Münafıklar Kavramıyorlar!

Onlar ki: "Allah'ın Resûlü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler," derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar. (Münafikun Suresi, 7)
 
Dünya hayatındaki imtihan gereği her güzelliğin karşısında bir çirkinlik bulunur; zıtlıklar bir arada yaratılmıştır. İnsanlık tarihi boyunca da iman edenlerin karşısında sürekli inkârcılar olmuş, sürekli bir mücadele yaşanmıştır.
 
Müminlerin karşısındaki grubun en tehlikelisi münafıklardır. Söz dinlemez, azgın bir topluluktur münafıklar. Dünyadaki küçücük, kısacık bir zamana, bütün bir hayatlarını heba ederler. Küfür topluluğuyla ittifak halinde olduklarında ise münafıklar zaman zaman müminlere üstün gelirler.
 
Ancak onların, sırtlarını küfre dayayarak elde ettikleri her başarı geçicidir ve gerçekte yenilgidir. Elde ettikleri her şey, hazırladıkları her oyun mutlaka aleyhlerine döner. Ne kadar güçlü de olsalar, sonuç ölümdür; ölümle birlikte bütün yapıp-ettikleri silinir gider. 
 
Münafıklar, kimi zaman müminlerin felâket haberlerini dışarıdan beklerler. Müslümanlara yapılacak bir saldırı, bir hakaret, bir oyunu sadece uzaktan izler; dışarıda oldukları için de kendilerini güvende görürler. Müslümanlar o göğüs göğüse mücadelede galip geldiğinde haset ederler ancak Müslümanlara bir saldırı olduğunda haz alır, “Allah bizi korudu” derler. Ailelerine, kendilerine, mallarına zarar gelmediği için heyecanla olayı seyreder, onların arasında olmadığı için müthiş sevinir ve çok akıllı olduklarını düşünürler.
 
Kimi zaman da münafık, “bir dakikaya bir sene kadar şiddetli hırs, muhabbet, intikam gibi hislere yönelmiş olduğu" için, dindar insanlara geçici de olsa üstün gelir. Müslümanlara tuzak kurar, oyuna getirir.  Aklı, ruhu, kalbi, duyguların yüksek ve yüce görevlerini bırakıp, alçak nefsin ve pis hevesin rezil işlerine ortaklık ve yardım ettiklerinden, mücadelede üstünlük elde eder.
 
Allah, münafıkların belâsını bir anda vermez. Ancak Allah, ona verdiği imkân, çocuk ve mallarla, canının azap içinde çıkması için bunu yapar. O rahatlık içinde hayat sürer; inkârcılar onu sevimli görür ve destek olurlar.
 
Küfür, geçici de olsa kazandığı sonuçla Müslüman’ın Cennetine, kendisinin ise Cehennemine vesile olur. Müslüman’ın zorluk çekse de ecrinin artmasına, derecelerinin yükselmesine sebep olur. Müminlerin küfürle mücadele sırasındaki çektikleri sıkıntılar karşısında gösterdikleri sabır, sonsuz ahirette kendilerine mükafat olarak geri döner.
 
Münafıklar, müminlerin kıymetini artırmak için özel yaratılmış bir gruptur. Allah, onlarla kıyaslayarak müminlerin değerini insanlara gösterir. Münafık, müminin zihnini açar, mücadele azmini ve çabasını artırır; onu hareketli canlı, kararlı ve şevkli tutar. Münafıklar müminler için adeta nimettir, onları gördükçe güzel ahlâkın, sevginin ve dostluğun önemini daha iyi anlarlar.
 
Küfrün kurduğu tuzak –Allah’ın dilemesiyle-daha baştan bozuktur. Onlar sonucun kendilerine başarı getireceğini düşünürlerken, müminler galip gelir. 
 
Müminlerin zaferi Rahmanidir. Münafığın, müşriğin, küfrün zaferi şeytanidir; geçicidir, sonunda kayıp vardır. Dahası münafık cehennemin en alt tabakasına gider ki bu en büyük kayıptır.
 
Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmettiler. Böylece Rabbinin emri geldiği zaman, Allah'ı bırakıp da taptıkları ilahları, onlara hiçbir şey sağlayamadı, 'helak ve kayıplarını' artırmaktan başka bir işe yaramadı. (Hud Suresi, 101)
 
Allah adımlarımızı sabit kılsın. Fetih ve zafer geldiği gün, "keşke onlarla birlikte olsaydım, böylece ben de büyük 'kurtuluş ve mutluluğa’ erseydim" ya da –müminlerle birlikte olmadığı halde- "biz gerçekten sizlerle birlikteydik" diyenlerden olmaktan esirgesin!

Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir... (Nisa, 141)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi