Bakan Bülent Tüfenkci, Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu (TEMFED) tarafından Malatya’da bir otelde düzenlenen toplantıya katıldı.
Emlak danışmanlarının taleplerinin iletildiği toplantıda konuşan Tüfenkci, 2016’da Türkiye’nin bütün beklentilerin üzerinde 2,9 büyüme başarısını gösterdiğini kaydederek, “Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden birisi olarak ilan ettiğimiz emlak, inşaat sektörü de hem büyüme potansiyeli hem ticareti hem de satılan konut sayısına baktığımızda geçtiğimiz yıl müthiş rekorlara imza attı. 2017 yılında da bu güçlü çıkış devam edecek. Biz almış olduğumuz tedbir ve teşviklerle tüm piyasanın canlanması noktasında, bu piyasanın ayakta durması ve daha ileri gitmesi noktasındaki teşviklerimiz 2017 yılı içerisinde de devam edecek” ifadelerini kullandı.
Bakan Tüfenkci, konut sektörünün finansmanı noktasındaki faiz oranlarının ayrı olarak düşürülüp, programlanması sektördeki ticareti canlandırıp, geliştirdiğini kaydetti.
Emlakçıları önemsediklerini dile getiren Tüfenkci, “Biz istiyoruz ki ikinci el piyasa düzenlemesini birlikte yapalım. Sizlere kimlik kazandıralım. Sizlerin mesleğini yasal anlamda da bir yerlere oturtalım” diye konuştu.
16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandumun emlakçıları yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken Tüfenkci, “16 Nisan’dan sonra biz istiyoruz ki Türkiye marka olsun. Türkiye’nin markası büyüsün, kalıcı olsun. Yakalanan istikrarla beraber Türkiye büyüsün, Malatya büyüsün, 81 il büyüsün ve her bir ilin değeri artsın. Eğer Türkiye istikrarı, huzuru ve barışı yakalarsa yabancıların da ilgisi artar, ticarette gelişir, piyasada gelişir. Ama siz Türkiye’nin markasını aşağı doğru çekerseniz o piyasada, emlak sektörü de çöker” dedi.
Bakan Tüfenkci, Türkiye’nin bir marka olduğunu ve herkesin bu markaya sahip çıkması gerektiğini belirterek, markanın değerini hep birlikte yukarı çıkarmak istediklerini söyledi.
Eski sistemin değişmesini istediklerini ifade eden Tüfenkci, “Değişmemesini isteyenler de olabilir, saygı duyuyoruz. Bu sistemin rantından, boşluklarından fayda sağlayanlar, makam ve mevki sağlayanlar olabilir, onlara da saygı duyuyoruz. Para kazananlar olabilir, ona da saygı duyuyoruz. Ama Türkiye’nin değerini, markasını yükseltmemiz lazım. Bundan da 80 milyon birlikte kazanmamız lazım. Birbirimizi ötekileştirmeden, birbirimize sahip çıkarak, birbirimizi şu veya bu kamplara ayırmadan ki bu kampanya bile bizi kamplara ayırıyorsa bu kampanyanın hiçbir anlamı yok. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle beraber biz uzlaşma kültürünü ve birlik, beraberliği öne çıkartarak, Türkiye’nin marka değerini yükseltmek istiyoruz. Malatya’yı bölersek, kamplara ayırırsak, mahallelere ayırırsak herkes kaybeder. Malatya’da, Türkiye’de yaşayan herkes kaybeder. Onun için öncelikle elimizdeki bu vatanın değerini yükseltmemiz lazım. Bu vatan, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının kanlarıyla, canlarıyla bize emanet ettiği ve her daim korumak içinde canımızı, kanımızı ortaya koyarak koruduğumuz çok değerli bir coğrafyada oturuyoruz. Bu Anadolu coğrafyasında oturmanın da bir bedeli var. Bu bedel güçlü olmayı, bu bölgede, bu coğrafyada oturanların güçlü yönetimlerle yönetilmesi gerektiğini bize gösteriyor. Ne zaman ki koalisyonlarla yönetildiğimizde Türkiye’nin esasında büyüme oranlarının negatif veya çok düşük olduğunu görüyoruz. Allah muhafaza 15 Temmuz’da Türkiye koalisyonlarla yönetilseydi, ondan sonra bu kadar hızlı bir şekilde toparlanır mıydı, onun takdirini sizlere bırakıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Mevcut sistemden memnun olmadıklarını dile getiren Tüfenkci, “Biz siyaseti nefret dilini geliştirmek için yapmamalıyız. Biz kardeşliği, sevgiyi, barışı, birliği sağlamak adına siyaseti yapmalıyız. Eğer siz siyaseti insanlık için, insanların mutluluğu için yapıyorsanız, insanların ihtiyaçlarını giderme adına yapmanız lazım. ‘Evet’ de çıksa, ‘hayır’ da çıksa Türkiye birlik ve beraberlik içerisinde yoluna devam etmelidir. ‘Evet’ diyen kardeşlerimiz de, ‘Hayır’ diyen kardeşlerimiz de Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı ve bu ülkenin geleceği için tercihlerde bulunuyorlar. ‘Hayır’ diyenler, ‘bu sistem devam etmeli’ diyebilirler. Memnun olabilirler ama biz bu sistemden memnun değiliz, değişmesini istiyoruz. Hızlanmak istiyoruz. Dünyayla rekabet edebilmek istiyoruz. Eğer bu sistem 15 yıldır emlakçılık piyasasını bile değiştiremiyorsa, artık değişmeli” şeklinde konuştu.
