediyorlar. Saf Ermeniler de buna kanıyorlar.
Bilhassa Fransa’nın sömürgesi olan Afrika ‘ya ülkemizin açılım yapması, oradaki kardeşlerimize insanca davranma adına, onların sıkıntılarına ilaç olma adına, faaliyet gösteren Türkiye’yi kıskanan, Yahudi asıllı Sarkozy en ucuz yoldan saldırma adına, ucuz numaralarla, bir milleti karşısına aldı. Ama kendi tarihinin karanlığını unutarak, Cezayir’de, Ruanda’da, Afrika’nın onlarca ülkesinde, Ortadoğu’da ve ülkemizdeki soykırımlarının kanında elbette bir gün boğulacaktır.
Tarihi bir hatıratla sizleri baş başa bırakıyorum.
21 Ocak 1920 Cuma günü, 14 yaşındaki Mehmet Kâmil annesiyle dedesinin evinden geliyorlardı. İkisinin de sırtında hasır örmek için dedesinin evinden aldıkları parçalar vardı. Vakit akşamüstüydü. Fransızların fırın olarak kullandığı bir binanın önünden geçerken, Kozanlı tarafından gelen birkaç Fransız askeri birden Mehmet Kâmil'in annesinin önünü kesip peçesini açmak istediler.
Mehmet Kâmil'in annesi bir yandan bağırıyor bir yandan da peçesini açmak isteyen Fransız askerlerine karşı kendisini müdafaa etmeye çalışıyordu. Anasının saldırıya uğradığını gören Kâmil yerden aldığı taşları Fransız askerlerine atıyordu. Tam o sırada ortalığı bir çığlık kapladı.
Mehmet Kâmil, Fransız askerlerinin tüfeklerinin süngüsüyle şehit edilmişti. Ökkeş Dilek, oğlu Şehit Kamil'in Şehadeti üzerine, kendisine teklif edilen 200 Fransız Altınını kabul etmeme asaletini göstererek; "kana kan, cana can isterim" demiştir.
İşte bu olay, halkı galeyana getirerek Antebi düşman işgalinden kurtarmaya sebep olmuştur. 1 Nisan 1920´de başlayan Gaziantep savunması 11 ay sürdükten sonra açlık yüzünden sona ermiştir. Savunma süresince Fransızlar şehre 70.000 mermi atmış, 6.000 Antepli şehit olmuştur. Acaba Fransa’nın Antep’te ne işi vardı?
Gaziantep savunmasında Şehit Kamiller "Anamın peçesi açılmasın, mabedimin göğsüne namahrem eli değmesin" diye düşmana karşı kahramanca bir mücadele ortaya koymuşlardır. Onların bıraktığı ruh nerededir şimdi.
Onun yerine şehitlerini Voleybol ve satranç Turnuvaları ile yazmada dahi zorlandığım Briç, Futsal, Bocce ve Dart, oryantiring ve kros müsabakaları ile anan bir nesil var. Bu nesil geçmişini unuttukça daha sırtımızdan bizi hançerleyenler daha çok olacaktır.
Yazımızı bir ayet ve hadis mealiyle bitiriyorum: Yüce Allah şöyle buyurur: "Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.."(Tevbe, 111)
Hz. Peygamber de şöyle buyurur: "Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda alınan herhangi bir yara kıyamet gününde aynı şekilde görülecek, rengi kan renginde ve kokusu misk kokusunda olacaktır." (Buhari, Müslim)
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii İmam-Hatibi
İlahiyatçı-İktisatçı
05369696634