İstisnasız bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri eşitlikten, hak ve hukuktan dem vururlar. Her söylemlerinde hakların eşitliğinden bahsederler. Sınıf ayrımının halkı ayrıştırdığını, bunun ortadan kaldırılması gerektiğini söylerler. Kutuplaşmadan şikâyetçi olduklarını, rahatsız olduklarını söylemeyen siyasi parti kesinlikle yoktur.
Söylemlere baktığınızda her partiyi bağrına basası geliyor insanın. Ama madalyonun gerçek yüzüne baktığınızda durumun hiçte böyle olmadığını alenen görüyoruz. Hiç bir siyasi partinin tüzüğünü, siyasi görüşünü eleştirmek haddimiz değildir. Beğeniriz, beğenmeyiz, bu onların düşüncesi, onların tüzüğü. Beğenen olur, beğenmeyen olur. Bu demokrasinin gereğidir. Biz yerel radyolar olarak her zaman ılımlı yayınlar yaparak gerilen halkın en azından bizimle teselli bulmasını öngörürüz. Biz yayınımızı yaparız, hiç bir siyasi partinin güdümünde olmadık, olmayız da. Biz siyasi partilerin işlevini, tüzüğünü iyi ya da kötü olarak değerlendirmeyi haddimiz değil diyerek ele almıyorsak bizim basın camiasında görmemekte hiç bir siyasi partinin haddi değildir.
Yaklaşık 25 yıldır yayın yapan radyolar her zaman üvey evlat muamelesi görmüştür. Bir mülteci, sığınmacı konumundan bir türlü kurtarılmayan radyolar kendi kaderine bırakılmıştır. Seçimden seçime faaliyete geçen bazı yerel gazete ve dergiler, internet haber siteler bile basın olarak değer görürken, 25 yıldır yayın yapan ve Basın Yayın kuruluşları arasında aynı vergiyi hatta RTÜK payı vererek daha fazla ver4gi ödeyen radyolar basın olarak değerlendirilmiyor. Kutuplaşmanın karşısında olduklarını söyleyen, eşitsizliğe karşı olan siyasi partilerin radyoları tanıtım çalışmalarında hiç değerlendirmemesi gerçekten çok ayıptır. Bizim de ayakta durmamız için reklama ihtiyacımız var. Vergi borcu, SSK borcu hatta kira ve fatura borcu yüzünden zor durumda olan radyoların da artık adam sınıfına konulması lazım. Halka ulaşması bakımından radyolar en ideal basın organı olmasına rağmen, siyasi partilerin tercih etmemesi kesinlikle art niyettir. Bütün görüşmelere rağmen hiç bir zaman olumlu yanıt alınamamış hatta yüzümüze açık açık "biz radyoları basın olarak görmüyoruz" demişlerdir. Buradan sayın cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün siyasi partileri dillerine doladıkları eşitliği ve haksızlığı ortadan kaldırmayı yerine getirmelerini istiyorum. Artık radyoları da görün. Biz zayıf ve cılız kaldığımız için göze gelmiyoruz ama artık bizim de sesimizi yükseltme zamanımız geldi geçiyor bile. Bundan sonra biz de yayınlarımız da kutuplaşalım mı, biz de diğer medya organları gibi yayın yapalım mı ???
Artık yeter. Bütün radyo camiasına sesleniyorum. Sesimizi yükseltelim. Gerekirse ambargo uygulayalım. Nerede inceyse orada kopsun. Nasıl olsa ülkede devran böyle dönüyor.
Söylemlere baktığınızda her partiyi bağrına basası geliyor insanın. Ama madalyonun gerçek yüzüne baktığınızda durumun hiçte böyle olmadığını alenen görüyoruz. Hiç bir siyasi partinin tüzüğünü, siyasi görüşünü eleştirmek haddimiz değildir. Beğeniriz, beğenmeyiz, bu onların düşüncesi, onların tüzüğü. Beğenen olur, beğenmeyen olur. Bu demokrasinin gereğidir. Biz yerel radyolar olarak her zaman ılımlı yayınlar yaparak gerilen halkın en azından bizimle teselli bulmasını öngörürüz. Biz yayınımızı yaparız, hiç bir siyasi partinin güdümünde olmadık, olmayız da. Biz siyasi partilerin işlevini, tüzüğünü iyi ya da kötü olarak değerlendirmeyi haddimiz değil diyerek ele almıyorsak bizim basın camiasında görmemekte hiç bir siyasi partinin haddi değildir.
Yaklaşık 25 yıldır yayın yapan radyolar her zaman üvey evlat muamelesi görmüştür. Bir mülteci, sığınmacı konumundan bir türlü kurtarılmayan radyolar kendi kaderine bırakılmıştır. Seçimden seçime faaliyete geçen bazı yerel gazete ve dergiler, internet haber siteler bile basın olarak değer görürken, 25 yıldır yayın yapan ve Basın Yayın kuruluşları arasında aynı vergiyi hatta RTÜK payı vererek daha fazla ver4gi ödeyen radyolar basın olarak değerlendirilmiyor. Kutuplaşmanın karşısında olduklarını söyleyen, eşitsizliğe karşı olan siyasi partilerin radyoları tanıtım çalışmalarında hiç değerlendirmemesi gerçekten çok ayıptır. Bizim de ayakta durmamız için reklama ihtiyacımız var. Vergi borcu, SSK borcu hatta kira ve fatura borcu yüzünden zor durumda olan radyoların da artık adam sınıfına konulması lazım. Halka ulaşması bakımından radyolar en ideal basın organı olmasına rağmen, siyasi partilerin tercih etmemesi kesinlikle art niyettir. Bütün görüşmelere rağmen hiç bir zaman olumlu yanıt alınamamış hatta yüzümüze açık açık "biz radyoları basın olarak görmüyoruz" demişlerdir. Buradan sayın cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün siyasi partileri dillerine doladıkları eşitliği ve haksızlığı ortadan kaldırmayı yerine getirmelerini istiyorum. Artık radyoları da görün. Biz zayıf ve cılız kaldığımız için göze gelmiyoruz ama artık bizim de sesimizi yükseltme zamanımız geldi geçiyor bile. Bundan sonra biz de yayınlarımız da kutuplaşalım mı, biz de diğer medya organları gibi yayın yapalım mı ???
Artık yeter. Bütün radyo camiasına sesleniyorum. Sesimizi yükseltelim. Gerekirse ambargo uygulayalım. Nerede inceyse orada kopsun. Nasıl olsa ülkede devran böyle dönüyor.