Kadın Hastalıkları ve Doğum profesörü Önder Çelik ile konuşuyorum. Kendisi nobel tıp ödüllerinden bahsediyor. “Biliyorsunuz 2010 Nobel Tıp Ödülünü ‘tüp bebek’ projesi aldı. Aslında tüp bebek yöntemiyle ilk bebek 1978 yılında doğdu. Neden 32 yıl bekledikten sonra tüp bebek projesine Nobel ödülü verildi diye düşündünüz mü? Bunun nedeni şudur: Tüp bebek projesi gerçekleşirken buna bağlı olarak birçok proje de birlikte gelişmek durumunda kaldı. Bunlardan birisi “preimplantasyon genetik tanı” projesidir. Diğer bir deyişle tüp bebek yöntemiyle gebelik oluşturulurken, bebeğin en azından bilinen bazı hastalıklardan arınmış olduğunun bilinmesidir. Bunun için vücut dışında döllenmiş yumurta anne rahmine konulmadan önce belli hastalıklar yönünden genetik yönden araştırılır.
Tüp bebek projesiyle birlikte gelişen ikinci proje ise “embriyonik kök hücre” projesidir. Bildiğiniz gibi; kök hücre, vücuttaki diğer hücrelere dönüşebilen hücre demektir. Örneğin kök hücreden diş, karaciğer hücresi veya istenilen bir vücut hücresi üretmek mümkündür. Kök hücre kültürü yöntemi ilerde birçok hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek . Örneğin kadavradan veya canlıdan alınan organ nakli yerine kök hücreden üretilmiş organ nakli yapılabilecek. Kök hücrenin ne işe yaradığından kısaca bahsettikten sonra şu soru sorulabilir: Kök hücre nereden elde ediliyor? Kök hücrenin iki temel kaynağı var. Birincisi embriyo, ikincisi ise herhangi bir vücut hücresidir. İşte embriyo dönemine ait kök hücre, tüp bebek çalışması sırasında vücut dışında cinsiyet hücrelerinin döllenip çoğaltılması sağlanırken embriyonik kök hücrelere de ulaşılmış olunuyor.
Tüp bebek projesiyle birlikte gelişen üçüncü proje ise “Terapi amaçlı klonlama” projesidir. Bu yöntemde, yetişkin bir canlıdan alınan hücre, hücre çekirdeği çıkarılmış bir yumurta hücresine aktarılır. 1996 yılında klonlanan koyun Dolly, bu yöntemle ortaya çıkarılan ilk memeli canlıdır. İnsanda ise örnek olarak lenf kanserlerinde embriyonik kemik iliği hücrelerinin kanserli doku ile değiştirilmesi verilebilir.”
Görüldüğü gibi, tüp bebek projesi sadece çocuğu olmayanlara çocuk sahibi olma fırsatı veren proje olarak kalmadı. Bu proje gelişirken üç proje daha onunla beraber gelişti. Birlikte gelişen bu projelerle hastalıkların tanı ve tedavisinde yeni çığırlar açıldı.
O halde Nobel ödülü almanın yolu bir projenin gerçekleşmesiyle değil başka projeleri doğurma gücüyle doğru orantılıdır.
Tüp bebek projesiyle birlikte gelişen ikinci proje ise “embriyonik kök hücre” projesidir. Bildiğiniz gibi; kök hücre, vücuttaki diğer hücrelere dönüşebilen hücre demektir. Örneğin kök hücreden diş, karaciğer hücresi veya istenilen bir vücut hücresi üretmek mümkündür. Kök hücre kültürü yöntemi ilerde birçok hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek . Örneğin kadavradan veya canlıdan alınan organ nakli yerine kök hücreden üretilmiş organ nakli yapılabilecek. Kök hücrenin ne işe yaradığından kısaca bahsettikten sonra şu soru sorulabilir: Kök hücre nereden elde ediliyor? Kök hücrenin iki temel kaynağı var. Birincisi embriyo, ikincisi ise herhangi bir vücut hücresidir. İşte embriyo dönemine ait kök hücre, tüp bebek çalışması sırasında vücut dışında cinsiyet hücrelerinin döllenip çoğaltılması sağlanırken embriyonik kök hücrelere de ulaşılmış olunuyor.
Tüp bebek projesiyle birlikte gelişen üçüncü proje ise “Terapi amaçlı klonlama” projesidir. Bu yöntemde, yetişkin bir canlıdan alınan hücre, hücre çekirdeği çıkarılmış bir yumurta hücresine aktarılır. 1996 yılında klonlanan koyun Dolly, bu yöntemle ortaya çıkarılan ilk memeli canlıdır. İnsanda ise örnek olarak lenf kanserlerinde embriyonik kemik iliği hücrelerinin kanserli doku ile değiştirilmesi verilebilir.”
Görüldüğü gibi, tüp bebek projesi sadece çocuğu olmayanlara çocuk sahibi olma fırsatı veren proje olarak kalmadı. Bu proje gelişirken üç proje daha onunla beraber gelişti. Birlikte gelişen bu projelerle hastalıkların tanı ve tedavisinde yeni çığırlar açıldı.
O halde Nobel ödülü almanın yolu bir projenin gerçekleşmesiyle değil başka projeleri doğurma gücüyle doğru orantılıdır.