Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili ve Elazığ Milletvekili adayı Gürsel Erol, muhalefet bir şeye sahiplenmediği zaman iktidarı sahiplendiremezsiniz. Karşılıklı bir dengenin oluşması lazım. Bu dengenin oluşması için Elazığ’a geldiğimiz günden beri hemşehrilerimizin yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz. Bundan son derece memnunum. Başı dik gelip başı dik gitmek önemli bir şeydir. Önemli olan insanların ailesine bırakacağı itibardır" dedi.
CHP Tunceli Milletvekili ve Elazığ Milletvekili adayı Gürsel Erol, seçim çalışmaları kapsamında Minibüsçüler Kooperatifi, Türkiye Emekliler, Palulular , Türkiye Muharip Gaziler ve Atatürkçü Düşünce Derneklerini ziyaret etti. Daha sonra esnafları gezip, tek tek selamlayan Erol, kent merkezinde de kıraathane ve kahvehanelerde dolaşarak vatandaşları dinledi.
"Birlikteliğe, hoşgörüye ve nezakete ihtiyaç var"
Dillerinin kavga, gerilim ve şiddet üzerine kurulan bir dil olmadığını belirten Milletvekili Erol, “Elazığ’ın köklü sorunları var. Elazığ’da bir birlikteliğe ve hoşgörüye bir nezakete ihtiyaç var. Ben hala Tunceli Milletvekiliyim. Ben Türkiye’nin en sorunlu ilini Tunceli bilirdim. Ama Elazığ’a geldim ilçeleri gezdim. Mahalleleri, köyleri Sivil toplum örgütlerini geziyorum. Değerlendirmelerde sohbetlerde gördüm ki Tunceli nurnamet. Elazığ inanılmaz bir sorunlar yığınağı haline gelmiş. Elinizi nereye atsanız sorun var. İlçelerimizi geziyoruz. İlçelerimiz yalnızca emeklilerin zaman geçirdiği, yaşamlarını devam ettirdiği alanlara dönmüş. Ekonomisi çökmüş, bürokrasi çökmüş, kentin ve ilçelerin gelişimi ile ilgili ciddi bir yatırım yok. Kamu hizmetleri doğru halde gitmemiş. İnanılmaz sıkıntılar yaşanıyor. Bunların temelinde tek taraflı bir güç olunca sorunları gündeme getirecek sorunları sahiplenecek ve sahiplenmesini sağlayacak bir ses çıkmayınca, ben buradan oy alıyorum mantığı ile siyaset yapıldığı için sonuç bugün bu noktaya gelmiş" diye konuştu.
"Sorunlara ortak akılla çözüm bulunmalı"
Kentin sorunlarının ortak akılla birliktelikle çözülüp, aşılacağının altını çizen Erol, "Yani bu ne iktidar partisinin ben her sorunu çözerim iddiasıyla nede muhalefet partisinin biz iktidar olsak biz çözeriz iddiasıyla olacak bir iş değil. Elazığ gibi toplumsal uzlaşmanın ve kültürel değerlerin yüksek olduğu geleneklerin tarihten bu güne kadar yaşanıldığı kentlerde, siyaset üzerine sorunları çözmek yerine ortak aklı geliştirerek ortak çözümü bulmak, sorunların çözümü ile ilgili girişimlerde bulunmak lazım. burada da görev siyaset kurumuna düşüyor" diye konuştu.
Önce herkese adil ve eşit davranmaları gerektiğinine vurgu yapan Erol, “Siyaset ve siyasetçi olarak taraf olmamız asla doğru değil. Biz ancak destek oluruz. Gideriz ziyaret ederiz ihtiyaç duydukları yerde destek oluruz.Çünkü demokratik kitle örgütleri sivil toplum örgütleri ne kadar özgürleşir ne kadar kendi üyeleri iradesi ile şekillenirler ise o kadar hem kentin sorunlarına karşı kendilerini daha sorumlu hissederler hem de sorunların çözümü ile ilgili daha akılcı ve mantıklı politikalar geliştirirler. Geçmişten bu güne kadar Elazığ siyasetini değerlendirdiğiniz zaman Elazığ siyasetiyle ancak önemli olan seçilmek değil seçildikten sonra iz bırakmak önemlidir. Alirıza Septioğlu ,Salim Hazar dağlı, Atilla Atilla, Orhan Senemoğlu, Ahmet Küçükel gibi. Şimdi bakıyorsunuz onların döneminde iletişim kaynakları bu kadar yaygın değildi. Sosyal medya yoktu. ulaşım bu kadar kolay değildi. Bütün sıkıntılara rağmen bütün zorluklara rağmen hala bugün o isimler anılıyorsa ve aranıyorsa aileleri o isimlerden onur ve şeref duymalı ki duyuyorlardır. Demek ki burada bir sorun var. Biz bu sorunları gündeme getirirken kötülemek ve yargılamak ile ilgili değil, daha iyisini birlikte nasıl yapabiliriz diye söylüyorum. Bir siyasetçinin önceliklerinin olduğu düşüncesindeyim" ifadelerini kullandı.
"Başı dik gelip, başı dik gitmek önemlidir"
Sorunların çözümü ile ilgili kendilerinin dilinin kavga ve karışıklık üzerine olmadığının altını çizen Erol, "Çözüm odaklı tam tersine dostluk ilişkileri nezaket ilişkileri hoş görü ile birlikte ne yapa biliriz birlikte nasıl sorunları çözebiliriz. Elazığ hakikaten sahipsiz kalmış, milletvekilleri olmuş zaman zaman başarılı milletvekilleri de çıkmış. Ama bu biraz muhalefet bir şeye sahiplenmediği zaman iktidarı sahiplendiremezsiniz. Karşılıklı bir dengenin oluşması lazım. Bu dengenin oluşması için Elazığ’a geldiğimiz günden beri hemşehrilerimizin yoğun ilgisi ile karşılaşıyoruz. Bundan son derece memnunum. Başı dik gelip başı dik gitmek önemli bir şeydir. Önemli olan insanların ailesine bırakacağı itibardır. Servet her zaman kazanılıp kaybedilir. Ama itibar bir defa kaybedil dimi bir daha kazanılmaz. Bunlar bizim için önemli değerlerdir. Bu toprakların geleneklerine, göreneklerine, adaletlerine, kültürüne, ilişkilerine dostluklarına sahip çıkma adına biz geldik. Kimsesizlerin kimsesi olmak için geldik. Sesini çıkaramayanların sesi olmaya geldik. Burada adaletsizlikleri gündeme getirerek eşit devlet hizmeti eşit kamu hizmetin gitmesini sağlamak için geldik” şeklinde konuştu.