Mehmet Emin YAĞMUR

Mehmet Emin YAĞMUR

Ahirini Düşünenlere Bir Demet Hadis

Yaşadığımız dünyamıza ve yaşamımız akabinde ki hayatımızı düşünme adına, bu yazımızı kaleme alıyoruz. Ahirini düşünen adam boyutundan hayatımızı ve durumumuzu resmeden Ahir zaman hadislerinden bir demet sunuyorum. Sunduğumuz bu hadislere bakarak yorum yapmayı size, sadece size bırakıyorum.

قال رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَأْتِى عَلَى النَّاسِ زَمانٌ هِمَّتُهُمْ بُطُونُهُمْ وَشَرَفُهُمْ مَتَاعُهُمْ وَقِبْلَتُهُمْ نِسَاؤُهُمْ وَدِينُهُمُ ْدَرَاهِمُهُمْ وَدَنَانِيرُهُمْ أُولَئِكَ شَرَارُ الْخَلْقِ لاَ خَلاَقَ لَهُمْ عِنْدَ اللهِ أخرجه  السيوطي في جامع الأحاديث والديلمى


Allah Rasülü buyurdular ki: “İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki; dertleri mideleri, malları şerefleri, kadınları kıbleleri, dinarları ve dirhemleri (paraları) dinleri olur. İşte bu kimseler Allah indinde hiçbir nasibi olmayan mahlûkatın en şerlileridir.”

قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَيَكُونُ فِي آخِرِ أُمّتِي أقْوَامٌ يُزَخْرِفُونَ مَساجِدَهُمْ وَيُخْرِبُونَ قُلُوبَهُمْ يَتَّقِى أَحَدُهُمْ عَلَى ثَوْبِهِ مَالاَ يَتَّقِى عَلَى دِينِهِ لاَ يُبَالِي أَحَدُهُمْ إذَا سَلِمَتْ لَهُ دُنْيَاهُ مَا كَانَ مِنْ أَمْرِ دِينِهِأخرجه  السيوطي والحاكم


Allah Rasülü buyurdular ki: “Ümmetimin son zamanlarında bir takım topluluklar gelecek. Mescitlerini süsleyecekler, kalplerini ise harap bırakacaklar. Elbiselerini korudukları kadar dinlerini korumayacak, dünyası selâmet bulduğu zaman din işlerine aldırış etmeyecekler.


قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَيَجِيئَنَّ أَقْوَامٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَهُمْ حَسَنَاتٌ كَأَمْثَالِ الْجِبَالِ فَيُؤْمَرُ بِهِمْ إِلَى النَّارِ. فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوَ يُصَلُّونَ كَانُوا؟ قَالَ كَانُوا يُصَلُّونَ وَيَصُومُونَ وَيَأْخُذُونَ وَهْنًا مِنَ اللَّيْلِ لَكِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا لاحَ لَهُمْ شَيْءٌ مِنَ الدُّنْيَا وَثَبُوا عَلَيْهِ مسند الفردوس ومعجم ابن الأعرابي


Allah Rasülü Buyurdular ki: “Kıyamet gününde dağlar kadar amelleri olan birçok kavim getirilecek ve onların ateşe sevk edilmesi emrolunacaktır. Ashab-ı kiram 'Onlar namaz kılarlar mıydı ey Allah'ın Rasülü?' diye sordular. Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: Evet! Onlar namaz kılar, oruç tutar ve gecenin bir kısmını da ibadet için ayırırlardı. Fakat onlara dünyadan bir menfaat parlayınca (dinlerini) düşünmeden o menfaate atlayıp üşüşürlerdi.”

قال رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّهُ سَيُصِيبُ أُمَّتِي دَاءُ الأُمَمِ، قَالُوا يَا نَبِيَّ اللَّهِ، وَمَا دَاءُ الأُمَمِ؟ قَالَ الأَشَرُ أي كفر النعمة وَالْبَطَرُ أي الطغيان عند النعمة وشدة الفرح وَالتَّكَاثُرُ وَالتَّنَاجُشُ فِي الدُّنْيَا وَالتَّبَاغُضُ، وَالتَّحَاسُدُ، حَتَّى يَكُونَ الْبَغْيُ، ثُمَّ يَكُونَ الْهَرْجُ رواه الحاكم
 

Allah Rasülü Buyurdular ki: "Yakın bir zamanda ümmetime, ümmetlerin hastalığı isabet edecektir. Arsızlık, kibirlilik, şımarıklık, çoklukla övünmek, dünya için kavga etmek ve haset etmek. Nihayetinde haksızlık, zulüm ve ölümler olacaktır."

