Yaratılmışa hizmet aşkı, sarmışsa bedeni
Yaratan hiç yollarını açmaz mı?
Yoksulu, kimsesizi görmek istersen
Rabbim o gözlerle hiç seni baktırmaz mı?
Yaratılmışı yaratandan ötürü sevmek ve hizmet etme aşkı... Bunu hayat biçimi haline getiren her insan kulluk bilinci ile beraber insan olmanın lezzetini alır. Acıları, sevinçleri paylaşabilen, dertlere derman olabilen insan aldığı lezzeti katmerler.
İşte bunun güzel bir örneğini BİR DAMLA YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ aracılığıyla oradaki hizmet aşkıyla benzenmiş arkadaşlarım aracılığı ile yaşadım..
Bir yazımda da “İyilikleri Çoğaltalım” adlı çalışmalarında bulunmuştum bu derneğin. Bu etkinliklerinde de hikâye ve resim yarışması düzenleyerek, çocuklarımızın gönül dünyalarına kattıkları değerleri paylaşmış ve hediye kazanan bu öğrencilerin mutluluklarına şahit olmuştum ve o duyguları kaleme almıştım.
Bu coşkunun bir başka türünü 29 ihtiyaç sahibi çocuğumuzun sünnet töreninde yaşadım. Sünnet kıyafetleri içinde şehzade gibi dolaşıyorlardı. Bu güzel sivil toplum kuruluşumuz, sünnetini yaptırdığı bu çocuklarımızın sağlık durumlarını kontrol ve takibini yaptığı gibi, o güzel akşamda il müftüsünden birçok sivil toplum kuruluşu başkanlarını da görmek mümkündü... Divan Park’ın ev sahipliği de takdire şayandı... Her çocuk için belirlenen kirveler altınlarını takmışlar ve çeşitli oyuncaklar takdim edilerek yine o masum varlıkların gönül dünyalarına unutamayacakları çiviler çakmışlardı.
Bir tebessümdür bazen merhamet,
Bir küçük hediyedir belki !
Bazen de böyle güzel bir gün yaşatmaktır, yaşayamayacak olanlara...
Kına gecesinden sıra gecesine pasta kesiminden yarışmalara, oyunlara her şey düşünülmüştü.
Bu güzel yürek hareketinin öncüleri başta; başkan Gülten İlhan olmak üzere Sümeyra, Ayşe, Medine ve ismini sayamadığım gönül erlerine saygılarımı sunmayı bir borç biliyorum.
Gönüllü çalışan ve hiçbir emeğin karşılığını Allahtan başka kimseden beklemeyen sivil toplum kuruluşlarımıza her zaman destek olunması gereğini vurguluyorum ve ortaya çıkan güzel toplumsal olayların şehrimize ve ülkemize neler kattığını ve katacağını gelecek nesiller üzerinde daha iyi tahlil edeceğiz belki.. Fakirine, öğrencisine, afetzedesine, engellisine, hastalık mücadelesi verenlerine, eğitimi mevzularına veya sayamadığımız birçok alanda hizmet veren bu sivil kuruluşlar birçoğunun göremediğini görmekte ve ihtiyaçlının ihtiyacı doğrultusunda ayaklarına gitmektedirler...
Gönüllülük büyük bir erdemdir ve emek kısıtlanmaz..Hikaye kitaplarımdan imzalayarak çocuklarımızı bir kitapla buluşturmanın sevincini yaşadığım o gece de iyilik denizinde sizlerle ben de bir damla olabilmişsem ne mutlu diyorum.
Desteklerinizin kat be kat artarak ilerlemenizi ve yaptığınız bu güzel işlerinizin güzelliklerle sonuçlanmasını diliyorum..
Sivil kuruluşlardan hiç birine üye olmayan değerli okuyucularımız hiç değilse birine üye olarak iyilik hareketlerinde yer almak istemez misiniz? Bence bunu esirgemeyin..
Ne dersiniz?..
Yaratan hiç yollarını açmaz mı?
Yoksulu, kimsesizi görmek istersen
Rabbim o gözlerle hiç seni baktırmaz mı?
Yaratılmışı yaratandan ötürü sevmek ve hizmet etme aşkı... Bunu hayat biçimi haline getiren her insan kulluk bilinci ile beraber insan olmanın lezzetini alır. Acıları, sevinçleri paylaşabilen, dertlere derman olabilen insan aldığı lezzeti katmerler.
İşte bunun güzel bir örneğini BİR DAMLA YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ aracılığıyla oradaki hizmet aşkıyla benzenmiş arkadaşlarım aracılığı ile yaşadım..
Bir yazımda da “İyilikleri Çoğaltalım” adlı çalışmalarında bulunmuştum bu derneğin. Bu etkinliklerinde de hikâye ve resim yarışması düzenleyerek, çocuklarımızın gönül dünyalarına kattıkları değerleri paylaşmış ve hediye kazanan bu öğrencilerin mutluluklarına şahit olmuştum ve o duyguları kaleme almıştım.
Bu coşkunun bir başka türünü 29 ihtiyaç sahibi çocuğumuzun sünnet töreninde yaşadım. Sünnet kıyafetleri içinde şehzade gibi dolaşıyorlardı. Bu güzel sivil toplum kuruluşumuz, sünnetini yaptırdığı bu çocuklarımızın sağlık durumlarını kontrol ve takibini yaptığı gibi, o güzel akşamda il müftüsünden birçok sivil toplum kuruluşu başkanlarını da görmek mümkündü... Divan Park’ın ev sahipliği de takdire şayandı... Her çocuk için belirlenen kirveler altınlarını takmışlar ve çeşitli oyuncaklar takdim edilerek yine o masum varlıkların gönül dünyalarına unutamayacakları çiviler çakmışlardı.
Bir tebessümdür bazen merhamet,
Bir küçük hediyedir belki !
Bazen de böyle güzel bir gün yaşatmaktır, yaşayamayacak olanlara...
Kına gecesinden sıra gecesine pasta kesiminden yarışmalara, oyunlara her şey düşünülmüştü.
Bu güzel yürek hareketinin öncüleri başta; başkan Gülten İlhan olmak üzere Sümeyra, Ayşe, Medine ve ismini sayamadığım gönül erlerine saygılarımı sunmayı bir borç biliyorum.
Gönüllü çalışan ve hiçbir emeğin karşılığını Allahtan başka kimseden beklemeyen sivil toplum kuruluşlarımıza her zaman destek olunması gereğini vurguluyorum ve ortaya çıkan güzel toplumsal olayların şehrimize ve ülkemize neler kattığını ve katacağını gelecek nesiller üzerinde daha iyi tahlil edeceğiz belki.. Fakirine, öğrencisine, afetzedesine, engellisine, hastalık mücadelesi verenlerine, eğitimi mevzularına veya sayamadığımız birçok alanda hizmet veren bu sivil kuruluşlar birçoğunun göremediğini görmekte ve ihtiyaçlının ihtiyacı doğrultusunda ayaklarına gitmektedirler...
Gönüllülük büyük bir erdemdir ve emek kısıtlanmaz..Hikaye kitaplarımdan imzalayarak çocuklarımızı bir kitapla buluşturmanın sevincini yaşadığım o gece de iyilik denizinde sizlerle ben de bir damla olabilmişsem ne mutlu diyorum.
Desteklerinizin kat be kat artarak ilerlemenizi ve yaptığınız bu güzel işlerinizin güzelliklerle sonuçlanmasını diliyorum..
Sivil kuruluşlardan hiç birine üye olmayan değerli okuyucularımız hiç değilse birine üye olarak iyilik hareketlerinde yer almak istemez misiniz? Bence bunu esirgemeyin..
Ne dersiniz?..