Malatya’da gerçekleşen deprem eğitimine katılım sağlayan Gürkan, burada yaptığı konuşmada,
“ Türkiye’de depremler oluyor. Japonya gibi fay alanlarının bütün coğrafyada hareketli olduğu bir ülkeyiz. Yaptıklarımız binaların sağlıklı olması gerekiyor. Basitten karmaşığa bir metot ile yaklaştığımızda; depremin insanları öldürmediğini, depreme dayanıklı olmayan yapıların insanları öldürdüğünü görüyoruz” açıklamasını yaptı.
“Bizim 20 sene belediye başkanlığı yaptığımız süre içerisinde yaptığımız ve ruhsat verdiğimiz binaların içerisinde hiçbirinde ağır hasar yok” diyen Gürkan, şu ifadelerde bulundu:
“Ama biz şuna dikkat ettik. Tarım arazilerine, ekilebilir arazilere imar verilmemesi noktasında karar verdik. 5 kattan fazla ev yapılmaması noktasında karar aldık. Her 5 kattan sonrasına bodrumların yapılması ve sert zeminlere ulaşılması noktasında karar aldık. Perde betonlarla bütün binanın desteklenmesini karar aldık. Konsol çıkma gibi bir garabet ile yeni bir binaymış gibi yapılmasını doğru bulmadık ve bunlar ile ilgili hiçbir müsamaha göstermedik. Ayrıca, Jeolojik etütler ile ilgili emniyet gerilme direnci diye tabir ettiğimiz direncin muhakkak sağlıklı ve doğru olarak ölçülmesi ve ölçü içerisinde kriterler belirlenerek bina yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün Yeşilyurt bölgesinde bu kadar binanın yıkılmasını hiçbir şekilde tasvip etmemiz doğru bulamamız ve hoş görmemiz mümkün değil. Yeni binalar onlar. O binalar yıkılmamış, ağır hasarlı olmamış olsaydı bu şehir daha çabuk toplanacaktı. Oradaki zemin emniyet direncini pek kontrol etmeden, bodrum sistemini kontrol etmeden, perde beton ve taşıyıcı kolon sistemlerini kontrol etmeden ve yapı denetimlerinde gerekli kontrollerinin sağlıklı yapılmadığından dolayı karşımıza bunlar çıkıyor. İnşallah bundan ders alırız. Dersimize de iyi çalışırız. Gelecek kuşaklarımızı da okul öncesinden başlayarak üniversiteye kadar deprem bilincini aşılarız.”