Hasan YAĞMUR (Malatya Gerçek Haber)
Bir süre önce gösterime giren bir film, İslam'ı şiddet dini gibi gösteriyor ve bu durumun da Peygamber(asm)'ın öğretilerinden kaynaklandığını iddia ediyor. Film, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında düşünülemeyecek kadar kutsallara hakaret içeriyor. Bu sebeple, dünya çapında protestolara sebep oluyor. Ancak ne olursa olsun Müslümanlar haklı tepkilerini verirken soğukkanlılıklarını korumalı, provokasyonlara karşı dikkati olmalılar. Dilerim protestolar küfrün beklentisine cevap vermez, çıkardığı fitnenin karşılığında umut ettiği sonuçla sevinmesine sebep olmaz.
İnkârcılar her dönem inananlarla mücadele ederler; bu Allah'ın sünneti gereğidir. Kalpleri kararmış, acıma duygusunu yitirmiş, değerleri hiçe sayan, dini alay konusu edinen kimselerin kötülüklerine son vermek için, vicdan sahibi samimi inananların, yeryüzünde kötülüğün yerine iyiliği ve güzelliği öngören Kur’ân ahlâkının yaygınlaşmasına çalışmaları gerekir.
Dünya hayatını, sahip olduklarını kaybetmek, yaşlılık ve ölüm korkusu gibi onlarca korkuyla yaşayan inkârcıların, hayatlarını, Müslümanların aleyhine kötülük düzenleyip örgütleyerek geçirmeleri gerçekten mucizevi bir olaydır. İmanı yaşamayan, tevekkülü bilmeyen bu kimselerin buna güç yetirebilmeleri ilginçtir. Açıktır ki Allah, kurdukları hileli düzenlerini onlara çekici kılmıştır.
İnkârcılar düzenleri ile başarılı olduklarını, müminleri zor durumlara soktuklarını, korkuttuklarını zannettikleri anlarda bile, gerçekte bozulmuş, ters dönüp ‘kötülük çemberi’ başlarına geçmiş, kendilerine musibet olarak dönmüş bir tuzağın parçalarını izlerler. Sonucu ve sonlarını henüz görmediklerinden galip geldiklerini düşünürler. Oysa küfrün bütün tuzakları, Allah’ın dilemesiyle küfür için mağlûbâne, müminler için galibâne kurulur.
Allah, planlanan bütün tuzakları boşa çıkarır. Mesela evrim teorisini kanıtlamak amacıyla yeraltı katmanlarını âdeta yeryüzüne taşıyan Darwinistler'in buldukları her fosil yaratılışın delili olmuştur. Buna karşılık canlıların birbirinden evrildiğini gösteren bir tane bile arageçiş form fosili bulamamışlardır. Ne olmuştur?.. Allah inkârı îmana hizmet ettirmiştir. 11 Eylül sonrası Kur'an satışlarının müthiş artması, insanların dalga dalga İslam'a koşmaları da bunun göstergelerindendir.
Bugün de insanları Allah inancından uzaklaştırmak için küfrün kurduğu her tuzak, Allah'ın vaadi gereği bozulacaktır. İnkarcılar sapkın fikirlerinin etkili olduğunu zannederek başarılı olacaklarını zannetmişlerdir. Kurdukları düzenin mağlubane yaratıldığının bilincinde olmadıklarından, aldanmışlardır. Zorluk zamanlarında müminlerin gösterdiği sabır ve tevekkül Allah’ın yardımını getirir, üzerlerindeki tüm ağırlıkları kaldırır.
Allah, İslam Birliği konusunda da çok alâkasız insanları hizmet ettirmeye gücü yetendir. Ne buyuruyor Allah Kur'an'da?.. Kafirler ve müşrikler istemese de nurunu tamamlayacağını, İslam'ı tüm dinlere üstün kılacağını, yeryüzünde güçten düşürülenleri önderler yapacağını, onları mirasçılar kılacağını ve Kur'an ahlâkının yeryüzüne hakim olacağını... Allah vaadinden asla dönmez. Allah'ın gücünü gereği gibi takdir eden samimi inananlar işte buna inanırlar.
Bediüzzaman, "Sen, ey riyakâr nefsim! "Dine hizmet ettim" diye gururlanma der ve "muhakkak ki Allah, bu dini fâcir(günahkâr) adamla da te'yid (kuvvetlendirir) ve takviye eder (destekler)" hadisi sırrını hatırlatır bize.
Kur'an'da Hz. İsa(as)’ın kavmine sorduğu, "Allah için bana yardım edecekler kimdir? sorusunun muhatabı müminlerdir. Ancak Allah Cebbar ismiyle küfrü de âdeta bu soruya muhatap kılar. Allah, onları da dinine birer 'hadim' eder.
Allah'ın sünneti gereği inananlar her zaman güçlüdürler ve Allah her zaman onların yardımcısıdır. İnkarcıların kurdukları tuzaklar dağları yerinden oynatacak kadar güçlü de olsa, Allah'ın fırkası her zaman galip gelecektir.
“Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.” (İbrahim Suresi, 46)