Çiçek! toprağı sevmek için sebepti. Çayır çimen, ağaç, meyve, yemiş… Sebepti ay, bulut gökkuşağı mavi, yıldız gökyüzünü sevmeye… Bir süs ile bir nizam
İntizam içinde sebepler zinciri…
Sebep idi bir anne ile çocuğun kan bağı! yavruya bakım için. Süsü idi dünyanın evlat ev iş. Sevgi için/ hedef için sebepti meydana getirilen nesiller…
Varlığa yol veren yüce Rab sebep kıldı birçok şeyi birbirimize. ‘Ol ‘deyince her şeyi olduran Rab sebeplerin akıbeti ile bizi dayanıklı kıldı.
Hastalığı şifa buldukça şükre ve sağlığın kıymetini bilmeye sebep kıldı.
Azaldıkça ten de can! ölümü felaha sebep kıldı. Ani olan her şey can yakıyordu çünkü.
Sevdim sebepleri…
Her sancı da anneliği beklemeyi
Her geceyle doğacak güneşi
Her kırıkta bir’le bütünleşmeyi
Her yokuşta zirveyi
Her damla da deryayı sevdim
Sevdim sebepleri
Acıtmadan dokunduğu için,
Acıtsa da alıştırdığı için
Her yokuşta zirveyi sevdim
Çıkış sebepti
Dizlerimin bağı çözülse de
Yokluktan sonra varlığı bulmayı
Varlık gidince emanet bilincini sevdim
Örebildikçe uzayan saçlarımı sevdim.
Yandıkça değen gölgeyi ve ağacı
Kurudukça yağmuru
Islandıkça güneşi sevdim
Kokuştukça dünya
Toprak kokusunu
Bozuldukça insan! sevdim tomurcuğu goncayı
Sevdim çocuğu
Çocukça /her şeyi
Ruhun arınmışlık damarını sebep bilip sevdim…
Sevdim sebepleri
Sevdiklerimin sır perdesini kaldırmadan çizgi çizgi hayat oluşunu sevdim.
Dertlerime ram olarak…
Hiç gocunmadan yöneldim öğrendim.
İnce ince sevdiğini bildim rabbin sebepleri halka eyledikçe… Ve üzerime sindirdiği nezaket ve terbiyeyi sevdim sebeplerin.
Kalbim dermanım oldu sonra
Işığım/
Suyum…
Sebepleri sevdikçe hal’lendim
Dar’lanmadım.gönül kentim/ gönül kendim idim
Dikenlerin ucundan sızan kanla gül’lendim
Vaktin sevdası
Hep ısıt beni!
Sebepler zincirinde
…
Nilüfer zontul aktaş