Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan tutuklu sanık dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Komutanı Hava Pilot Kurmay Albay Tayfun Tuna, yaptığı savunmada darbe girişimine destek verdiği iddialarını kabul etmedi. Kalkışma gecesi pist başı yaptırılan 4 adet savaş uçağının Birleşik Hava Hareket Merkezi talimatıyla hazırlandığını ileri süren Tuna,"Uçakların hazırlanması ve kalkması emrini Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (BHHM) verdi. Üs komutanının da talimatıyla ben de bunu dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanlığı 171. Filo Komutanı tutuklu sanık eski Binbaşı Metin Çivilibal’a aktardım. BHHM sadece bize değil, bütün üslere uçak kalkması emrini vermiştir. Eskişehir’den 4 uçak kalkmıştır. İlk 2 uçak yüksüzdür, bu uçakların görevi akıncılardan alçak uçuş yaparak morallerini düşürmek. Bize de aynı kapsamda emir verildi. Görev hazırlığı yapmamız istendi. O durumda yazılı emir gitmedi, yazılı emir sonradan geldi. BHHM böyle bir emir vermediyse, o şartlar altında bizim bunu anlamamız mümkün olamazdı. Kalkma emri varken BHHM talimatını uygulamamız anormal bir durum değildir" savunmasını yaptı.
"Filo komutanına benden haber alana kadar kalkmayın dedim"
Harekat merkezinin 3 farklı numarasını 9 kez aradığını ileri süren Tuna, aramalarına cevap verilmemesine rağmen uçakların kalkış izinlerini iptal ettiğini savundu. Bu süreçte filo komutanıyla da 6 kez görüştüğünü ifade eden Tuna, savunmasına şöyle devam etti:
"BHHM telefonlarıma cevap vermeyince, filo komutanına benden haber alana kadar kalkmayın dedim. BHHM’nin bana ulaşmasını istemesem neden böyle bir şey yapayım ki? Filo komutanına BHHM’nin telefonlarıma cevap vermediğini, kalkışı iptal ederek geri dönmelerini istedim. Uçaklara kalkış yapmayın talimatını ilk kez veren benim. Kalkın emri versem, kalkabilecek durumdayken, neden BHHM’ye ulaşmaya çalıştım? Darbeci olsam böyle hareket etmem ne kadar mantıklıdır? 05.13’te BHHM beni aradı. Uçaklara geri dönün emrinden sonra."
Kalkışmanın yaşandığı gece Şırnak’tan hareket eden ’Murat’ isimli kargo uçağının Malatya semalarında kendileriyle telsiz irtibatı kurduğunu aktaran Tuna, "Uçaktakiler, Ankara Etimesgut’ta son durumu öğretmek istediler" diyerek uçaktakilere hiçbir şekilde bilgi vermediklerini ileri sürdü.
Bahse konu uçağın içinde darbeci general Semih Terzi’nin bulunduğunu sonradan öğrendiğini öne süren Tuna, "Darbeye destek vermiş olsaydım havadaki uçağa bilgi verirdim" diyerek kendini savundu.
Tutuklu sanık dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanlığı 171. Filo Komutanı Binbaşı Metin Çivilibal da Bolu Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmada hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Darbe kalkışmasının yaşandığı gece, Malatya’da uçabilecek tüm pilotları göreve çağırdığını ifade eden Çivilibal, "Askerlikte son verilen emir geçerlidir. BHHM kalk der, kalkarız. Bekle der, bekleriz. İptal der, geri döneriz. Bunlar bizim için çok normaldir” dedi.
Kulenin ikazlarına cevap verilmediği iddiasının gerçek olmadığını savunan Çivilibal, "Kule ile konuşma yapılmıştır. Hazırlanan raporda da bu yer almıştır. Uçak içindeyken Hareket komutanını cep telefonuyla aramak için kaskı çıkardım. Bu sırada kask çıkarıldığı için kuleden gelen çağrıları duyamamış olabilirim. Zaten sonrasında da Tayfun Tuna’nın ‘geri dönün’ emriyle de geri döndük" ifadelerini kullandı.
"O gün pist kalkışa müsaitti"
Çivilibal savunmasına şöyle devam etti:
“Bir diğer iddia da pistin kapalı olduğu için kalkış yapamadığımız iddiasıdır. Bu iddia da kesinlikle doğru değildir. O gün pist kalkışa müsaitti, eğer böyle bir niyetimiz olsaydı rahatlıkla kalkabilirdik. Akıncı Üssü davasında sanık olarak yargılanan Ahmet Özçelik’in de F4 savaş uçaklarının darbeye destek amaçlı kalkacağı iddiası da yalandır. Kendisini ne tanırım ne de konuşmuşluğumuz vardır. Biz kalkış yapmış olsaydık eğer ve bize havadayken darbe emri verilseydi, bu emri tüm pilotlar olarak kesinlikle yerine getirmeyecektik. Bir diğer iddia ise F4 uçaklarının büyükşehir üzerinde alçak uçuş yaptırılacağı iddiası. Bu iddia gerçeği yansıtmıyor. Çünkü F4 uçakları gece alçak uçuş yapma kabiliyetine sahip değil. Evet, akşamları yüksekten uçabilir ancak alçak uçuş kesinlikle yapamaz. Son olarak ele geçirilen 1 dolarla ilgili iddia da doğru değildir. Bu paranın asla örgütle irtibatı yoktur ve olmadığı gibi benim de bu örgütle hiçbir bağlantım bulunmamaktadır."
Mahkemede daha sonra, o dönem 7. Ana Jet Üs Komutanlığında Destek Grup Komutanı olarak görev yapan tutuksuz sanık Yarbay Mahmut Sağır savunmasını yaptı.
FETÖ terör örgütüyle hiçbir bağlantısının olmadığını iddia eden Sağır, o gece emir komuta zinciri dışında hiç kimseden emir almadığını savundu. Evde olduğu esnada darbe kalkışmasını öğrendiğini ileri süren Sağır, sonrasında hemen üsse geldiğini ve bunun da tamamen darbe karşıtı olma adına olduğunu ileri sürdü.
Darbe kalkışmasının olduğu süre zarfında, darbeye karşı emirler verdiğini ve bu yönde davranış sergilediğini öne süren Sağır, iddianamede yer alan suçlamaların gerçeği yansıtmadığını iddia etti.