2012 yılı rakamlarına göre Türkiye’de 15 milyon araç bulunmakta olup, Karayolları Genel Müdürlüğü ağında toplam 64.865 km karayolu ağı bulunmaktadır. Dünyadaki trafik kaza istatistikleri incelendiğinde ülkelerin trafik kazalarındaki durumunu gösteren 100.000 araca düşen ölü sayısı, Türkiye’de 27, Almanya’da 9, Fransa’da 11, Hollanda’da 11, İsveç’de 8, İspanya’da 10 olup Avrupa birliği ortalaması 12’dir. İstatistiklerden görüleceği üzere Türkiye’de 100.000 araca düşen ölü sayısı, Avrupa Birliği ortalamasının iki katından daha fazladır. Türkiye'de 1970–2009 yılları arasında 10 milyon 798 bin trafik kazası yaşandı. Bu kazalarda 207 bin kişi öldü, 3 milyon 245 bin kişi de yaralandı. Kısacası trafik kazaları ülkemizde bir halk sağlığı sorunudur.
Trafik teknik bir konudur. Bu tekniğin içinde; trafiğin iyileştirmesi ve geometrik düzenleme, ulaşım etki ve trafik etkileşim analizleri yapılarak yolda kapasite optimizasyonu, sirkülasyon planları, arter planlama, ulaşım ana planı, mevcut durumun tespiti, gelecek senaryolarının seyahat atamaları ve simülasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesi gibi alt konular vardır.
Acaba trafik konusunda teknik eleman kimdir? Trafik polisi mi? Karayolları çalışanları mı? Aslında bunların hiçbiri trafik konusunda lisans eğitimi almış değildir. Bunlar kısa süreli kurslarla, genel mahiyetteki derslerle trafik konusunda yetiştirilmeye çalışılmıştır. Hâlbuki trafik gibi önemli bir teknik konunun dört yıllık lisans eğitiminden yetişmesi gerekir. Ülkemizde lisans seviyesinde Trafik mühendisliği programı yoktur sadece sınırlı sayıda üniversitede yüksek lisans programları vardır. Bu programda sınırlı sayıda yetişenlerin de ülkemizin ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildir.
Trafik mühendislerinin özellikle Karayolları Genel Müdürlüğü’nde, il özel idarelerinde, yerel yönetimlerde, denetim konusunda yetkili jandarmalarda ve emniyet trafik zabıtalarında, trafik eğitimden sorumlu Milli Eğitim Bakanlığında istihdam edilmeleri sonucunda trafik sorunlarına teknik açıdan çözüm getirecektir. Zaten TBMM tarafından hazırlanan ‘Trafik Güvenliği’ raporunda da bu konuya değinilmektedir.
Yeteri kadar geciktirilmiş olan trafikte teknik eleman sorunun en kısa zamanda çözülmesi dileğiyle.
Trafik teknik bir konudur. Bu tekniğin içinde; trafiğin iyileştirmesi ve geometrik düzenleme, ulaşım etki ve trafik etkileşim analizleri yapılarak yolda kapasite optimizasyonu, sirkülasyon planları, arter planlama, ulaşım ana planı, mevcut durumun tespiti, gelecek senaryolarının seyahat atamaları ve simülasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesi gibi alt konular vardır.
Acaba trafik konusunda teknik eleman kimdir? Trafik polisi mi? Karayolları çalışanları mı? Aslında bunların hiçbiri trafik konusunda lisans eğitimi almış değildir. Bunlar kısa süreli kurslarla, genel mahiyetteki derslerle trafik konusunda yetiştirilmeye çalışılmıştır. Hâlbuki trafik gibi önemli bir teknik konunun dört yıllık lisans eğitiminden yetişmesi gerekir. Ülkemizde lisans seviyesinde Trafik mühendisliği programı yoktur sadece sınırlı sayıda üniversitede yüksek lisans programları vardır. Bu programda sınırlı sayıda yetişenlerin de ülkemizin ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildir.
Trafik mühendislerinin özellikle Karayolları Genel Müdürlüğü’nde, il özel idarelerinde, yerel yönetimlerde, denetim konusunda yetkili jandarmalarda ve emniyet trafik zabıtalarında, trafik eğitimden sorumlu Milli Eğitim Bakanlığında istihdam edilmeleri sonucunda trafik sorunlarına teknik açıdan çözüm getirecektir. Zaten TBMM tarafından hazırlanan ‘Trafik Güvenliği’ raporunda da bu konuya değinilmektedir.
Yeteri kadar geciktirilmiş olan trafikte teknik eleman sorunun en kısa zamanda çözülmesi dileğiyle.
