“Sulama havuzumu yıktım doktor bey!”
Tarım amaçlı sulama havuzundan canı yanmış bir babanın feryadıydı bu cümle. Küçücük yavrusunu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan çaresiz bir babanın feryadı…
Sağlıklı bir çocuğun bir anlık ihmal ya da dikkatsizlik sonucu on-on beş dakika gibi kısa bir süre içerisinde ölmesi ya da hayat boyu sürecek kalıcı hasarlarla yaşamını sürdürmek zorunda kalması, insanın ve özellikle o çocuğun anne ve babasının kaldıramayacağı kadar zor ve acı bir durum. Özellikle küçük çocuklar, küçük bir dalgınlık ya da ihmal halinde sağlıklarını, hatta yaşamlarını kaybedebilecek tehlikelerle karşı karşıya kalabilmektedir. Son günlerde daha sık duymaya başladığımız suda boğulma vakaları tam da bu tehlikeye işaret etmekte.
Boğulma vakalarını önlemek amacıyla her ne kadar değişik tedbirler alınsa da bu tedbirlerin yeterli olmadığı ya da kısıtlı bir alanda uygulandığı göze çarpmakta. Örneğin yüzme havuzlarıyla ilgili olarak 2011 yılında çıkarılan yönetmelikle, yüzme havuzlarında cankurtaran istihdam edilmesi, ip, yüzer duba, simit gibi can kurtarmaya mahsus malzemeler ile ilkyardım malzemelerinin hazır bulundurulması zorunlu hale getirilmiş ve bu sayede olası onlarca boğulma hadisesi önlenmiştir. Bunlar gerçekten güzel tedbirler ama maalesef yeterli değil. Tüm önlemlere rağmen suda boğulma vakaları devam etmektedir.
Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Yoğun Bakım Servisine son beş yılda suda boğulma şikâyetiyle getirilen beş yaşın altındaki çocukların verileri incelendiğinde, dokuz suda boğulma vakasının altısının, tarım amaçlı sulama havuzunda meydana gelmiş olduğu ve bunların dördünün vefat ettiği tespit edilmiştir.
Bu sonuçlar korkunç bir ihmali gözler önüne sermektedir. Tarım amaçlı sulama havuzlarında güvenlik adına hiçbir tedbir bulunmamaktadır. Bu durumda yapılması gereken şey çok açık. Ya feryat eden acılı baba gibi bütün sulama havuzlarını yıkacağız ya da sulama havuzlarının güvenliğiyle ilgili ciddi bir yönetmelik çıkarıp uygulanmasını takip edeceğiz.
Daha fazla yürek yanmadan, anne ve babalar daha fazla feryat etmeden ciddi önlemler almanın zamanı geldi de geçiyor. Karar yetkililerimizin.
Tarım amaçlı sulama havuzundan canı yanmış bir babanın feryadıydı bu cümle. Küçücük yavrusunu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan çaresiz bir babanın feryadı…
Sağlıklı bir çocuğun bir anlık ihmal ya da dikkatsizlik sonucu on-on beş dakika gibi kısa bir süre içerisinde ölmesi ya da hayat boyu sürecek kalıcı hasarlarla yaşamını sürdürmek zorunda kalması, insanın ve özellikle o çocuğun anne ve babasının kaldıramayacağı kadar zor ve acı bir durum. Özellikle küçük çocuklar, küçük bir dalgınlık ya da ihmal halinde sağlıklarını, hatta yaşamlarını kaybedebilecek tehlikelerle karşı karşıya kalabilmektedir. Son günlerde daha sık duymaya başladığımız suda boğulma vakaları tam da bu tehlikeye işaret etmekte.
Boğulma vakalarını önlemek amacıyla her ne kadar değişik tedbirler alınsa da bu tedbirlerin yeterli olmadığı ya da kısıtlı bir alanda uygulandığı göze çarpmakta. Örneğin yüzme havuzlarıyla ilgili olarak 2011 yılında çıkarılan yönetmelikle, yüzme havuzlarında cankurtaran istihdam edilmesi, ip, yüzer duba, simit gibi can kurtarmaya mahsus malzemeler ile ilkyardım malzemelerinin hazır bulundurulması zorunlu hale getirilmiş ve bu sayede olası onlarca boğulma hadisesi önlenmiştir. Bunlar gerçekten güzel tedbirler ama maalesef yeterli değil. Tüm önlemlere rağmen suda boğulma vakaları devam etmektedir.
Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Yoğun Bakım Servisine son beş yılda suda boğulma şikâyetiyle getirilen beş yaşın altındaki çocukların verileri incelendiğinde, dokuz suda boğulma vakasının altısının, tarım amaçlı sulama havuzunda meydana gelmiş olduğu ve bunların dördünün vefat ettiği tespit edilmiştir.
Bu sonuçlar korkunç bir ihmali gözler önüne sermektedir. Tarım amaçlı sulama havuzlarında güvenlik adına hiçbir tedbir bulunmamaktadır. Bu durumda yapılması gereken şey çok açık. Ya feryat eden acılı baba gibi bütün sulama havuzlarını yıkacağız ya da sulama havuzlarının güvenliğiyle ilgili ciddi bir yönetmelik çıkarıp uygulanmasını takip edeceğiz.
Daha fazla yürek yanmadan, anne ve babalar daha fazla feryat etmeden ciddi önlemler almanın zamanı geldi de geçiyor. Karar yetkililerimizin.