Yüce Allah’a yolculuk ve vuslat, sadece Kur’an ve Sünnet çizgisinde giderek mümkün olur. İslâm’ın öğrettiği usul dışında hiç kimse kendi fikir, felsefe, eğitim, riyazet ve çabası ile Allah’a ulaşamaz.
İmam Rabbani der ki: “Hindu rahipleri, Brahmanlar ve Hak Din’e uymayan diğer gruplar, senelerce açlık ve çile çektikleri halde Allah’a vasıl olamamışlardır.” Çünkü Ehl-i Sünnet çizgisi dışında hiçbir yolla kimse Allah’a ulaşamaz. Bu çizgi dışında Allah’a giden bütün yollar kapalıdır.
İmam-ı Malik şöyle demiştir: “Bu ümmetin ilkleri, ne ile ıslah olduysa, sonu da aynı şeyle ıslah olur. Bu ümmetin ilkleri Kitap ve sünnetle ıslah oldu. Bu ümmetin sonu da ancak Kitap ve sünnetle ıslah olur.” Yüce Allah şöyle buyurur: “Hepiniz Allah’a koşun.”(1)İbn Abbas (r.a.)dedi ki: “Günahlarınızdan tövbe etmek suretiyle Allah'a koşun. Şeytana itaatten, Rahmana itaate koşun. Cehaletten ilme, nankörlükten şükre koşun. Her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse, güzel bir amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiçbir şirk karıştırmasın!.”
Yüce Allah şöyle buyurur: “Bizim uğrumuzda cihat edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.”(2)“Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır.”(3)
Yüce Allah’a yolculuk, boş temenniler ve tembellik ile gerçekleşmez. Tembel, gevşek ve ciddi olmayan kimseden Allah dostu olmaz. Bu yol, iman, amel, muhabbet ve ihlâsla olur. İhlâsla yapmayan kimse, ne kadar amel ve ibadet yaparsa yapsın Allah’a kavuşamaz. Dünya için kılınan bir namaz, kulu Allah’tan uzaklaştırır, azaba yaklaştırır.
Kutsi hadiste Yüce Allah şöyle buyurur: “Bir kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha güzel bir şeyle bana yaklaşmamıştır. Kulum nafile ibadetleri ile de bana devamlı yaklaşır. Nihayet onu severim. Ben kulumu sevince onun gören gözü, işiten kulağı, konuşan dili, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. O benimle görür, benimle işitir, benimle konuşur, benimle tutar, benimle yürür. Benden bir şey isterse onu veririm. Bana sığınırsa kendisini himaye ederim.”(4)
Manevi yolculuk birkaç safhada gerçekleşir. Birinci safha, her türlü günah ve gafletten uzaklaşmaktır. Bu safha samimi bir tevbe ile tevbe etmek ve kalbi gafletten uyandırmaktır. Yani kalbi ve bedeniyle Allah’a dönmektir. İkinci safha, kalbi dünya hırsından, aşırı mal, mülk, makam ve itibar sevgisinden arındırmaktır. Üçüncü safha, nefsin kötü sıfatlarından ve kalpte yerleşen manevi hastalıklardan kurtulmaktır. Buna tezkiye, manevi temizlik denir. Bu, kalbin gaflet, gösteriş, benlik, kin, kibir, haset gibi gizli hastalıklarından kurtulmasıdır. Dördüncü safha, kalbin müşahede haline ulaşmasıdır. Hadislerde anlatılan “ihsan makamı” budur. Kalp gözüyle mülk âleminden ötelere, melekût âlemine bakabilmektir. Her yerde, her şeyde, her işte, her harekette Yüce Allah’ın tecelli ve sanatını görebilecek bir kalbe sahip olmaktır.
Yüce Allah şöyle buyurur: “Her nereye dönerseniz Allah'ın vechi (zatı) oradadır.”(5) Hz. Peygamber de şöyle buyurur: “Kim Allah’a kavuşmak isterse Allah da o kimseyle kavuşmak ister. Kimde Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da o kimseye kavuşmaktan hoşlanmaz.”(6) Ebu Bekir Şiblî ne güzel demiş: “Eğer vuslatın tadını tatmış olsaydınız ayrılığın ne kadar acı olduğunu anlardınız.”
Yüce Allah’a yolculuk, ölene kadar amel, ibadet ve güzel kulluk yaparak devam eder. Hiçbir makamda kuldan ibadetler düşmez. Kim, ben Allah’a kavuştum diyerek ibadetleri terk eder ve artık haramların kendisine zarar vermeyeceğini düşünüp haram işlere dalarsa, o kimse Allah’a değil, ateşe ulaşmış olur. Böyle birisi Allah’ın değil, şeytanın dostudur. Yüce Allah şöyle buyurur: “Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et!”(7)
MEHMET EMİN YAĞMUR
TURGUT ÖZAL ANADAOLU LİSESİ
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ
İLAHIYATÇI-İKTİSATÇI-İSLAM TARİHÇİSİ
Tlf:05369696634
[email protected]
[email protected]
1-Zariyat, 50
2-Ankebut, 69
3-Lokman,15
4-Buharî, İbnu Mace
5-Bakara,115
6-Buhari, Müslim, Tirmizî, Nesâî, Müsned
7-Hicr,99