Özellikle Malatya İlimizin bir camisinde (Orduzu Kireç Ocağı Camii) görev yapan bir kardeşiniz olarak böyle bir haftamızda bu haftamızın anlam ve önemini burada dile getirme adına Malatya’mız başta olmak üzere bütün Müslümanlarımızın, Din Görevlilerimizin yani meslektaşlarımın haftasını kutluyor bu haftamızın hayırlı çalışmalara vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
Bilindiği gibi Camiler, dua ve ibadetlerin Allah'a topluca arz edildiği, gönüllerin yıkandığı, elem ve sevinçlerin paylaşıldığı kutsal mekânlardır.
Camiler, bilmediklerimizi öğrendiğimiz, ilim ve irfanımızı yükselttiğimiz bilgi ve irfan yuvalarımızdır.
Camiler, dargınların barıştığı, kan davalarının unutulduğu, şerlerin def edildiği, öksüz ve yetimlerin sevindirildiği, açların doyurulduğu, fakirlerin giydirildiği ve hatta hastaların tedavi ettirildiği iyilik, şefkat ve yardım istasyonlarıdır.
Camiler, şifa ve huzur evlerimiz, gerçek mutluluğu bulabildiğimiz manevi sığınaklardır.
Camiler, vatan sevgisinin ve milli bütünlüğün telkin edildiği, şehitlik ve gazilik ruhunun beslendiği, çalışma azminin işlendiği, güzel ahlakın telkin edildiği dini ve milli kültür kaynaklarımızdır.
Caminin önemini, Yüce Mevla ayet-i Kerime’de ne güzel ifade ediliyor: "Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve yalnız Allah'tan korkan kimseler onarır. İşte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler."(Tövbe 18)
Sevgili Peygamberimiz de, Caminin Allah (CC.)'ın rahmetinin yeryüzüne ulaşmasına vesile teşkil ettiğini veciz bir ifade ile ortaya koyuyor ve şöyle buyuruyor:
"Ben yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde, mescitleri inşa, tamir, tanzim ve tenvir edenleri, benim rızam için birbirini sevenleri ve seher vaktinde istiğfar edenleri görünce, onlara azap etmekten vazgeçerim." Öyle anlaşılıyor ki, camiler ve din görevlileri haftası münasebetiyle gerçekleştirmek istediğimiz işleri bu hadis-i şerif ile özetlemiş bulunuyor.
Cami inşa etmek ne kadar önemli ise, inşa edilen camilerin bakım ve tamiri, iç ve dışının temizliği ve aydınlığı, çevresinin tanzimi, bahçesinin düzenlemesi ve cemaatin huzurla ibadet etmesinin sağlanması da o kadar önemlidir.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), 622 yılında Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere ‘ye hicret buyurdular. Resulullahın Medine'de hemen bir Mescit inşa ettirmek ihtiyacını duymuş olması ve bu mescidin yapılmasında ashabıyla birlikte bizzat çalışmış olmaları, hiç şüphesiz camiye gösterilen önemin çok açık bir delilidir.
Ayrıca Peygamber Efendimizin evinin mescitle iç içe olması, camiye yakın olmanın, mescitlere gönül vermenin ve ibadet üzere bulunmanın lüzumunun işaretidir.
Peygamber Efendimiz bu noktayı da şöyle açıklıyor: “Bir kimse yalnız Allah rızasını umarak küçük veya büyük bir mescit inşa etse, Allah da ona Cennet'ten bir köşk ihsan buyurur.”
İslam’ın camiye bakışı, hiç şüphesiz onu sadece namaz kılınan yer olarak görmek şeklinde değildir. Camilerin ihya edilmesinin ve cemaatle süslenmesinin önemi aşağıdaki hadis-i Kutsi’de şöyle vurgulanıyor; "Benim yeryüzündeki evlerim mescitlerdir. Orada beni ziyaret edenler, o mescitleri ihya edenlerdir."
Diyanet İşleri Başkanlığımız, Ekim ayının ilk haftasını her yıl kutlamak üzere CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ilan etmekle, camilerin ihyasını, Din Görevliliğinin cami hizmetinin en önemli parçası olduğunu göstermek ve aşağıdaki hizmetlerin bu vesile ile gerçekleştirilmesini hedeflemiştir.
Camilerin hiç olmazsa yılda bir defa da olsa halısına, kilimine, şadırvanına, minaresine ve ampulüne varıncaya kadar gözden geçirilmesi gerekir. Ecdadın emaneti olan bu eserler bu ilgiye fazlasıyla layıktır, şu ayet-i kerimenin bize çok şeyi düşündürmesi gerekir "Ey Âdem Oğulları! Mescide her gidişinizde güzel ve temiz elbiselerinizi giyin." Güzel ve temiz elbiselerle gidilmesi istenilen camilerin nasıl olması gerektiğini düşünmek zor olmasa gerek. Ulu camilere hizmet ederek, o eserleri bize emanet eden ecdadın duasını almak kadar güzel bir şey olabilir mi?
