Vali Baruş, 18 Mart Şehitler Günü Anma Programına Katıldı

Vali Baruş, 18 Mart Şehitler Günü Anma Programına Katıldı
Vali Aydın Baruş, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104. Yılı ve Şehitleri Anma Günü dolayısı ile Malatya Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen programa katıldı.

Kongre ve Kültür Merkezi fuaye alanında sergilenen fotoğraf sergisini de protokol üyeleri ile birlikte ziyaret eden Vali Baruş programın düzenlendiği Kemal Sunal salonuna geçti. 
 
Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından Şehit ailelerimiz adına Türkiye ve Şehit Aileleri Vakfı Şube Başkanı Muharrem Kıbrız konuşma yaptı.
 
Vali Baruş burada Şehit Aileleri, Gaziler, Öğrenciler ve katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada “  Çanakkale Deniz Zaferi’nin 104 üncü yıldönümünü büyük bir iftiharla idrak ederken, Çanakkale Ruhunu yaşatarak vatanımız ve istiklalimiz uğrunda canlarını bu değerler için feda eden Aziz Şehitlerimizi rahmet ve şükranla yad ediyorum.

İstiklal Şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” yazdığı destansı şiirinden mısralarla başlamak istiyorum sözlerime. ‘Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer’ Şehitliğin ve şehitlerimizin değerini bu dizelerden daha veciz ne ifade edebilir ki!

Atalarımızdan miras aldığımız şehadet ruhu bu dünya üzerindeki fani yaşamımıza anlam kazandıran en önemli şiarımızdır. Şehadet hayata basit bir şekilde veda etmek değildir. Şehadet, insanını ve kutsal bildiği değerleri yaşatmak için yaşamaya gülümseyerek veda etmektir. Şehadet, vatan için, namus için, milletin selameti için, bayrak için, ezan için korkusuzca can vermektir. Bu topraklar ecdadımızın eşsiz feragat anlayışı sayesinde bizlere vatan olmuştur. Toprak tek başına bir kutsallık taşımaz. Toprak vatan adını aldığında anlam kazanır. Bizler için Vatan su gibi, ekmek gibi vazgeçilmezdir. Bizler vatansız yaşayamayız, nefes alamayız. Vatan; üzerinde hayata gözlerimizi açtığımız, öldüğümüzde bağrında yattığımız yerdir. Vatan; hamuru şehitlerimizin kanıyla yoğrulmuş topraktır. Vatan; bağımsızlıktır ve özgürlüktür. Vatan; üzerinde ay yıldızlı al bayrağımızın özgürce dalgalandığı ülkedir. Vatan; beş vakit, semalarında ezan sesinin nidalandığı yerdir. Vatan, uğrunda en kıymetli varlığımızı feda ettiğimizdir. Bin yıldır Atalarımıza yurtluk etmiş, gelecek nesillerimizin üzerinde özgürce yaşayabileceği bir mekândır. Toprağı vatan kılmak zordur. Kanını dökmek, uğrunda can vermek gerekir.

Ne manalı söylemiş şair; ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ Çanakkale, topraklarımızı vatan yapan büyük bir destanın yazıldığı yerdir. Çanakkale, İstiklal Mücadelemize ilham kaynağı olan eşsiz bir direniş ve diriliş şuurunu yakan meşaledir. 18 Mart 1915 milletimize boyun eğdirmek isteyen istilacı güçlere karşı, bağımsızlık ve özgürlük ruhunu genlerinde taşıyan bir milletin en olumsuz şartlarda dahi ne yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiği tarihtir.

Çanakkale Destanı şehadetin, gaziliğin anlamını bilmeyenlere karşı aziz milletimizin verdiği bir derstir. Tarihimizin Şanlı Sakarya, Dumlupınar destanları ölüme bilerek yürümeyi ifade eden şehadetin en güzel göstergesidir.

