Nilüfer Zontul Aktaş

Nilüfer Zontul Aktaş

S(ev)gi ev de başlar…

S(ev)gi…
S(ev)
Ev
Hepsi sevginin içinde barınan sözcükler…
Ve en çok da ev ile özdeşleştirdiğim sözcüktürs(ev)gi…
Bir eylemse sevgi! Yüreğin, bedenin en çok huzur bulduğu idiyse bu en önce evde yerleşmeliydi. Toplumun hücresi olan aile de… Ve kalp evine yerleşmesi için sevginin! En uygun zemindi ev. Ve yerleştikçe, yol verecekti nice güzelliklere…
Sevgi varsa o evde; anne mutludur, çocuklar, baba… Gelen, giden,  oturan, kalkan. Eşyalar, pişen, taşan her şey ama her şey!
Evde bir gönülde başlayan sevgi hareketi, tüm yüreklere sirayet eder. Bilhassa mutlu sevgi dolu bir anne bunun tetikleyicisidir.
Ekmek soğan zevk verir. Çay eşliğinde bir sohbet ve gülücükler. Bir battaniye  altı muhabbeti. Şakalar. Dertleşmeler.
Rabbinden bahsediş. Ona yönelişle sonsuz bir rahatlama…
Bunlar sevgi dolu bir evden izlerdir.
Göç etmek, hastalanmak, sitem, ağıt bile farklıdır sevgi sinmiş evlerde. Birer birer iner dert tuğlası…
Sevgiyi bilen, sevmenin beklentisiz vermek olduğunu öğrenen ruhlar! Karşılığında hiç farkında olmadan dünyayı satın almışlardır.
Bunu enayilik görenler ise, koşulsuz sevenlerin gözlerinde ki ışıltıya gıpta eder duruma gelebileceklerdir.
Nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun, nasıl bu kadar gülümseye biliyorsun
 , Hiç derdin yok galiba, Eşin/ ailen sana çok mu iyi bakıyor! Soruları sizin en çok karşılaştığınız sorular olacaktır sonra hayat minvalinde.
Siz sadece ‘seviyorum’ deseniz bile yalın kalacaktır onların ben merkezli yaşanmış dünyasında! Bu minicik ama dopdolu sözcüğünüz. Karşılıksız severek o üstün ruha erişmek biraz özveri gerektirecekti çünkü. Bu evde /ailede başlayacak bir öğreti hareketi idi.
Kuşlar severken gökyüzünü, beklentisiz uçardı. Çiçekler toprakta beklentisiz açardı.
Her yavrucak bir tohumsa ailede, beklentisiz sonsuz bir sevgiyle büyümeli ve bunu öğrenip içselleştirmeli idi ki! Bencillik devranında yok olan nice değerler asli varlığına kavuşsundu.
Dönüp bakalım şimdi evlerimize. Ailemizi sevgiden mahrum bırakarak yaptığımız her işin soyu kesiktir aslında. Onlar büyüyorlar! Yavrular… Ve uçmaları çok uzun sürmeyecek kadar hızlı büyüyorlar.
‘Biz kaçanı kovalamalıyız’ derim hep. Burada da diyorum ‘onlarla ortak yapılabilecek sevgiyi içselleştirecek kısa fakat önemli dakikalar mutlaka vardır’.
Şimdi bahanelere sığınmadan bir sevgi hareketi fedakârlığı için elimizdekileri bırakıp her gün birlikte onlara sevgi dolu dakikalar yaşatalım. Onlar büyüdüklerinde bizim onlara bıraktıklarımızdan daha güzel imar edeceklerdir bu şekilde dünyayı… Sevgi donanımı ile!
Buna inanalım. Bir sevgi hareketi önce evlerde dalga dalga yürüsün. Mahallemde, köyümde, şehrinde şehrimde, ülkemde, dünyada…
Bir bayram öncesi bu harekete tabi olanlar parmak kaldırsın. Sevmek için önce yürek. D’olduğu yer ise şüphesiz ilk önce ev… Kalbin k’alabildiğince sev… Sonuna kadar
Sevgiyle kalınız
Nilüfer zontul aktaş

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nilüfer Zontul Aktaş Arşivi