Malatya Valiliği ile İnönü Üniversitesinin birlikte hazırladığı Malatya’nın Fethinin 917. Yıl Dönümü münasebetiyle X. Uluslararası Malatya’nın Fethi ve Danişmentliler sempozyumuna Vali Ali Kaban, Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Milli Eğitim Eski Bakanı Metin Emiroğlu, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ile yurt içi ve yurt dışından pek çok akademik personel katıldı.
Açılış konuşmalarının akabinde Vali Ali Kaban yaptığı konuşmasında: “Bu program bir başlangıç, çok kıymetli Bakanımız Metin Emiroğlu beyin bu fikri ortaya atıp böyle yapılması gerekir gibi bir ifadesi olmasaydı, sonrasında çok değerli tarihçi hocamız Salim Cöhce tarafından bir kendi meselesi gibi algılanmamış olsaydı, eğer bu fikir çok kıymetli Rektörümüz Ahmet Kızılay Bey tarafından bir idareci olarak sahiplenilmemiş olsaydı hayata geçirilemeyecekti.
Çünkü Danişment Gazi ifade edildiği üzere bizim bir değerimiz Biz kendi değerlerimize sahip çıkmadığımız sürece, kendi öz değerlerimize, bizden olan değerlerimize sahip çıkmadığımız sürece bu topraklarda kalma hakkını elimizde tutamayız.
Çok değerli konuşmalarımızı dinlerken aklıma şu geldi. Biz neden bu topraklara sahip olduğumuz günü bir coşkuyla, gençlerimizin bu bilince ulaşmasını sağlayacak şekilde kutlamıyoruz bunun bir formülünü bulabilirsem bunu hayata geçirmek isterim şahsen. Çünkü bakıyorsunuz İspanyollar Emevi Endülüs hakimiyetini bitirip İspanya’da kasabalar da dahil kutluyorlar. Hatta ciddi eğlenceler düzeyinde nasıl kazandıklarını anlatıyorlar.
Biz de bu topraklara 1101 tarihinde bir daha ayrılmamak üzere gelmiş ve bu toprağı 1101 tarihinden beri hiç kaybetmemiş, çok şükür Sayın vekilimin de ısrarla bahsettiği gibi bizim Kurtuluş günümüz yok, bizim buraya “Hakim Olma” günümüz var. Bizim onu büyük bir önemle kutlamamız gerek, bunun için ne yapılabilir, yasal zemini nedir onu araştıracağım.
Çünkü bizim İsmet İnönü, Turgut Özal, Niyaz-i Mısri gibi değerlerimiz var. İbnü’l Arabi bizim bir değerimiz çünkü gelip burada kalmış, Ebul Fereç tarihini yazan zat bizim değerimiz fakat bu kitabın hala çevirilmemiş olması bizim bir ayıbımızdır. Ne kadar değerimiz varsa ortaya çıkarmalıyız ki Malatya resmi ortaya çıksın.
Bir gün Hekimhan ziyareti sırasında Taş Hanı gezerken bir Kitabe dikkatimi çekti. Baktım orta kısmında Arapça sağında solunda başka dilde yazılar var. Üç ayrı yazı karakteri, üç ayrı din, üç ayrı kültür, üç ayrı tarihleme tek bir amaç için tek bir taşın üzerinde bir araya gelmiş. Ortadaki yazı Arapça, sağında Süryanice, solunda Ermenice, bire bir aynı yazmıyor ama aynı şeyi ifade ediyorlar. Bu Kitabe bu sene 800 yaşında. Ben bunu “Pax Turka” diye adlandırıyorum. Bu Kitabe Türk barışının bu topraklardaki yansımasıdır. Türkler birlikte yaşadıkları Arap-Süryani ve Ermenilerle bu birlikteliği barışı gerçekleştirmişler. Biz bu Barış İçinde Yaşama Belgesine “Malatya Vesikası” adını verdik.
Anadolu'da barış içerisinde birlikte yaşamayı öne çıkaran bu merkezin tanıtılması, anlatılması gerekiyor, bir anlamda kutsamamız gerekiyor; Kutsal Topraklar, dört çarpı dörtlük topraklar. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum” dedi.