Cahil de Anlar

"Dünyada en hayret edilecek bir şey varsa, o da bu inkârdır. Çünkü kainatın mevcudatındaki hadsiz (sayısız) intizamat ve hikmetleriyle, vücud ve vahdetine şahitler bulunduğu halde, O'nu görmemek, bilmemek ne derece körlük ve cehalet olduğunu, en cahil de anlar." (Lem'alar, s. 299)

Tüm kâinatta mucizevi bir uyum vardır. Milyarlarca yıldız ve galaksi kusursuz bir uyumla, tespit edilmiş yörüngelerinde sürekli hareket ederler. Yıldızlar, gezegenler ve uydular hem kendi etraflarında, hem de bağlı bulundukları sistemlerle birlikte dönerler. Hatta bazen içinde yaklaşık 300 milyar yıldız bulunan galaksiler birbirlerinin içinden geçerler; ancak kâinattaki büyük düzen ve uyum asla bozulmaz.
Kâinatın yaratılışı Big Bang (Büyük Patlama) ile başlar. Ne denli mucizevidir ki ‘patlama’, insana karmaşayı ve düzensizliği çağrıştıran bir kelime olmasına karşın, Big Bang'de akıllara durgunluk veren hassas bir düzenleme vardır.
Big Bang'le birlikte yaratılan madde, korkunç bir hızla yayılırken, henüz patlamanın ilk anında şiddetli bir çekim gücü vardır. İşte bu, Kâinatın tümünü bir noktada toplayabilecek kadar büyük bir çekimdir.
Big Bang olayında birbirine zıt iki güç olan patlamanın gücü ve bu patlamaya direnen, maddeyi bir araya toplamaya çalışan çekim gücü arasında bir denge oluştuğundan Kâinat ortaya çıkar. İki güç birbiriyle uyum içinde yaratılmıştır; biri diğerine baskın çıksa ya Kâinat genişleyemeden tekrar içine çökecek ya da madde birbiriyle bir daha asla birleşmeyecek şekilde savrulacaktı.
Kâinattaki mucizevi uyum Yüce Allah'ın ayetidir ve tüm sistemler O'nun koyduğu kanunlarla, O'nun denetimi ve bilgisi dahilinde işler. İnsan yalnızca kendi yaratılışını, ya da doğadaki bir varlığı incelediğinde, sistemlerdeki müthiş uyumu ve planlayan büyük ve eşsiz aklı görebilir.
Kâinattaki kuvvetler, uzaydaki boşluklar, atomdaki proton ve elektronlar, güneş sistemi, kusursuz yörüngeler; muhteşem uyumu yaratılmış her şeyde görmek mümkündür. Samimiyetle bakabilen bir göz, aslında tüm varlık aleminin yalnızca Allah'ın ayetlerinden oluştuğunu kavrayabilir. Kâinattaki her milimetrekaredeki ayetler, sonsuz güzellikleri sanatının içinde yaratan Rabb'imizin varlığını ve sıfatlarını gösterir, bildirir. Yüce Allah'ın ilmi sonsuz, yaratışı kusursuzdur... Ve çevremizdeki herşey bu yaratışın kanıtıdır...
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman'ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)

İnsan, bilim yoluyla Allah'ın sonsuz aklını ve uyum içindeki muhteşem yaratmasını görmeli. Allah'ın gücünü gereği gibi takdir ve tüm noksanlıklardan tenzih ederek O’nu tesbih etmeli…
 
"Kainat, zerreden küreye, ince bir hesap ve bilinçle, tesadüfe ihtimal vermeyen sayısız varlığın ilişkisiyle görevini yerine getirir. Semada bazıları dünyadan bin defa büyük olan gök cisimleri, fırlatılan bir top güllesinden yetmiş kat daha süratli dönerler, birbirlerine çarpmadan gezerler, boşlukta direksiz dururlar, sönmeden, yağları, gazları, benzinleri bitmeden mütemadiyen yanarlar. Hiçbir gürültü ve karışıklık çıkmaz, hiçbiri cüssesine güvenip haddini aşmaz, isyan etmez. O kadar kalabalık içinde hiçbir enkaz ve kire rastlanmaz, hepsinin hesabı, çehresi birbirine benzer, mahiyetlerinde bir gül kadar muhteşem bir ahenk vardır. Gündüz, güneşle yeryüzünü seyreden insanlar, her akşam bir sinemadaki tabloları seyrediyormuşcasına, gece karanlıkla haşmetli manevralardan hasıl olan manzaraları seyrederler. Bu muhteşem idare ve tanzimden çıkan hakikat kainatın yaratıcısının varlığına delildir." (Bediüzzaman, 13.Söz)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi