PKK ve KCK söylem ve eylemleri ile TBMM çatısı altında uzantısı olan BDP milletvekillerinin teröristlerle sarmaş dolaş öpüşüp koklaşmasıyla alevlenen kamuoyu beklentisi, dokunulmazlık konusu Başbakan Erdoğan’ın dokunulmazlık zırhına bürünen BDP’liler ile ilgili kararımızı dokunulmazlıklarını kaldırmak suretiyle vereceğiz. Ondan sonrası yargıya aittir, açıklamasıyla kararlılık içerisinde kamuoyu beklentilerini gidermiş olduğunu gösterdi.
Başbakan Erdoğan’ın bu kararlılığı karşısında başta ana muhalefet partisi, medya ve bir kısım yazarlar 94 yılını işaret ederek BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının geçmişte fayda sağlamadığını aksine terör olaylarının artacağını ifade etmektedirler.
Bunu söyleyen bazı medya ve yazarlar dün olduğu gibi bugünde çözüm yerine elimizde malzeme olsun adına ülkenin önüne duvar olmaya devam etmektedirler.
Ebetteki demokratik ve hukuk devletinde kimse siyasi bir partinin kapatılmasını istemez. Şunu da unutmamak gerekir ki dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde açıktan teröre ve şiddete destek veren örgüt propagandasını yapan bir siyasi partinin faaliyetine izin verilmez.
Erdoğan BDP’nin kapatılmasını değil sadece açıktan terör ve şiddeti destekleyen ve bu eylemlerin içinde yer alan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyor.
BDP eş başkanı Gültan Kışanak açıklamasında; bir kez daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler ifadesi, bana BDP’nin Meclisten çekilme tartışmaları sırasında Başbakan Erdoğan’ın çekilseniz ne yazar çekilmeseniz ne yazar sözünü hatırlattı.
BDP, sormazlar mı TBMM çatısı altında bu güne kadar bir siyasi parlamenter olarak Kürtler adına bölgenin kalkınmasıyla ilgi hangi projede yer aldınız?
Meclis kürsüsünden PKK’nın katliamları ve şiddetleri karşısında bir kez olsun kınadınız mı?
Dokunulmazlık zırhına bürünerek devletin maaşını alıp, polisini tokatlamaktan, kaymakamını linç etmekten, sokak eylemlerinde çocukları öne sürmekten, kırıp dökmekten, güvenlik güçleri ile çatışarak başı çekmekten, eli silahlı teröristlerle kuzu sarması kucaklaşıp koklaşıp poz vermekten, siz bizim onurumuzsunuz demekten başka, bu ülke için ne yaptınız?
Yahu siz hangi coğrafyada yaşıyorsunuz? Bu devletin, milletin ekmeğini aşını ye, yaptığınız hukuksuzluk karşısında dokunulmazlıklarınızın kaldırılması gündeme gelince ihanetle devleti tehdit et. Kürtlerin hakları diyorsunuz bölgede yatırımları sabote ediyor, eğitimi engelliyorsunuz. Aslında Kürtler sizin gibi düşünmüyor…
Demokrasinin ve hukukun var olduğu bir ülkede devletin bütünlüğüne karşı alenen bölücü, yıkıcı faaliyette bulunanlara karşı sesiz kalıp yargıyı işletemiyorsa o ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğünden söz edilemez.
Bu tablo karşısında yapılacak en doğru hareket başta BDP olmak üzere Meclis çatısı altında bulunan bütün milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması olacaktır.
Sadece kürsüdeki yasama çalışmaları ile ilgili söylem ve ifadeleri dokunulmaz olmalıdır. İşlenen suç karşısında yargıda kesinleşen ceza zaman aşımına uğramadan vekilliğin sona ermesini müteakip infaz edilmelidir.
Başbakan Erdoğan’ın bu kararlılığı karşısında başta ana muhalefet partisi, medya ve bir kısım yazarlar 94 yılını işaret ederek BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının geçmişte fayda sağlamadığını aksine terör olaylarının artacağını ifade etmektedirler.
Bunu söyleyen bazı medya ve yazarlar dün olduğu gibi bugünde çözüm yerine elimizde malzeme olsun adına ülkenin önüne duvar olmaya devam etmektedirler.
Ebetteki demokratik ve hukuk devletinde kimse siyasi bir partinin kapatılmasını istemez. Şunu da unutmamak gerekir ki dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde açıktan teröre ve şiddete destek veren örgüt propagandasını yapan bir siyasi partinin faaliyetine izin verilmez.
Erdoğan BDP’nin kapatılmasını değil sadece açıktan terör ve şiddeti destekleyen ve bu eylemlerin içinde yer alan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyor.
BDP eş başkanı Gültan Kışanak açıklamasında; bir kez daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler ifadesi, bana BDP’nin Meclisten çekilme tartışmaları sırasında Başbakan Erdoğan’ın çekilseniz ne yazar çekilmeseniz ne yazar sözünü hatırlattı.
BDP, sormazlar mı TBMM çatısı altında bu güne kadar bir siyasi parlamenter olarak Kürtler adına bölgenin kalkınmasıyla ilgi hangi projede yer aldınız?
Meclis kürsüsünden PKK’nın katliamları ve şiddetleri karşısında bir kez olsun kınadınız mı?
Dokunulmazlık zırhına bürünerek devletin maaşını alıp, polisini tokatlamaktan, kaymakamını linç etmekten, sokak eylemlerinde çocukları öne sürmekten, kırıp dökmekten, güvenlik güçleri ile çatışarak başı çekmekten, eli silahlı teröristlerle kuzu sarması kucaklaşıp koklaşıp poz vermekten, siz bizim onurumuzsunuz demekten başka, bu ülke için ne yaptınız?
Yahu siz hangi coğrafyada yaşıyorsunuz? Bu devletin, milletin ekmeğini aşını ye, yaptığınız hukuksuzluk karşısında dokunulmazlıklarınızın kaldırılması gündeme gelince ihanetle devleti tehdit et. Kürtlerin hakları diyorsunuz bölgede yatırımları sabote ediyor, eğitimi engelliyorsunuz. Aslında Kürtler sizin gibi düşünmüyor…
Demokrasinin ve hukukun var olduğu bir ülkede devletin bütünlüğüne karşı alenen bölücü, yıkıcı faaliyette bulunanlara karşı sesiz kalıp yargıyı işletemiyorsa o ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğünden söz edilemez.
Bu tablo karşısında yapılacak en doğru hareket başta BDP olmak üzere Meclis çatısı altında bulunan bütün milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması olacaktır.
Sadece kürsüdeki yasama çalışmaları ile ilgili söylem ve ifadeleri dokunulmaz olmalıdır. İşlenen suç karşısında yargıda kesinleşen ceza zaman aşımına uğramadan vekilliğin sona ermesini müteakip infaz edilmelidir.
