Bu haftaki konuğum İnönü Üniversitesi Kayısı Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. B. Murat Asma. Sizleri onun yazısıyla baş başa bırakacağım. Keyifli okumalar...
Malatya dünya kuru kayısı üretiminin %60-80’ini ve dünya kuru kayısı ticaretinin %85’ine sahip durumdadır. 2011 yılında 90 bin ton kuru kayısı ihraç ederek 365 milyon Amerikan Doları girdi sağlamış durumdadır.
Bu rakamlar çok göz alıcı ama yeterli mi? Demem odur ki ülkemizin bir ili neredeyse meyveciliğini tek bir ürün olan kayısıya bağlamış olmasına rağmen yeterince gelir elde ediyor mu?
Kayısı ihracatıyla ülkeye girdinin 1 milyar Amerikan Doları olması neden hedeflenmesin?
İnsanın aklına kayısıyla ilgili birçok soru geliyor. Bu soruların muhatabı kim? Bu kadar önemli olan ve bir ilin adının önüne geçmiş bir ürünün sahibi kim? Fındığın reklamı yapılarak fındık ihracatındaki artış yöntemi kayısı için neden uygulanmasın?
Kayısının pazarlanması konusunda bilimsel araştırmalar neden yapılmıyor?
Neden yeni kayısı çeşitleri üretilerek mayıs-ekim ayları arasındaki dönemde piyasaya taze kayısı sunulmasın?
Birçok ürünün yapımında kullanılacak olan kayısı pulpu konservesi üretimi neden yapılmamaktadır?
Kayısı ürünü skalası neden genişletilmesin?
Kayısının kullanım alanı neden genişletilmesin? Örneğin; çayın, gün kurusu kayısıyla veya kayısı pulpuyla kıtlama şeklinde içilmesi gibi...
Kuru kayısı üretiminde mekanizasyona gidip üretim maliyeti neden düşürülmesin?
Neden, neden neden?
Malatya’da kayısıyla uğraşan çeşitli kuruluşlar var fakat bunlar arasında işbirliğini sağlayacak, ileriye yönelik olarak kayısının stratejik planını yapacak, kayısı konusunda yapılacak araştırmaları yönlendirecek, bir organizasyona ihtiyaç vardır. Kısacası kayısının bir sahibe ihtiyacı vardır. İşte bu düşünce ile “Ulusal Kayısı Konseyi” kurulması planlanmış fakat her nedense yürürlüğe girmemiştir.