Camiler Haftasının hayırlı, uğurlu olmasını dilerken, hafta içinde camilerin bakım, onarım ve temizliği için kurulan gönüllü komitelerde görev alanlara teşekkür ediyor ve mabetlerimizin yapılması ve ayakta kalmasında katkısı olanları minnet ve şükranla anıyoruz.
Kutsal camilerimiz kadar, bu camilerde görev yapan insanlar da önemlidir. Çünkü toplumumuzda temel insani ve ahlaki değerlerin yaşamasına, toplumumuzun manen yükselmesine önemli katkılar sağlayan, camilerimizin inşa ve imarında rol alan, dünyevi bir karşılık beklemeden büyük fedakârlıklarda bulunan, samimi davranış ve güler yüzleriyle gönüllerini bütün insanlara açan, hikmet dolu sözleri, dinlendirici hoş sohbetleriyle büyük, küçük herkesin gönlünü kazanan ve görev mahallerinde büyük azim ve gayretle dini hizmet- leri en güzel bir şekilde sunmaya gayret eden Din Görevlilerimiz, bu şerefli hizmetleriyle Peygamberimizin varisleri olmuşlardır.
İşte bu sebeple, birlik ve beraberliğimizin sembolü olan camilerimizin imarını, fonksiyonlarını, ferdi ve toplumsal hayatımızdaki yerini ve önemini daha iyi ortaya koyabilmek, yeni yetişen nesillerimiz üzerinde cami ve mescitler hakkında kalıcı izler bırakabilmek için; 1986 yılından beri Ekim ayının ilk haftasını “Camiler Haftası olarak” kutlayan Diyanet İşleri Başkanlığımız, doğumundan ölümüne kadar toplumda din ve sosyal hizmet gönüllüleri olarak çalışan Din Görevlilerimize de gereken önemin verilmesi amacıyla, 2003 yılından itibaren bu haftayı “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlamaya başlamış ve bunu bir gelenek haline getirmiştir.
Yüce Allah’ın engin rahmet ve bereketinin cemaat üzerine olduğunu unutmayalım. Meşru mazeretlerimiz dışında namazlarımızı cemaatle kılmaya özen gösterelim. Ayrıca çocuklarımızı, zaman zaman camiye götürmeyi, onları da cami ve cemaate alıştırmayı ihmal etmeyelim.
Haftanın insanlarımız, camilerimiz ve din görevlilerimiz için, hayırlara vesile olmasını diliyor ve bu haftanın; amacına uygun olarak güzel hizmetlerle dolu dolu geçmesini Cenabı Haktan niyaz ediyorum.
Bilindiği gibi Camiler, dua ve ibadetlerin Allah'a topluca arz edildiği, gönüllerin yıkandığı, elem ve sevinçlerin paylaşıldığı kutsal mekânlardır.
Camiler, bilmediklerimizi öğrendiğimiz, ilim ve irfanımızı yükselttiğimiz bilgi ve irfan yuvalarımızdır.
Camiler, dargınların barıştığı, kan davalarının unutulduğu, şerlerin def edildiği, öksüz ve yetimlerin sevindirildiği, açların doyurulduğu, fakirlerin giydirildiği ve hatta hastaların tedavi ettirildiği iyilik, şefkat ve yardım istasyonlarıdır.
Camiler, şifa ve huzur evlerimiz, gerçek mutluluğu bulabildiğimiz manevi sığınaklardır.
Camiler, vatan sevgisinin ve milli bütünlüğün telkin edildiği, şehitlik ve gazilik ruhunun beslendiği, çalışma azminin işlendiği, güzel ahlakın telkin edildiği dini ve milli kültür kaynaklarımızdır.
Caminin önemini, Yüce Mevla ayet-i Kerime’de ne güzel ifade ediliyor: "Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve yalnız Allah'tan korkan kimseler onarır. İşte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler."(Tövbe 18)
Sevgili Peygamberimiz de, Caminin Allah (CC.)'ın rahmetinin yeryüzüne ulaşmasına vesile teşkil ettiğini veciz bir ifade ile ortaya koyuyor ve şöyle buyuruyor:
"Ben yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde, mescitleri inşa, tamir, tanzim ve tenvir edenleri, benim rızam için birbirini sevenleri ve seher vaktinde istiğfar edenleri görünce, onlara azap etmekten vazgeçerim." Öyle anlaşılıyor ki, camiler ve din görevlileri haftası münasebetiyle gerçekleştirmek istediğimiz işleri bu hadis-i şerif ile özetlemiş bulunuyor.
Cami inşa etmek ne kadar önemli ise, inşa edilen camilerin bakım ve tamiri, iç ve dışının temizliği ve aydınlığı, çevresinin tanzimi, bahçesinin düzenlemesi ve cemaatin huzurla ibadet etmesinin sağlanması da o kadar önemlidir.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), 622 yılında Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere ‘ye hicret buyurdular. Resulullahın Medine'de hemen bir Mescit inşa ettirmek ihtiyacını duymuş olması ve bu mescidin yapılmasında ashabıyla birlikte bizzat çalışmış olmaları, hiç şüphesiz camiye gösterilen önemin çok açık bir delilidir.
