Bahar aylarında rastlanan polen, toz, tüy ve yün gibi maddelerin göz alerjisine sebep olduğunu söyleyen Doç.Dr. Fırat, “Hastalar genellikle kaşıntı, sulanma, yanma, batma ve ışığa karşı hassasiyet şikayetleriyle gelirler. Kızarıklık ve göz kapaklarında ödem vardır. Tedavide esas olan alerjenin tespit edilip temasın kesilmesidir. Ancak bu çoğu zaman neredeyse imkansızdır. Evde bulunan akar, toz, tüy içeren halı örtü, perdelerin çok iyi temizlenmesi gerekir. Belirtileri azaltmak için soğuk uygulamalar, güneşten korunma, ortamın ısısının düşürülmesi tavsiye edilir. Alerjenle teması azaltmak için şapka ve gözlük ile bir miktar koruma sağlanabilir. Ayrıca yine el ve yüzünde sık aralıklarla soğuk suyla yıkanması alerjenlerin uzaklaştırılmasına yardımcı olur" diye konuştu.
Fırat, alerjenin tespit edilebilmesinde duyarsızlaştırma tedavisinin fayda sağlayabileceğine değinerek, şunları söyledi:
"Özellikle diğer alerjik hastalıklarla birlikte olan formda tavsiye edilir. Ağız yoluyla alınan ilaçların göze etkisi çok azdır. Bu ilaçlarda yine diğer alerjilerle birlikte olan durumlarda tavsiye edilir. Damla şeklinde göze uygulanan birçok çeşit ilaç mevcuttur. Bunlar mast hücrelerine yönelik olanlar, vazokonstrüktör dediğimiz damar daralması sağlayanlar, antihistaminikler, antiinflamatuar ilaçlardır"
Göz alerjisi olan kişinin hastalığının şiddetine, kliniğine ve yaşına uygun ilaç seçilmesi gerektiğini dile getiren Fırat, "İlaç kullanım süresi de yine hastadan hastaya farklılık gösterir. Ağır vakalarda seçilecek ilaçların yan etkileri göz önünde bulundurulmalı ve hasta ve hasta yakınları kullanım şekli ve süresi için mutlaka bilgilendirilmelidir" şeklinde konuştu.