Tövbe Ve İstğraf

Tövbe Ve İstğraf

Dünyaya bir imtihan için gönderilen insan, çoğu zaman ilahi emir ve yasakları çiğneyip, günah bataklığının içene yuvarlanıyor.

Eğer insan düştüğü bu bataklıktan kurtulma çareleri aramaz ve günah üstüne günah işlemeye devam ederse, ömür kilometresinin dolup da, kendisini cehennem alevleri arasında gördüğü zaman artık acı acı feryat etmesinin ah vah demenin faidesi olmayacağını katiyetle bilmelidir.

Kullarına karşı merhametli sonsuz olan yüce Allah’ımızın, kurallarına azap etmek istemez. Bu sebeple ecel gelmeden fırsat kapıları kapanmadan önce kullarını tövbeye ve istiğfara davet eder.

Tövbe ve istiğfar, günahlardan pişman olmak, vazgeçmek, Allah’ın rahmet ve mağfiretinden af ve dilemesini dilemektir.

Günahlardan tövbe etmek her Müslümanın üzerine vaciptir. Ayrıca günahlardan dolayı tövbe ve istiğfarı terk etmek büyük günahtır.

İşlenen günahtan dolayı Rabbimiz katında af ve dile bilmemiz için 3 tane şart vardır.

1-  Tövbe edeceği günahı katiyetle terk etme

2-  O günahı işlediğinden dolayı pişman olmak

3-  Bir daha işlemeyeceğine kakar vermek.

Eğer tövbe edilen günah, kul hakkına taalluk ediyorsa o zaman bu 3 şartta 4. Şart olarak, bir de hak sahibi olan kimseden helallik dilemek veya hakkını ödemek mecburiyeti vardır.

Bu şartlar yerine getirildiğinde Allahu Teâlâ inşallah kulunun tövbesini kabul ediyor.

Çünkü tövbe Rabbimizin kullarına karşı büyük merhametinin eseridir.

Eğer Rabbimizin merhameti, Peygamberimizin şefaat hakkı olsaydı. Peygamberlerden başka herkes, tüm insanlık günahlarına karşılık azap görürlerdi. Zira Peygamberler hariç hatasız kusursuz kimseyi göremeyiz.

Deki, kendilerini günah işletmekte israf edenler Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları affeder. Şüphesiz ki, o çok yargılayıcı çok esirgeyicidir.

“O Allah kullarının tövbesini kabul eden, günahlarım bağışlayan ne işlerseniz hakkıyla bilendir.”[1]

“Ey Mü’minler hepimiz Allah’a tövbe ediniz. Ta ki kurtuluşa eresiniz.”[2]

Ayeti kerimler gösteriyor ki, cenabı hakkımız tövbe ve istiğfar kapısını açık bırakmış ve kullarının O kapıya başvurmalarını şiddetle emretmiştir.

Ey kulum sen lekesiyle lekelenmiş sende Kur’an-ı şimdiye kadar tanımamış emirleriyle de alay etmişsen de…

Ümmetini ümmetim deyip secdeler kapanacak ve gözyaşları içinde Yarabbi.. Yarabbi ümmetimi bana ver yoksa secdenden kalkamam diyen ölüm anında dahi ümmetim.. Ümmetim diyerek vefat eden o Resule hareket etmiş sen

Medeniyet yahu 20. Yüzyılda yaşıyoruz içki aram olur mu? Faiz haram olur mu? Kumar haram olur mu? Daha birçok Allah’ın kanunu inkâr etmiş olsun bile

Bunlardan nedamet duydun mu?

Bir daha yapmayacağına kadar verdin mi? O zaman gel tövbe et mağfiret dile ben den beni seni af edeceğim ey kulum..

“Ey insanlar Allah’a tövbe ediniz, istiğfar ediniz ben günde yüz defa tövbe istiğfar ediyorum.”

Günahlarına gerçekten tövbe istiğfar edenler hiç günah işlememiş gibi olurlar

Tövbenin 1. Şatı neydi yapılan günahlar bir daha yapmamak şartıyla pişman olmak vazgeçmektir.

Yoksa tövbe et… Pişman ol ben tövbe ettim. Kötülüklerden vazgeçtim de sonra kötülük işle

Bu suçüstüne suç işlemedir.

Bu yüzden tövbe hulusu kalp ile yapılmalıdır.

“Ey iman edenler! Tam hulusu kalple tövbe yapınız… (dönmeyecek şekilde) onur ki Rabbiniz sizin tövbenizi kabul eder ve sizi altından akan cennetlerine koyar.

Bir anne çocuğunu temiz bir şekilde giydirmiş ve sokağa gönderir. Gönderirken evladım üzerini başını kirletme elbiseni temiz tut diye öğüt verir…

Çocuk annesinin bu tembihini tutmaz üstünü başını elbisesini bir süre sonra kirletir, batırır ama çocuk o halde oyuna ve kirletmeye devam eder.

Anne evladının elbisesini, üstünün başının pisliğini görünce evladım gel elbiseni yıkayayım yeni elbise giydireyim seni banyo yaptırayım

Çocuk inat eder gelmez ama çocuk bir müddet sonra bedenin ve elbisesini pisliği kendisini rahatsız eder sinekleri istilasına uğrar… vs…

O zaman çocuk annesine koşar beni banyo yaptır. Elbisemi değiştir diyerek.

İşte bunun gibi Rabbimiz kullarına ey kullarım iman elbisesini günah kiriyle kirletmeyin der.

Fakat kul buna aldırış etmez.. Ey kulum gel günah işliyorsan tövbe kapım açık gel tövbe et yok gelmez…

Ama ne zaman güç kuvvet kalmaz günah işleyemez hale gelince Rabbim beni affet, bir daha günah işlemeyeceğim diyerek Rabbena yönelince

Melekler.. Ey kötü kişi günah işlemekten aciz kaldım değil mi? Açık günah işleyemiyorsun? Şimdimi Rabbimizin kapısına mı geldin derler Rabbimiz:

Meleklerin öyle söylemeyin acizde olsa kadir de olsa kapıma geldi ye kapım gelen kulu boş çevirmek benim şanıma yakışmaz buyuruz..

1- Dünya ile övünen anında şikâyetçidir.

2- Malı çok olan ve bununla övünen kıyamet günü Allah’ın huzuruna çıktığı vakit şikâyetçidir.

3- Geniş saraylarda yaşayıp fakir. Fukarayı düşünmeyenler kara toprağa düştüklerimden dolayı şikâyetçidirler.

4- Yaptığı günahlarla övünenler caka satanlar azabı gördüklerinde şikâyetçidirler Peygamberimiz: (Gülerek günah işleyenler ağlayarak cehenneme girerler.)

 

TÖVBE YAPILIŞI

1-)Tövbe niyetiyle abdest almak;

''Niyet ettim Allah rızası için tövbe niyetiyle abdest almaya'' diyerek niyet edilir ve normal namaz abdesti alınır. Bu abdest alınırken su ile yıkadığımız uzuvlarımızın günahlardan arındığını ve su ile akıp bedenimizin temizlendiğini düşünürüz.

2-)Tövbe niyetiyle gusül (boy) abdesti almak;

''Niyet ettim Allah rızası için tövbe niyetiyle gusül abdesti almaya'' diyerek niyet edilir ve gusüll abdestinin gerekleri yerine getirilir. Gusül abdesti alırken tüm günahlarımızdan su ile birlikte arındığımızı ve bütün günahlarımızın azalarımızdan akıp gittiğini düşünürüz.

3-)Tövbe niyetiyle istihare namazı kılmak;

İstihare namazı kılarken mümkünse, tövbe eden kişi biliyorsa zamm-ı sure olarak Kafirun ve ihlâs surelerini okumalıdır. Bilmiyorsa bildiği dualar ile kılmalıdır.

4-) Tövbe etmek;

''Yâ Rabbi! Bütün yapmış olduğum günahlardan en pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşallah bir daha ben yapmayacağım'' diyerek üç kere tekrarlanır ve tövbe edilmiş olur.

5-)Estağfirullah demek;

Gözler kapalı bir şekilde 25 defa '' Estağfirullah'' denir.

6-) Sekiz adet Fatiha okuyup hediye etmek;

Her bir Fatiha '' Rasulallah efendimizin(s.a.v) ruh-i saadetlerine, âl ashabının ruhlarına  ve sadat-ı kiramın ruhlarına hediye edilir.

7-) Ölüm rabıtası yapmak;

Gözler kapalı bir şekilde işlediğin günahları düşünüp ve en nihayetinde ölümün gelip ruhunu teslim ettiğini, yıkanıp kefenlendiğini, yakınlarının ağlaşıp üzüldüğünü, kabire konup üzerine toprak atılıp daha sonra tüm tanıdıklarının mezarlıktan ayrılıp gittiğini ve kendisinin mezarda tek başına karanlıkta kaldığını sorgu meleklerinin gelip sorguladığını düşünür ve dolayısıyla ölüm rabıtası yapılır.

Tövbe alan kimse en kısa sürede kazaya kalan namazlarını eda edip, oruç borçları varsa ödeyip kul haklarını ödemelidir.

Allah(c.c) tövbelerimizi kabul eylesin. Âmin...

Mehmet Emin YAĞMUR          

Turgut Özal Anadolu Lisesi        

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni


[1] Şura-25

[2] Nur–31

Yazar Yazıları Haberleri