"Ne alimlere karşı övünmek, ne cahillerle münakaşa etmek ve ne de meclislerin seçkin köşelerinde yer almak için ilim tahsil etmeyiniz. Kim böyle yaparsa cehenneme müstahak olur." (Hadis-i şerif)
Sohbet ortamlarında konuşanı dinlememek, aynı anda ve tartışır bir üslupla konuşmak, sıkça rastlanılan davranışlar. Televizyonlardaki tartışma programlarında bunun örneklerini görmek mümkün. Özellikle Ramazan ayında ekranlarda din adamlarının saatlerce tartıştıklarına tanık oluruz. Her biri dalında uzman olan kişiler dahi zaman zaman birbirini dinlemeden, kaba ve saygıdan uzak bir üslupla konuşurlar.
Kuran'da, birkaç değişik anlamda kullanılsa da tartışma kavramının ortak yönü, Rahmani özellikten uzaklaşılmasıdır.
Tartışmak, konuyu uzatmak, susmamak, ortamı gerginleştirmektir. Böylece Rahmani özellik, yerini şeytani özelliğe bırakır.
Dine, Kur'an'a ve kutsallara karşı çıkarak, aksini kanıtlamaya çalışanlar, Kur'an'da, "kanıt olmaksızın tartışanlar" olarak geçer. Kimileri de örnekler getirerek tartışırlar ancak, "Ahirete inanmayanların kötü örnekleri vardır, en Yüce örnekler ise Allah'a aittir. O, güç sahibi olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nahl Suresi, 60)
Kur'an'da, cehennemliklerin aralarındaki konuşma üslubu da tartışma örneği olarak verilir. Cehennem ehli, karşılaştığı dehşetli durum nedeniyle büyük bir pişmanlık yaşar. Kendilerinin cehenneme düşmelerine vesile olan kişileri suçlar, onlarla tartışırlar.
Tartışmacı kişiliğe en önemli örnek şeytandır. Allah, Hz. Adem(as)’ı yarattığında bütün melekler itaat ederken, cinlerden olan İblis isyanı seçer. Hatasında ısrar eder ve kendisinin ateşten yaratılması sebebiyle daha üstün olduğu konusunda Allah ile -haşa- tartışmaya kalkışır.
İşte şeytan her kötü özelliği gibi tartışmayı da insanlar arasında yaygınlaştırmayı içten arzu eder ve bunun için çaba gösterir.
Şeytanın tartışmacı özelliği inkarcılar üzerinde tecelli eder ve Allah hakkında, Allah'ın ayetleri ve dini konusunda müminlerle tartışırlar.
Gerçekte iman etmedikleri halde beklenti ve çıkarları gereği mümin gibi görünerek onların arasında barınan münafıklar da şeytanın bu tartışmacı karakter özelliğine sahiptirler. İtaat etmek, Peygamber (asm)’ın kararlara bağlı kalmak onları müthiş zorlar. Çıkarlarıyla çatışan konularda tartışmalara girerler.
Şeytan münafıkları sarıp-kuşatmış, " onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur..." (Mücadele Suresi, 19)
Kısacası, şeytandan bu yana tüm inkarcıların tipik özelliği olan tartışma, bencil tutkuların bir ürünüdür ve insana yalnızca eksiler kazandırır.
Samimi müminlerin birbirleriyle tartışmaları ise fıtratlarına aykırıdır. Birbirlerine ters düşmezler; Allah onların kalplerini uzlaştırmış, birbirine ısındırmıştır. İşlerinde istişare eder, birbirlerinin görüşlerine değer verirler. Aralarındaki konuşma gerginleşecek gibi olduğunda, bunun şeytani bir özellik olduğunun bilincinde hemen Allah'a sığınırlar.
Kimi zaman mümin de gaflete düşebilir ve bir an tartışma ortamı oluşmasına sebep olabilir. Ancak vicdanını kullanarak ya da diğer kardeşlerinin hatırlatmasıyla Kur'an'a uygun olmayan bu davranıştan vazgeçer. Tartıştığı kardeşinden af diler, gönülden Allah'a yönelir ve bağışlanmayı ister.
Müminlerin üslubu tartışma değil tebliğdir. Birbirleriyle olan konuşmaları da gerçekte tebliğdir. Çünkü birbirlerine Kur'an hükümlerini hatırlatır, birbirlerini Kur'an'la uyarır ve Allah'ın beğendiği ahlak özelliklerini kazanmaya çaba gösterdikleri gibi, kardeşlerini de bu yönde şevklendirirler.
Allah, müminlerin her zaman tebliğ üslubunu korumalarını ve inkarcı özelliği olan tartışmadan kaçınmalarını buyurur:
"Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ (etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir." (Ali İmran Suresi, 20)
Peygamberimiz (asm) de müminleri, tartışmanın yanlışlığı konusunda şu hadisiyle uyarır:
Kardeşinle tartışma! Çünkü, konunun anlaşılmasını engeller ve belasından da emin olunmaz. Ayrıca, tutamayacağın bir sözü de verme! (İbn Abbas (ra) Rezîn, 682)
Tartışmak müminlere yakışmaz. Onlar aralarında tartışmadıkları gibi, inkarcılarla tartışmaktan da kaçınırlar. İnkarcılarla tebliğ için muhatap olur, en güzel sözlerle Allah'ın dinine davet ederler.
Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız! (Hakim)