Ayrıca Peygamber Efendimizin evinin mescitle iç içe olması, camiye yakın olmanın, mescitlere gönül vermenin ve ibadet üzere bulunmanın lüzumunun işaretidir.
Peygamber Efendimiz bu noktayı da şöyle açıklıyor: “Bir kimse yalnız Allah rızasını umarak küçük veya büyük bir mescit inşa etse, Allah da ona Cennet'ten bir köşk ihsan buyurur.”
İslam’ın camiye bakışı, hiç şüphesiz onu sadece namaz kılınan yer olarak görmek şeklinde değildir. Camilerin ihya edilmesinin ve cemaatle süslenmesinin önemi aşağıdaki hadis-i Kutsi’de şöyle vurgulanıyor; "Benim yeryüzündeki evlerim mescitlerdir. Orada beni ziyaret edenler, o mescitleri ihya edenlerdir."
Diyanet İşleri Başkanlığımız, Ekim ayının ilk haftasını her yıl kutlamak üzere CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ilan etmekle, camilerin ihyasını, Din Görevliliğinin cami hizmetinin en önemli parçası olduğunu göstermek ve aşağıdaki hizmetlerin bu vesile ile gerçekleştirilmesini hedeflemiştir.
Cami hizmetleri denilince ilk akla gelen husus: Camilerin bakım ve onarımı, tarihi camilerin sanatsal özellikleriyle muhafazası, çevre ve bahçesinin düzenlenmesi, cemaatin huşu ile ibadetini sağlayacak tarzda temiz ve tertipli tutulmasıdır. Bu konuda devlet ve millet işbirliğine, cami görevlisi ve cemaat dayanışmasına büyük ihtiyaç vardır. Aksi takdirde her biri aziz vatanımızın tapu senetleri mesabesinde olan ulu camileri, tarihi mabetleri temizlemek mümkün olmaz.
Camilerin hiç olmazsa yılda bir defa da olsa halısına, kilimine, şadırvanına, minaresine ve ampulüne varıncaya kadar gözden geçirilmesi gerekir. Ecdadın emaneti olan bu eserler bu ilgiye fazlasıyla layıktır, şu ayet-i kerimenin bize çok şeyi düşündürmesi gerekir "Ey Âdem Oğulları! Mescide her gidişinizde güzel ve temiz elbiselerinizi giyin." Güzel ve temiz elbiselerle gidilmesi istenilen camilerin nasıl olması gerektiğini düşünmek zor olmasa gerek. Ulu camilere hizmet ederek, o eserleri bize emanet eden ecdadın duasını almak kadar güzel bir şey olabilir mi?
Camiler Haftasının hayırlı, uğurlu olmasını dilerken, hafta içinde camilerin bakım, onarım ve temizliği için kurulan gönüllü komitelerde görev alanlara teşekkür ediyor ve mabetlerimizin yapılması ve ayakta kalmasında katkısı olanları minnet ve şükranla anıyoruz.
Kutsal camilerimiz kadar, bu camilerde görev yapan insanlar da önemlidir. Çünkü toplumumuzda temel insani ve ahlaki değerlerin yaşamasına, toplumumuzun manen yükselmesine önemli katkılar sağlayan, camilerimizin inşa ve imarında rol alan, dünyevi bir karşılık beklemeden büyük fedakârlıklarda bulunan, samimi davranış ve güler yüzleriyle gönüllerini bütün insanlara açan, hikmet dolu sözleri, dinlendirici hoş sohbetleriyle büyük, küçük herkesin gönlünü kazanan ve görev mahallerinde büyük azim ve gayretle dini hizmet- leri en güzel bir şekilde sunmaya gayret eden Din Görevlilerimiz, bu şerefli hizmetleriyle Peygamberimizin varisleri olmuşlardır.
İşte bu sebeple, birlik ve beraberliğimizin sembolü olan camilerimizin imarını, fonksiyonlarını, ferdi ve toplumsal hayatımızdaki yerini ve önemini daha iyi ortaya koyabilmek, yeni yetişen nesillerimiz üzerinde cami ve mescitler hakkında kalıcı izler bırakabilmek için; 1986 yılından beri Ekim ayının ilk haftasını “Camiler Haftası olarak” kutlayan Diyanet İşleri Başkanlığımız, doğumundan ölümüne kadar toplumda din ve sosyal hizmet gönüllüleri olarak çalışan Din Görevlilerimize de gereken önemin verilmesi amacıyla, 2003 yılından itibaren bu haftayı “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlamaya başlamış ve bunu bir gelenek haline getirmiştir.
Yüce Allah’ın engin rahmet ve bereketinin cemaat üzerine olduğunu unutmayalım. Meşru mazeretlerimiz dışında namazlarımızı cemaatle kılmaya özen gösterelim. Ayrıca çocuklarımızı, zaman zaman camiye götürmeyi, onları da cami ve cemaate alıştırmayı ihmal etmeyelim.
Haftanın insanlarımız, camilerimiz ve din görevlilerimiz için, hayırlara vesile olmasını diliyor ve bu haftanın; amacına uygun olarak güzel hizmetlerle dolu dolu geçmesini Cenabı Haktan niyaz ediyorum.
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii
İmam-Hatibi