Zulmü Engelleyemiyorsanız!

"Bir zulmü engelleyemiyorsanız, en azından onu herkese duyurun." (Ali Şeriati)
 
Geçtiğimiz günlerde Mısır'da mahkeme, darbe karşıtı olan Müslüman Kardeşler üyesi 529 kişiyi idam cezasına çarptırdı. İdam cezasına çarptırılanlar için dünya ayaklandı. Protestolar gösterilerle ve sosyal medyada devam ediyor.
 
Her çeşit haksızlığa, zulme ve zalimlere karşı çıkmak, Kur’an’ın önemli emirlerindendir. İnsanlara yapılan haksızlık, eziyet ve işkence, haksız yere cana kıymak, hırsızlık yapmak, Allah’ın sınırlarını aşarak insanların hakkına tecavüz etmek, masum insanları yaşadıkları yerden sürüp çıkarmak; tümü Kur'an'ın verdiği zulüm örnekleridir.
 
Haksızlıklar karşısında ya da zulme şahit olduğunda susmak, engel olmaya çalışmamak yapılan zulme rıza göstermektir. Zalime destek olmaktır, zalimle birlikte yol edinmektir; dolayısıyla o da zulümdür. Batılı, yanlışı söyleyerek insanlara nasihat eden, konuşan şeytandır. Hakkı söylemekten sakınan ise dilsiz şeytandır.
 
Zulme göz yumanların, izleyenlerin yanı sıra birçok insan da zulmü görmezden geliyor. Peygamberimiz(asm), “kim bir kişinin zâlim olduğunu bilerek ona yardım etmek üzere zâlim ile birlikte yürürse, İslâm’dan dışarı çıkmış olur" buyuruyor ve zulme karşı bizi uyarıyor.
 
Vicdanlar diri olmalı! Nesli tükenen kelaynaklar için dünyayı ayağa kaldıran ama 529 can asılırken sesi çıkmayan insanın vicdanı ölüdür.
 
"Komşum açken ben tok yatamam" diyorsa Müslüman, kardeşleri zulüm görürken de rahat uyuyamamalı.
 
Müslüman, zulme sessiz kalıp, zalimle birlikte yola almamalı.
 
Lânet okuyarak, küfrederek, slogan atarak, ağlayarak değil. Müslümanların birliği için sözlü ve fiili dua ederek.
 
"...Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur... (Maide, 32)
 
Aslında o ipi çekenler bizleriz. Allah'ın ipine din kardeşlerimizle birlikte sarılmadığımız, birlik olmadığımız için!
 
Sorumluyu etrafta aramayalım; biziz! Müslümanlar kardeştir diyen ama kalben kardeş olmayı başaramayan bizler!
 
Zorlu bir imtihan süreci yaşıyoruz. Bizler akan her damla kandan, zulme uğrayan, yaralanan ya da hayatını yitiren her insandan kendimizi sorumlu hissetmeliyiz. Zulme son vermek için, birlik olmak için hiçbir çaba içerisine girmiyorsak, bunun ağır vebaline de hazır olmalıyız.
 
"Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz." (Hz. Ali ra)
 
Allah'ı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir. (İbrahim Suresi, 42)
 
 
Bugün akşam saatlerinde Mısır’dan yeni bir haber düştü internet sitelerine. İdam mahkûmu olan hamile bayanların doğumdan 2 ay geçtikten sonra cezalarının infazına dair. Ne söylenebilir; bu haberin üzerine ne söylenebilir?..
 
“Ey alem-i İslam uyan!!!”
 
"Denizin ortasına vurulan kılıç gibi olan isimlerinle ey yaratanların en hayırlısı olan Allah’ım; hadiseleri yönlendiren, savaş ve barışı sağlayan isimlerinle sana yalvarıyorum ki, bu fitne ateşi söndürülsün!" (Celcelutiye Duası'ndan)
 
 
 
Fuat Türker

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi