Nilüfer Zontul Aktaş

Nilüfer Zontul Aktaş

s’uç noktası

Ucuna gitmek kayma ihtimali demektir belki de düşmek! Uçlar bağlanmaz ise korkuluksuz ise ve de! İtilen, düşülen geri dönüşü olmayan yarlardır. Ölüme neden olurlar veya yaralarlar…

Bu yaraların sarılması mümkün olmayabilir / ya da çok uzun sürebilir.

İfrat ve tefritin acıttığı noktalarda gezinirken insan, usulden itidalden uzak acı çeker hep. Tecrübeye mahal vermeyen uç nokta suç noktası olur sonra. İmkânların kısıtlı olduğu zaman ve ortamlar da gençlerin çocukların düşebileceği durumlardır tam da bu nokta.

s’uç noktası…

Hayalleri, arzuları, istekleri sürekli törpülenmiş inanç ve ahlak kaynağından beslenmeden kulak dolgunluğu ile sadece işiten ve öğrenen güruh kastettiğim. Aslında öğrenememiş çok çeşitli sebeplerle, sadece dinlemiş, kulak ardı etmiş, belki de hiç duymamış ya da sadece bir bilgi olmuş hafızasında.
Çamuruna miline bakmadan su diye atlar bataklığa balıklama. Gökyüzü sanıp takar ağırlık takılı kanatları, uçacağını sanır.

Yüreğin özgürlüğe olan ihtiyacını uç noktalarda doyurmaya çalışır birey. Kurdun, kuşun, kışın, kıyametin farkında olmaz. Heyecan doruktadır çünkü. Beklentilere erişmeyi bu bölgede kolladıkça s’uç noktası da kolaylaşır.

‘Vasat ümmet ‘orta yolu tutan, dengeli olup iyiliğe şahitlik etmek rabbin bizden isteğidir bakara 143’te. İfrat ve tefrite girmeden alt ve üst sınırları zorlamadan. Şüpheli işlerden de uzak durarak. Her şeyin azının ve fazlasının ziyan vereceği bilgisi ile.

Yine altın orta kuramı ile ana fikri ölçülü olmak olan Aristoteles’in çok sağlam bir önerisidir bu.
 
“ne korkak ne de aşırı atılgan olmak/ bunun yerine sadece cesur olmak” , “ne aşırı aç ne de aşırı tok olmak sadece ölçülü doymak”, “ne cimri ne de savurgan olmak bunun yerine ölçülü harcamak “gerekir diyen Aristoteles, mutluluğun sadece böylesi bir “orta yol” ile mümkün olacağını vurgular.

‘Az verme hırsız, çok söyleme arsız edersin ‘diyen ataların yakaladığı nokta işte burasıdır yine. S’uç noktasının altında yatan nice gerçek.

Arsız ve hırsız kimliğini hiç utanmadan kabullenen birey terörden tutun, bağımlılık tecavüz daha nice suça gönüllü aday olacaktır. Uç noktalar onu acıtmayacaktır. Çünkü hep acıtılmıştır iç dünyasın da. Ya da kendisi öyle varsaymıştır bakış açısında.

Yavrularımızı bu noktaya getirmeyecek projeler süreçler oluşturmak ebeveyn, eğitim sistemi ve devlete düşen büyük vazifedir.

Sevgi, saygı, birlik, sadakat, çalışkanlık, toplumsal duyarlılık, vicdan, hayâ, vefa, helal, haram, paylaşım, aidiyet, sorumluluk bilinciyle; kültür, sanat, edebiyat, musiki ile örülmüş medeniyetimizin örgüleri ile de buluşturmak zorunluluğu vardır bireyleri.

Sanat yontar estetik kılar, zarafete büründürür, kaba saba darp edici olandan…

İnancın, ahlakın yerinde kaynağından öğrenilmesi! Aşırılıklara vardırılmadan örnek insanlar varlığında kavratılması ile de işlerimiz kolaylaşacaktır.

Somut işler soyut duygulara akıl denge ve tatmin boyutuyla yön verdikçe uçlardan uzak kalacaktı bireyler.
Huzurun sevginin barışın güzelliğin hâkim olması anlamlı yürüyüşleri içselleştirmekle mümkün olacaktır uçurum olacak uç noktalardan… Sağlam ipli korkuluklu salıncaklar olabilirdi belki illa da adrenalin isteyenlere lakin kayıplar olmadan. vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nilüfer Zontul Aktaş Arşivi