Prof. Dr. Cengiz YAKINCI

Prof. Dr. Cengiz YAKINCI

Kişilik bozukluklarını önceden tanımalı mıyız?

Yirmi altı yaşındaki bir hekimi, 85 yaşındaki dedesinin ameliyatıyla ilgili olayları bahane ederek sırtından üç kez bıçaklamak normal bir kişinin yapacağı bir davranış mıdır?

Eşini yolun ortasında kendinden ayrıldığı için kırk yerinden bıçaklamayı normal kişilikle nasıl açıklayabiliriz?

Vücuduna bomba sararak sözde idealler uğruna kendini ve insanları öldürmek hangi normal mantıkla açıklanabilir?

Eşinin kendisinden ayrılacağını anladığında bu ayrılmayı aklınca önlemek için çocuğunu yurt dışına kaçırarak annesinden ayırmak sizce normal kişinin yapacağı bir davranış mıdır?

Okula girip çocukları, “bunlar Yahudi!” deyip masum çocukları kurşuna dizen kişiyi nasıl bir mantıkla açıklayabiliriz?

Kısacası bu antisosyal davranışta bulunanlar, psikoz gibi daha ağır klinik olgular değilse büyük ihtimalle antisosyal kişilik bozukluğuna sahip insanlardır.

Psikiyatri kitapları bunlar için şunları yazmaktadır: Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip kişiler, hapishanede adli suçtan hüküm giyenlerin yarısını oluşturmaktadırlar. Bu kişiler asla yaptıkları suçlardan pişmanlık ve suçluluk duymazlar. Bu kişiler erkekse karısını çalıştırır ya da yaşlı annesinin maaşını zorla alır. Zayıf gördüklerinden haraç alır.

Şimdi, evlenme yaşına geldiğinizi düşünelim. Sonuçta, böyle birisiyle bilmeden evlendiğinizi hayal edelim. Başınıza gelecekleri düşünebiliyor musunuz?

Acaba kendilerine silah teslim edilmiş asker veya sivil güvenlik görevlileri arasında antisosyal kişilik bozukluğu var mı? Yetkililer bu konuda gerekli tedbir alıyor mu?

Bu antisosyal kişilik bozukluklarını daha önceden tanımak kişi ve toplum sağlığı açısından önemli değil mi?

Farklı bir görüş ise şöyledir: Bu kişileri önceden tanımak, kişileri damgalayıp toplum dışına atmaktır. O nedenle kabul edilemez.

Bilmem sizler ne düşünürsünüz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Cengiz YAKINCI Arşivi