Hoca Ahmet Yesevi Konferans salonunda düzenlenen konferansa, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu Kayhan Tetik, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Yrd. Doç. Dr. Burcu Kayhan, Meme Kanseri Haftası dolayısıyla böyle bir konferans düzenledikleri belirterek hastalığın tanısında öncelikli olarak moral ve motivasyonun önemli olduğunu söyledi. Hastanın psikolojik durumu ne kadar iyi olursa, tedavi yöntemine de o kadar cevap vereceğini belirten Kayhan, “Meme kanseri hastanın halasında, teyzesinde, ablasında veya yakın bir akrabasında olmamasına karşın genetik olarak da teyakkuz edebilmektedir. Bu doğrultuda öncelikli yapılacak olan şey en yakın bir hastanede uzun bir tedavi sürecinden geçilmeli ve doktor kontrolü altında kalınmalıdır. Kanser hücreleri mevcut olunan bölgede ne kadar ilerlerse bu hasta için de doktor için de uzun bir tedavi sürecini gerekli kılar. Bu doğrultuda doktor ne kadar etkin bir şekilde tedavi uygular ve hasta o doğrultuda hareket ederse, kanser hücresi o denli etkinliğini azaltır. Etkisini azaltması demek kanseri yenmiş anlamına gelmez, hasta bu doğrultuda dikkat etmeli ve doktordan kopmamalıdır." İfadelerine yer verdi.
Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu Kayhan Tetik, kanser tedavi yönteminde Anadolu hastanelerinin yeterli olamadığına değinerek şunları kaydetti:
"İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli şehirlerindeki hastanelerimiz birçok kanser hastalığına cevap verebilecek boyuta ulaşmışlardır. Anadolu şehirlerinde bulunan kanser hastaları bu şehirdeki hastanelerden ve doktorlardan yararlanmalıdırlar. Hastalar moral ve motivasyonlarını yüksek tutmalı ve hastanelerinden kopmamalılar. Çünkü psikolojik çöküntü hastayı ölüme kadar götürebilir. Bu noktada hastanın yapması gereken temel şey moral ve motivasyonu yüksek tutma, tedaviyi zamanında yapma ve doktordan olabildiğince yararlanmaktır. Hastalarda kilo baş aktördür. Bu teşhis konulduktan sonra hasta beslenme düzenini bozmamalı, stabil kilosunda kalmalı, kilo kaybı hasta için çok tehlikeli boyutlara ulaşmasına vesile olacaktır. Kanser hücresi bu doğrultuda zayıf kalan organlara kadar sıçrayabilir. Bu nedenle kişi olabildiğince sağlıklı beslenmeye özen göstermelidir."
Türkiye’de meme kanseri tedavisinde oldukça tecrübeli, başarılı doktorlar olduğunu aktaran Tetik, hastalıktaen çok zararı gören kesimin genç kızlar olduğunu söyledi. Kahyan, “Çünkü bu teşhis konulduğunda bu hastalığa karşı zayıf kalabilmektedir. Bunun olmaması için de gençler GDO’lu ürünlerden kaçınmalı, dengeli beslenmeli, moral ve motivasyonu yüksek tutmalı, en yakın bir hastaneye başvurmalıdır. Meme kanseri hastalığı radyasyon ve tomografiye karşı etkili olabilmektedir. Çünkü bu uygulama aşırıya kaçıldığı zaman hücrelere bağışıklık kazanır ve kanser bölgesinde ileri boyuta taşınır. Uzmanları bu durumda çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Bir diğer durum ise bayanların doğum kontrol haplarını aşırı şekilde tüketmeleridir. Bu yanlış bir yöntemdir. Bu yöntemin uygulanması hastaya olumsuz şekilde yansıyacaktır" şeklinde konuştu.