Üniversitenin Konferans Salonu’ndaki sempozyuma Vali Yardımcısı ve Yazıhan Kaymakamı Güher Sinem Büyüknalçacı, Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ayşen Gürcan, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, YÖK Başkan Danışmanı Prof.Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Tarım ve Gıda Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin eşi Dr. Ahu Pakdemirli ile Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran’ın eşi Nuran Safran ile birlikte Malatya il protokolünün eşleri, STK’lar da çalışma yürüten kadın yöneticiler, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler katıldılar.
-“İlk sempozyumumuz oldu”
Sempozyumun açılışında konuşan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “ Kadın; Şehit tabutuna sarılmış gözyaşı döken şehit anasıdır. Kadın; bebeği sırtında Kurtuluş Savaşına mermi taşıyandır. En asil alın terinin en muhteşem sahibidir. İnsan olmanın vesilesidir. Havva'dır kadın. Sevgilinin can damarı Amine'dir. Latife eş Hatice’dir. Bir iffet abidesi Meryem'dir. Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadının kimliği ve sorunları çeşitli platformlarda tartışılmaktadır. Ancak, aynı anda onlarca etkinlik yapılınca aslında sorunlar ve çözüm önerilire de aradan kayboluyor, sorunlarda unutuluyor, çözüm yolları da. Sempozyumu bugün yapmamızdaki gaye budur. ‘Her şey kadınla başlar’ dedik ve bu etkinlik Üniversitemizin düzenlemiş olduğu ilk sempozyum oldu. Neden kadın, sağlık ve kalite, dedik? Kadınların toplumsal hayattaki yeri ve konumu, hiç tartışmasız bir ülkenin ne kadar geliştiğinin ve hangi çağdaş seviyede olduğunun göstergesidir. Kadın, kalite ve sağlık işte bu nedenle önemli. Kadınların yüzü gülüyorsa, o toplumunda yüzü gülüyordur. Kadın, kamusal yaşamın içinde kalabiliyorsa, hayata dokunabiliyorsa, hayata tutunabiliyorsa toplum sağlıklı büyüyor demektir. Bu nedenle kadınlar, daha fazla kamusal yaşamın her alanında yer almalı ve temsil edilmeli, etkin görevler üstlenmeli. Kadın ancak adalet gözetildiğinde eşdeğerdir. Toplumlar kadınların ekonomiye ve iş gücüne katılımıyla ayakta kalır.
Kadına saygı, insanlığa saygıdır. Güçlü kadın, güçlü aileyi, güçlü aile güçlü toplumu oluşturur. Tarih boyunca bu böyle olmuş ve gelecekte de böyle olacaktır. ‘Bir kadını eğitirseniz, bütün toplumu eğitmiş olursunuz’ sözünü önemsemeliyiz. Sevgili Peygamberimiz ‘Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz! Zira siz onları Allah’ın bir emaneti olarak aldınız’ buyurarak konunun ne kadar önemli olduğunu belirtmiştir.” İfadelerini kaydetti.
-“İkinci üniversite iyiki kurulmuş”
YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, “Türkiye’de 39 milyon 711 bin kadın var, yüzde 49.8. Kadınların 24.5 milyonu ilkokul mezunu, 2.5 k milyon kadın henüz okuma yazma bilmiyor. 8 milyon kadın okuma-yazmayı erişkinken öğrenmiş. Üniversite eğitimi alan kadın oranı yüzde 13. Üniversite mezunu her 4 kadından birisi iş hayatına atılmıyor. Aslında en önemli sorunlardan bir tanesi biz, kadınlar refah toplumunda yer almalılar diye gayret ediyoruz. Kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 34.6, şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonunda ki kadın oranı yüzde 16.7. Kadınlarımızın iyi olduğu, rakamlar var. Ben iyi olduğumuz rakamları sık sık anlatıyorum. Akademisyenleri neredeyse yüzde 45’i kadınlardan oluşuyor. Bu Avrupa’daki yüksek öğretim alanındaki en yüksek rakamlardan biri. Araştırma görevlilerinin 23 bin 812’si kadınlardan, 23 bin 228’i ise erkeklerden oluşuyor. Öğretilerimize bakınca, bu da iftihar edeceğimiz bir rakam 4 milyon civarındaki öğrenci erkeklerden, 3 milyon 740 bini de kadınlardan oluşuyor. Yani üniversitede okuyan kızlarımın rakamı da tüm Avrupa’da en iyilerden biri. Bir üniversite demek, bölgede imaj ve kimlik demek, istihdam ve iş gücü gelişimi demek, danışmanlık demek, teknolojiyi geliştirmek, turizmi, geliştirmek demek ve doğrudan ekonomiye katkı demektir. Onun için iyi ki kuruldu ikinci devlet üniversitesi. Üniversite bu görevlerini yerine getirdikçe, kentle daha çok bütünleşip, bölgeye daha çok hizmet edecek” ifadelerini kaydetti.
-“Şehrimize önemli katkılar sundu”
AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, “2023 hedeflerimizden bir tanesi de eğitim şehri Malatya’ydı. Bunun için Malatya’mıza ikinci bir üniversiteyi kazandırdık. Aysun hocamı kutluyorum beş aylık bir üniversite, yapmış olduğu çalışmalarla şehrimize önemli katkılar yaptı, beş aylık çalışma bunun en önemli göstergesi.”dedi.
Çalık, şunları söyledi, “Türkiye’de çok öneli reformlar yaptık. 16 yılda Türkiye’de kadınlarımızın sağlığa erişimi konusunda çok önemli adımlar attık. En önemlisi bebeklerimiz dünyaya gözlerini açtıklarında 2002 yılında Türkiye’de bin bebekten otuz tanesi ölüyordu. Biz gelişmekte olan ülkeler arasında iyileşmeyi en iyi yapan ülkeyiz. 15 yıl içerisinde o rakamı binde 7,4’ e geriletmiş vaziyetteyiz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ben şükranlarımı sunuyorum. Sağlık en önemli reformlarımızdan bir tanesiydi. Bebeklerimiz doğuyor, doğum esnasında annelerimiz ölüyordu. 100 binde 74’tü anne ölüm oranımız. Biz bu rakamı 100 binde 14’ e geriletmiş vaziyetteyiz. Bu rakamlar sadece bir cümlelik rakamlar değil. Çok önemli performanslar gösterildi, ben bütün Sağlık Bakanlarıma teşekkür ediyorum. Kadınlarımızın hastanede doğum yapma oranını % 99. Bu rakamlar Türkiye’nin refah toplumuna nasıl eriştiğini ve erişmek için nasıl mücadele ettiğini göstermek adına sadece birkaç cümle. Kadının sağlığa erişimini başarmış ülkelerden biriyiz. Güçlü kadınlar sadece siyaside, akademide değil, her alanda var.”
-“Türk kadını karar mekanizmasında etkili”
Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ayşen Gürcan, “Anne erkil bir aile modellemesi Türkiye'de bu büyük çoğunluğu değil ama üçte birlik kısmını kapsıyor, oran olarak. O da şu kadın enerjili bir toplumuz biz. ‘Ya sen de gitme, ya da beni de götürle’ başlayan karar mekanizmalarında ki, araştırmalarda da göreceksiniz bütün alınan kararlar da bir şekilde mutlaka işin içinde olan bir yapısı var Türk kadının, özellikle Türk annesinin belirleyiciliği var. Ne yiyeceğimizi, ne giyeceğimizi, nereye gideceğimizi ve nasıl yaşayacağımızı belirlemede, bu anlamda kadının sağlık konusunda belki söyleyeceğimiz şey sadece biyolojik sağlık değil, ruh sağlığı, psikolojik sağlık, el yıkamadan, hijyen ortamı yada seçeceğimiz gıdaların seçimine kadar belirleyici olan evimizdeki kadındır. Eğer sağlıklı bir yaşam istiyorsak kadının bilinçlenmesi bir anlamda bütün toplumu etkileyecektir.” şeklinde konuştu.
SEMPOZYUDA NELER KONUŞULDU?
Sempozyumda YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, “Akademi ve kadın” konusunda, TÜSEB Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Figen Çizmeci Şenel, “İş Ortamlarında Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” konusunda, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan “Fitoterapi’de Doğru Bilinen Yanlışlar” konusunda,, Sağlık Bakanlığı Ankara 29 Mayıs Devlet Hastanesi Başhekimi Dr.Öğretim Üyesi Dilek Dülger “Kadın ve Sağlığın Karşılıklı Etkileşimlerinin Halk Sağlığı Açısından Yansımaları” konusunda, Pursaklar Devlet Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Deniz Kavuncu, “Sağlıkta Bir Bakım Konforu: Palyatif Bakım” konusunda, Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Özlem Moraloğlu Tekin “Kadın Sağlığında Tarama Testleri ve Önemi” konusunda, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Gülten Kıyak, “Meme Kanserinde Farkındalık” konusunda, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Programı Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ahu Pakdemirli, “İş Hayatı ve Gebelik” konusunda, Yüksek İhtisas Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydan Biri “Doğum Şeklinin Sağlığa Etkisi” konusunda Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Karapürçek Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Başhekimi Dt. Ferda Sözen Karahisarlıoğlu, “Sağlıkta Bir Bakım Konforu: Palyatif Bakım” konusunda konuşmalarda bulundular.
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından ise günün anlamı için Malatya Turgut Özal Üniversitesi kampüs alanında dikilmek üzere 4 bin adet çeşitli fidanlar gönderdi.
Sempozyum nedeniyle Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne bağlı Arapgir ve Yeşilyurt Meslek Yüksekokullarındaki öğrencilerin yapmış olduğu el işi ve modeller de sergilendi. Sempozyum kapsamında atıklardan yapılmış metal eserlerde salonda sergilendi.