“Çocuklarınıza Değer Verin, Güzel Ahlâk Öğretin”

Toplumdaki en küçük, en temel birim olan ailede değerler yitirilmişse, bireyleri arasında sevgi, saygı ve beraberlik duyguları körelmişse, toplumu bekleyen ahlâki çöküntüdür. Bunun ardından, milletin de varlığının devamı zorlaşır. Toplumun her kesiminde, arkadaşlık ilişkilerinde, çalışma ortamlarında, okullarda, ilişkiler beklenti ve çıkarlar üzerine kurulur ve kıskançlık, ikiyüzlülük, alaycılık, dedikodu gibi kötü davranışlar ortaya çıkar.

Bugün aile içinde dinin öngördüğü güzel ahlâk konusunda eğitilmemiş olan, çevrenin ve özellikle televizyon programlarının yoğun telkinlerden etkilenen gençlerin hatta çocukların, ahlâk dışı davranışlara yöneldiklerini, alkol ve uyuşturucu kullanmaya başladıklarını ve şiddet eğilimli olduklarını görüyoruz.

Sadece büyük kentlerde değil, küçük şehir ve kasabalarda dahi aynı sorunlar gündemde. Aileler çocuklarına gereken ilgiyi göstermiyorlar. Çocukların gizli alışkanlıkları var ve aileleri bundan habersiz. Arkadaş çevresi çok önemli olduğu halde, aileler takip etmiyorlar.

Tek başına iken çok sakin ve terbiyeli olan bir çocuk, arkadaş ortamında tamamen farklı bir kişiliğe bürünebiliyor. Çocuklarda özenti ise had safhada. Çevresindeki pek çok şeye duyarsız kalan genç, arkadaşının kendisininkinden daha gelişmiş olan bilgisayarı karşısında ıstırap çekiyor. Ya da bir arkadaşında gördüğü yeni bir telefon, onun canını yakıyor, mutsuzluğu için yeterli oluyor. Gençler karşı cinse kendilerini beğendirmeye çabası içindeler. Dejenere bir hayatı adeta enjekte eden gençlik dizilerinin etkisinde kalıyor, oradaki karakterleri taklit ediyorlar. Bir öğretmen arkadaşım, 14-17 yaşındaki bazı öğrencilerinin kendi aralarında davetiye bastırıp, nikâh kıydıklarından söz etmişti. Dahası, kendi aralarında cinsel deneyimler yaşadıklarından.

Ne Yapmalı?
 
Allah, insanı din fıtratı üzerine yaratmıştır. Batılı psikologların, “doğal dinsel işlev, dini eğilim ve duygu, dini inanç tohumları, insiyaki temayül, dini potansiyel” adını verdikleri kavramlar, İslam inancındaki fıtrat prensibinin karşılığıdır.
 
İnancın özü güzel ahlâktır. İnsanın da özüdür ahlâk ve özellikle çocukluk döneminde şekillenir. Toplumumuzda sıkça karşılaştığımız gibi, ‘çağdaş’ birer anne baba olma adına çocukları inanç konusunda bilgilendirmemek büyük yanılgıdır. İnanç hayat için en değerli ve öğrenilmesi en gerekli şeydir ve çocuk da bu önemli şeyi kendi çabasıyla bulmaya itilemeyecek kadar değerlidir.

İnançlı yetiştirilen çocuk ruhsal yönden daha dengeli olur. Kaldı ki çocuk zaten cevabını bilemediği/anlayamadığı olayları, göremediği bir güce bağlar. O güç bazen izlediği çizgi filmdeki bir karakter bazen de Allah'tır. O halde zaten 'gizemli' bir gücün olduğunu düşünen çocuğa, bu sorunun birden fazla değil, yalnızca bir cevabı olduğunu anlatmak gerekir.

Doğduğu andan itibaren, öğrenme isteği içinde sürekli etrafını araştıran çocuk, bilgiye 'aç'tır. Bu nedenledir ki, bir anne babanın çocuğunun iyiliği için yapması gereken ilk şey, Allah sevgisini ve O’nun sevgisini yitirmekten korkmayı küçük yaşta ona öğretmektir. Çocuğa Allah’ın varlığı, büyüklüğü ve gücü anlatılmalıdır. Çocuk, çevresinde gördüğü her şeyin, içtiği suyun, soluduğu havanın, yediği sebze - meyvenin, sahip olduğu bedenin, gözlerinin, kulaklarının, kalbinin nasıl var olduğu ve bunları kimin yarattığı hakkında düşünmeye yönlendirilmelidir.
 
Çocuk her olayı Allah’ın yarattığını ve hayırla yarattığını, hastalandığı zaman ona şifa verenin Allah olduğunu, Allah’ın onu çok sevdiğini, dualarını işittiğini öğrenmeli, tek dostu ve yardımcısının Allah olduğunu küçük yaşlarından itibaren bilmelidir.

İnançlı yetiştirilen çocuk, yaşı ne kadar küçük olursa olsun, olgun bir akla ve ahlâka sahip olacak, karşılaştığı olaylar karşısında duygusal açıdan çöküntüye uğramayacak, hoşuna gitmeyen bir şeyle karşılaştığında ağlamayacak, yakınmayacak, olayların Allah’ın kontrolünde olduğunu bilecek, tevekkül edecek, güzel tavır gösterecek ve en önemlisi sorumluluklarının bilincinde olacaktır.
 
Anne baba, ahlâkı, kişiliği ve karakter özellikleriyle iyi bir Müslüman modeli oluşturuyorsa iyi birer örnektir ve Allah’ın dilemesiyle çocuklarının güzel ahlâk özelliklerini kazanmasına vesile olurlar.
 
Rabbinin huzurunda hesabını veremeyeceği işler yapmaktan, O’nun rızasını, rahmetini ve cennetini kaybetmekten içi titreyerek korku duyan insanlardan oluşan ailelerin çoğalması, toplumun geleceği için en önemli güvencelerden biridir.
 
"Çocuklarınıza değer verin, güzel ahlâk öğretin ve onlar için Allah'tan  bağışlanma dileyin.”
 
(Bihar'ul-Envar, c.104, s.95)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi