Sözün bağrına
Dosta kelam ağır
Yakıcı gelmiş…
Dil denilen dev ki
Sırça sarayları
Yıkıp da geçmiş…
Söz ki vezir etmiş
Hakkın katında
Söz ki rezil etmiş
Gönül tahtında…
Lisanın gülleri
Açmak isterken
Dikenler gülşene
Batıp da geçmiş…
Sözü gümüş saydık
Sükutu altın
Lakin çıkan her ses
Boş'u yüceltmiş…
Esirgenmez olmuş söz
Karakucaklarda
Dil emmiş bedeni
Yürek parelenmiş…
Bal akan dillerle
Lafın özü aklanmış
Diken giymiş libasla
Ruh tırtıklanmış…
"Ah dilim "demiş dil'i
Dilmek istemiş atalar
O acıya bulansa
Tüm bedeni yaralar
...
“Sarsak acep” dedi kişi
Sessizce dili
Belki bir mumya gibi
...
Uslanır mı
uslanır mı /aklı seri
Tutar mı sÖZ freni…
Nilüfer Zontul Aktaş