عَنْ ثَوْبَانَ عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ لأَعْلَمَنَّ أَقْوَامًا مِنْ أُمَّتِي يَأْتُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِحَسَنَاتٍ أَمْثَالِ جِبَالِ تِهَامَةَ بِيضًا فَيَجْعَلُهَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ هَبَاءً مَنْثُورًا قَالَ ثَوْبَانُ يَا رَسُولَ اللَّهِ صِفْهُمْ لَنَا، جَلِّهِمْ لَنَا أَنْ لاَ نَكُونَ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لاَ نَعْلَمُ، قَالَ أَمَا إِنَّهُمْ إِخْوَانُكُمْ وَمِنْ جِلْدَتِكُمْ وَيَأْخُذُونَ مِنَ اللَّيْلِ كَمَا تَأْخُذُونَ وَلَكِنَّهُمْ أَقْوَامٌ إِذَا خَلَوْا بِمَحَارِمِ اللَّهِ انْتَهَكُوهَا رواه ابن ماجه


Allah Rasülü Buyurdular ki:  “Kıyamet gününde ümmetimden, Tihame dağları gibi muazzam sevaplarla gelecek kimseleri biliyorum. Fakat yüce Allah o dağlar kadar sevabı toz gibi savurup boşa çıkaracaktır” buyurdu. Bunun üzerine Sevban, “Ey Allah’ın elçisi!” dedi. “O kimseleri bize iyice tanıt da, bilmeden onlar gibi olmayalım.” Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: “Onlar sizin kardeşlerinizdir; sizin cinsinizdendir. Geceleri sizin gibi kalkıp ibadet ederler. Fakat onlar kimsenin görmediği yerde Allah’ın haram kıldığı şeyleri yaparlar.


قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَيَأْتِي عَلَى النَّاسِ سَنَوَاتٌ خَدَّاعَاتٌ، يُصَدَّقُ فِيهَا الْكَاذِبُ، وَيُكَذَّبُ فِيهَا الصَّادِقُ، وَيُؤْتَمَنُ فِيهَا الْخَائِنُ، وَيُخَوَّنُ فِيهَا الأَمِينُ، وَيَنْطِقُ فِيهَا الرُّوَيْبِضَةُ، قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الرُّوَيْبِضَةُ؟ قَالَ الرَّجُلُ التَّافِهُ يَنْطِقُ فِي أَمْرِ الْعَامَّةِ رواه ابن ماجه


Allah Rasülü Buyurdular ki: İnsanlar üzerine öyle aldatıcı yıllar gelir ki o zamanda yalancı doğrulanır, doğru yalanlanır, haine güvenilir, emin kimseye güvenilmez! O zamanda Rüveybida konuşur. Denildi ki: −Rüveybida nedir? Akılsız, bilgisi kıt kimse toplumun işi hakkında konuşur


Tabiinin büyüklerinden Yahya b. Muazla kelamımızı hitama erdirelim:

Ey İnsanlar! Görüyorum ki evleriniz Rum Kayserlerinin evlerine, Lüks hayranlığınız, Kisra'nın tutumuna, Servet peşinde koşmanız Karun anlayışına, Saltanatınız firavunun saltanatına, Nefisleriniz Ebu Cehil'in nefsine, Gururunuz Ebrehe'nin gururuna, Yaşayışınız sefihlerin yaşayışına benziyor. Allah için söyleyin, Muhammedî olanlar nerede!... Allah için söyleyin, Muhammedî olanlar nerede!... Allah için söyleyin, Muhammedî olanlar nerede!
 
 
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii İmam-Hatibi
İlahiyatçı-İktisatçı
05369696634

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Emin YAĞMUR Arşivi