Prof. Dr. Cengiz YAKINCI

Prof. Dr. Cengiz YAKINCI

Haydi büyükler aşıya

Merve’ye on yedi yaşında lösemi teşhisi konuldu. Tedavisine başlandı ve başarılıyla sürdürüldü. Hastalığın iyileşme fazında Merve suçiçeği oldu ve Merve’yi bu nedenle kaybettik. Merve’ye normal şartlarda bir yaşında yapılması gereken suçiçeği aşısı yapılmamıştı. Lösemi teşhisi konulduktan sonra ise canlı aşı olan suçiçeği aşısı yapılamamaktadır. Sonuçta Merve lösemi hastalığının tedavisine suçiçeği aşısının korunmasından mahrum olarak başlamıştı.

Berivan diyabet koması nedeniyle yoğun bakım servisine yatırıldı. O sırada serviste hepatit A hastaları da yatıyordu. Berivan komadan çıktı ve taburcu edildi. Üç hafta sonra hepatit A nedeniyle tekrar hastaneye getirildi. Bu sefer de hepatit A’ya bağlı karaciğer komasına girmişti. Karaciğer yetmezliği nedeniyle karaciğer nakli yapıldı fakat bir süre sonra Berivan’ı kaybettik. Berivan’a normal şartlarda bir yaşında yapılması gereken hepatit A aşısı yapılmamıştı. Daha sonra da diyabet tedavisine yoğunlaşılmış fakat hepatit A bağışıklığı göz ardı edilmişti.

Tıp Fakültesindeki stajyer ve intörn doktorları düşünelim. Bu genç hekimler; hepatit A, suçiçeği, kabakulak, kızamıkçık vb. enfeksiyonu geçiren hastalarla karşılaşıyor, onları muayene ediyor ve tedavilerine yardımcı oluyorlar. Bu genç hekimlerin bu hastalıklara karşı bağışıklık durumları nasıl? Aşıları yapılmış mı? Bu hastalıkları doğal yolla geçirmişler mi? Genellikle bu soruların cevaplarında BELİRSİZLİK var. Bu konuda tedbir almamız için ‘genç bir fidanın’ aşıyla önlenebilir hastalıktan ölmesi şart mıdır?

Tıp fakültesi öğrencilerinin durumu bu şekilde sağlıkla uğraşan diş hekimliği, hemşirelik vb. öğrencilerinin durumu farklı mı? Elbette HAYIR.

“Hayat, silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır.” denilmektedir. Diğer bir deyişle hayat hata kabul etmemektedir. Yapılan hatalar, düzeltilemeyecek sonuçlara yol açmaktadır.

Erişkin aşıları konusunda neden bu kadar açık hata yapılıyor? Bence bunun temel nedeni “aşılar sadece çocuklara yapılır” ön yargısıdır. Hâlbuki aşıyla korunulabilir hastalıklardan çocukların yanısıra erişkinleri de aşılayarak koruyabiliriz.

O halde sloganımız şu olmalıdır: Haydi büyükler aşıya!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Cengiz YAKINCI Arşivi