Bekir AKBAŞ (Malatya Gerçek Haber)
Bazı toplumlar savaşla, bazıları ise ahlaksızlıkla yıkılıyor! Bizim toplumumuzda daha çok 2. şık geçerli. 100 yıl öncesinde edep haya gibi değerler toplumun olmazsa olması iken bugün her türlü ahlaksızlık, gayri meşru ve sapkın ilişkiler normal görülüyor, yadırganmıyor. Neredeyse ahlak, haya, iffet deyince kınanır hale geldik.
Avrupa taklitçiliğiyle yozlaşan ve bütün ahlaki değerlerini yitiren böyle bir toplumda gençlerimizin kendilerini koruması da hiç kolay değil. Fıtri bir ihtiyaç olan cinsellik duygusunun en yoğun yaşandığı bir evrede, biz gençlerimizi her türlü çirkinliğin açıktan yaşanabildiği bir ortama yani üniversiteye gönderiyor ve gözlerine sahip ol, zinaya bulaşma diye öğütler veriyoruz. Kolay mı? Hiç değil. Gözlerini korumak, harama düşmemek için gençlerin sahabe gibi güçlü bir imana sahip olması gerekiyor. Ortamın durumunu bildiğimiz halde, evlenmek isteyen gençlere destek olmuyor, onların evlenme isteğine hoş bakmıyoruz. E zinaya da bulaşsın istemiyoruz. Peki ne yapacak bu gençler? Allah’ın verdiği fıtri bir ihtiyacı harama düşmeden nasıl karşılayacaklar?
En başta kendime söylüyorum. 20 yaşından sonra her genç evlenme yaşındadır. Evladının önüne ev, mobilya, altın, eşya gibi engeller koyma. Okulunu bitir, yüksek lisans yap, askerden sonra gibi bahanelerle işini zorlaştırma. Sen evladını Allah rızası için, haramlardan korumak gayesiyle evlendirirsen, Allah muhakkak yardım edecek, fazlıyla onları rızıklandıracaktır. Bakın Süleyman adındaki genç bir beyefendi kardeşimiz mesajında anne babalara nasıl sitem etmiş:
“Elhamdulillah Allah’ın inayeti ile kendimi çirkin bir ilişkiden koruyabildim ve üniversiteden mezun oldum.
Bir çok aile farkında değil ama, bu kadar açıklığın ve çirkin ilişkilerin olduğu üniversite ortamının mütedeyyin gençler için ne kadar zor geçtiğini anlatamam.
Hayat bir sınavdır. Gençlerin sınavı da kolay değildir. Bunun bilincindeyiz. Fakat sırf haramdan sakınmak ve Peygamber Efendimizin(s.a.s.) sünnetine uymak için üniversite de evlenmek veya aklımız başka yöne kaymasın diyerek en azından belki son senelerinde nişanlanmak istememiz bile İslami kesimde bulunan aileler tarafından çirkin ve gereksiz görülüyor ve bu bizleri çok üzüyor. Evlenmek isteyen gençlere çocuk muamelesi yapılıyor ve hatta bize “Çatladın mı ne acelen var!” gibi çirkin ifadeler kullanılıyor. Bize haramlardan arslandan daha fazla korkarak kaçmamız gerektiği öğretildi. Bu yüzden acelemiz var. Namahremimiz olan bir hanıma kısa süre olsa dahi 2. defa bakmamız bile bizi korkuttuğu ve üzdüğü için acelemiz.
İlahiyatçı bir hocamızın konferansına katılmıştım. Kendisi 25 yaşına gelmiş ve evlenmek istemeyen kişinin ya melek veya kötek(aklı yerinde olmayan kişi) olduğunu söylemişti ve eklemişti. Heralde herkes melek olmuş bir biz insan kalmışız ki böyle şeyleri konuşuyoruz. Bende bu sebepten söylüyorum ki heralde herkes oğlunu veya kızını melek sanıyor ve bu sebepten evlilik gibi Peygamber Efendimizin (s.a.s) önemli tavsiyesinin önüne üniversite, meslek, askerlik, yükseklisans, vb. etmenleri koyarak 28-30 undan önce evlendirmiyor. Erken yaşında evlenmek isteyen gençlerimizinde önlerine set çekiyorlar.
Sevgili İslam bilincine sahip anne ve babalar benim haddime değil ama siz bilinçli insanlar olarak böyle yapmayın ve üniversite çağında olan oğlunuza veya varsa kızınıza hayrı tavsiye edin. Gençlerin zor olan yolunu daha çileli kılmayın. Zinaya onları kendi ellerinizle yaklaştırmayın. Belki gençler utandığı veya çekindiği için söyleyemiyorlar ama evlenmek istiyorlarsa önlerini açın. Daha genç ne gerek var yapamazlar demeyin. Talipleri çıkarsa en azından değerlendirmeleri için onları teşvik edin. Gözlerinde, ellerinde zinası olduğunu hatırlayın. Ne olur veya ne olacak demeyin lütfen.”