Prof. Dr. Cengiz YAKINCI

Prof. Dr. Cengiz YAKINCI

Neden Tıp Fakültelerinde Tıbbi Yunanca Dersi Yok?

Hekimlik pratiğinde sıklıkla anlatılan bir örnek vardır. Hekim kolunu tutar ve “O kadar anatomi okuduk ama kala kala akılda bir femur (uyluk kemiği) kaldı” der. Her ne kadar bu sözün mübalağa boyutu fazla olup espritüel tarafı ağır bassa da gerçeklik tarafı da yok değildir. Tıp terimlerinin Türkçe olmaması bu sözcüklerin öğrenilmesini ve akılda kalıcılığını engelleyen bir durumdur.

Terimler bir bilimin öğrenilmesini sağlayan yapı taşlarıdır. Köken olarak çoğunlukla Latince ve Eski Yunancaya dayanan tıbbi terimler, bu dillerin kurgusuna yabancı olan bireylerin kelimelere yabancılaşmasına neden olmakta, bu durum kelimeleri öğrenme amacı taşıyan öğrencilerin anlamaktan ve kavramaktan uzak bir öğrenme yolunu seçmelerine neden olmaktadır. Çoğunlukla salt ezbere dayanan bir yöntemle terim öğrenmeye çalışan öğrenciler, mantık ilgisi kurmadan, zihinlerine yerleştirmeye çalıştıkları bu terimleri kısa sürede unutabilmektedir. Bu çatışma özellikle tıp eğitimi almaya başlayan öğrencilerin öğrenimlerinin ilk yıllarında sıklıkla karşı karşıya kaldıkları bir problem olarak karşılarına çıkmaktadır.

Bu sıkıntıları yaşayan binlerce tıp öğrencisinin öğrenmesini kolaylaştırmak ve öğrenilenin kalıcılığını sağlamak için nasıl bir yöntem geliştirilebileceği de tıp eğitimcilerinin kafa yorduğu ve çözüm yolları aradığı önemli bir konudur. Klinikte kullanılan sözcüklerin çoğunluğunu Eski Yunanca, temel tıpta kullanılan terimlerin çoğunluğunu da Latince oluşturmaktadır. İşte bu nedenle tıp öğrencilerinin öğretim programları içerisine tıbbi Yunanca ve Latince derslerinin konulması akıllıca bir davranış olacaktır. Bu sayede öğrenciler ilk kez karşılaştıkları bu terimlerin anlamlarını ve kökenlerini kavrayabilecektir. Bu yöntemin uygulamaya geçmesi ile terimlerin öğrenilmesi kolaylaşacak, öğrenme ortamları zevkli hâle gelecektir. İlerleyen zamanlarda da terimlerin unutulması güçleşecek ve akılda kalıcılığı artırılmış olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Cengiz YAKINCI Arşivi