Bu gün Hakkari’de, Şırnak’ta, Diyarbakır’da, göğsünü aziz vatan için korkusuzca siper eden, dağların beyazını al kanlarıyla kızıla boyayan komandolarımız, Suriye’de, Azez’de, Cerablus’ta, Afrin’de teröristleri kovalarken, patlayıcılara meydan okuyan, mazlumların koruyucusu kahraman askerlerimiz, Bingöl’de, Bitlis’te, Tunceli’de, insanlarımız rahat uyusun diye gece gündüz demeden mücadele eden jandarmalarımız, Diyarbakır’da, Mardin’de teröristlerin kurduğu bombalı tuzakları ortadan kaldırmak için canlarını hiçe sayan polislerimiz, Vatanımız parçalanmasın, milletimiz bölünmesin, ay yıldızlı al bayrağımız kıyamete kadar dalgalansın diye en değerli varlıklarını feda eden güvenlik güçlerimiz işte bu şehadet ruhuyla mücadele ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Bu millet bağımsızlığına, özgür iradesine kast eden, bu iradeyi esir almak isteyenler olduğu zaman her ferdiyle canını ortaya koyma fedakârlığını ve ferasetini göstermiştir.

Demokrasiyi ve özgürlüğümüzü yok etmek, ezelden beri hür yaşamış milletimize boyun eğdirmek isteyen hainlere karşı, tankların önüne atılan, Helikopterlerden ve ağır silahlardan yağan mermileri korkusuzca göğsünde eriten, Genciyle, kadınıyla, yaşlısıyla meydanları dolduran, Milletimizin sahip olduğu mücadele ruhu, hamurumuzu yoğuran şehadet anlayışının en güzel örnekleridir.

Şehitlerimizin hakkını asla ödeyemeyiz. Mehmet Akif Merhum’un ihtişamlı mısraları bu husustaki acziyetimizi anlatır:

Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ (şal)namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle (yıldızlar);
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Değerli misafirler,  Şehitlerimize karşı borcumuz vazgeçilmez sorumluluğumuzdur. Onların, uğrunda canlarından vazgeçtikleri Mukaddes değerleri dimdik ayakta tutmak ve gelecek nesillere tertemiz devretmek için çok çalışmak, bu değerlerin anlamını yüreklerimizin en ücra köşesinde hissedebilecek şekilde şuurlu bir yaşam sürmektir.

Şehit Ailelerimiz bizlere kahramanlarımızın aziz emanetidir. Saygıdeğer Ailelerimiz, sizlerin acısı bizim acımız, hüznünüz bizim kederimizdir. Sizler başımızın tacı, dünya meşgaleleriyle hastalanan kalplerimizin manevi ilacısınız. Sizleri görünce, fedakârlığı, sabrı, metaneti ve şehadeti hatırlıyoruz. Ne mutlu sizlere ki, en onurlu ve şerefli makama erişen şehitlerimizin yakınlarısınız. Bu yüce makamı Allah hepimize nasip etsin. Mahşerde onlarla birlikte haşrolmayı bizlere nasip etsin.

Aziz Şehitlerimiz, Emanetiniz emin ellerdedir. Ruhunuz şad olsun. Sizleri minnet ve şükran duygularıyla bir kez daha saygıyla anıyoruz. 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin Yıldönümü münasebetiyle, kahraman atalarımızı bir kez daha minnetle yâd ediyorum Bir kez daha Tüm şehit ailelerimize ve katılımcılara hürmetlerimi sunuyorum” dedi.
 
Program 2.Ordu Komutanlığından Öğretmen Binbaşı Burçin Cengiz ve İl Emniyet Müdürlüğünden Polis Memuru Kemal Karadeni’in “Şehitlerimiz” temalı sunumları ile devam etti.
 
Abdulkadir Eriş Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri tarafından günün anlam ve önemini ifade eden “Kahramanlar Can Verir, Yurdu Yaşatmak İçin” adlı müzik dinletisinin ardından program son buldu.

Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir