Mustafa POLAT (Malatya Gerçek Haber)
Bilindiği gibi Kürtler 1096 ve 1272 yılları arasında gerçekleşen Haçlı tehdidine karşı devletin yanında saf tuttular ve birlikte mücadele ettiler. Öyle ki Kudüs'ü fethetmek bir Kürt olan Selahaddin-i Eyyübi'ye nasip oldu.
23 Ağustos 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşı'nda Osmanlı Devlet'i Kürtlerin de desteğiyle Safavi tehdidini bertaraf etmiştir. Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı'ndan sonra Kürt beyleri ile Amasya'da buluşarak bu ittifakı resmileştirmişler ve 1515 yılında Kürt Osmanlı Özerklik Antlaşması'nın çerçevesini belirlemişlerdir. Çaldıran Savaşı'ndan iki yıl sonra 1516 yılında Memluklularla yapılan Mercidabık Savaşı'nda Halep, Şam, Beyrut, tüm Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün Osmanlı topraklarına dahil oldu... 1517'de yapılan Ridaniye Savaşı'yla da bu sefer Mısır akabinde Hicaz ve Bağdat fethedildi. Yapılan bu savaşlarda da Kürtler Osmanlı'nın yanında saf tuttular ve bölgede hâkimiyet alanlarını genişlettiler.
Bu ittifakın bir örneğini de 1.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda da gördük. Öyle ki Kürt aşiretlerini Osmanlı'ya karşı isyana teşvik eden İngiliz hükümetinin ajanları çaresiz kalmışlardı. Çaresiz kaldılar çünkü bu ittifakın kökleri İslam medeniyetine ve ümmet şuuruna dayanıyordu.
Erdemli mücadelesiyle cumhuriyet tarihinin sembol isimlerinden biri olan Kürt Said(Bediüzzaman) 1.Dünya Savaşı'nda Osmanlı safında Ruslara savaşıp Osmanlı için esir düşmüştü.
Bu kadim birliktelik ve kuvvetli bağ 1000 yıldır Haçlı zihniyetini tedirgin eden bir bağdı. Bu derin ittifak ne yazık ki tek parti dönemi boyunca ağır darbe aldı. Tek parti rejiminin hâkim olduğu yıllarda en çok ezilen en çok mağdur edilen kesim; Türkler ve Kürtler olmuştur. Her iki kesimin dini, dili, geçmiş tarihi, ilim irfan birikimi ziyan edildi.
Zamanla Türk solu marifetiyle PKK terör örgütünün alt yapısı hazırlandı.35 yıldır birbirlerine kurşun sıkması sağlanarak bu iki halkın bir daha ebediyen bir araya gelmesi istenmiyordu. Bakınız ilk defa ciddi anlamda Sayın Erdoğan bu 1000 yıllık kin ve nefrete dayalı kurulan tuzağı boşa çıkartan hamleler yapmaya başladı. Erdoğan, Kürtler bu ülkenin asli unsurudur onlar da birinci sınıf vatandaştır dedikçe hem içeriden hem de dışarıdan birtakım odaklarca hedef haline getirildi. Erdoğan, hepimizi birleştiren üst kimlik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır dediğinde de PKK, FETÖ, irili ufaklı sol sosyalist hatta sağ partiler, bazı yayın organları koro halinde "Tayyip Diktatör" diye bağırmaya başladılar. Ülkenin sürekli çatışmalı ortamda tutulmasını isteyen Üst Akıl ve taşeronları her defasında atılan adımları sabote etmeye çalıştılar. Çünkü onlar da çok iyi biliyordu ki Kürt-Türk ittifakı Orta Doğu'nun yolunu açacaktı.
Bakınız öyle bir tuzak kuruldu ki Türk Kürt ittifakını engellemek için Kürtleri temsil iddiasında bulunan bir kesimi öne çıkardılar. Kandil ve uzantısı HDP Kürtlere tarihinin en büyük ihanetini yaptı ve yapmaya devam ediyor.
Türkiye 20 yıldır olduğu gibi kurulan Kürt Sorunu tuzağını boşa çıkartmak için 2023 de seçime girecek. Ben Cumhur İttifakının bu seçimlere özellikle Kürt halkına dönük kapsamlı, kucaklayıcı ve ümit vaat edici ciddi bir kampanyayla girmesini bekliyorum. HDP'ye rağmen terörü destekleyerek tarihi birlikteliği ziyan etmek isteyen zillet kesimine rağmen Türk Kürt birlikteliğini dilimizden ve gönlümüzden düşürmememiz icap ediyor.
2023 seçimlerine kadar pandemi illetinden bile daha kurtulamamışken ekonomi, politika ve tabiki Kürt sorunu gibi bir çok donelerle saldırı artarak devam edecektir.
Yukarıda bahsettiğim gibi Kürtlerin kahir ekseriyetinin Osmanlı devlet geleneğine olan sadakatinin devam ettiği bir gerçektir. Bu yüzden Kürt halkı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyar, bu cennet Vatanın bir karış toprağına 1000 yıldır olduğu gibi canı pahasına sahip çıkar.
Bugün terör ve terör sevicilerine karşı Pkk 'nın siyasi uzantısı Hdp ve dostlarını lanetlemek için Türk-Kürt omuz omuza verip;
#KandilinOçocukları
Tagını açmıştır. Bizlere düşende bu taga destek vermek, bu aziz Milletin kandilin O çocuklarınında, onların sahiplerininde, ortaklarınında, beslemelerininde oyununa gelmeyeceğini göstermektir.
SAYGILARIMLA
Mustafa POLAT