Sağlık çalışanları artan şiddet olaylarına karşı alınan tedbirlerin yeterli olmadığını sosyal medya da ‘’Şiddet varsa hizmet yok’’ sloganı ile seslerini duyurmaya çalışmaktalar, umarız duyulur…
Türkiye son on yıl içerisinde özellikle sağlık sektöründe yaptığı devrim niteliğindeki yenilikler ile kendi bölgesinde ve uluslararası alanda önemli mesafeler kaydetmiştir.
Buna paralel toplumda artan şiddet olaylarının en yoğun yaşandığı alanların başında da sağlık sektörü gelmektedir. Sağlık çalışanlarına karşı baskı ve şiddet dozunun giderek artığını yaptıkları meşakkatli görev, verdikleri kutsal hizmetler karşısında hak etmedikleri kadar sözlü hakaretler fiziki şiddet ve saldırılara maruz kalarak hizmetlerinin karşılığını canları ile ödedikleri bilinmektedir.
Kamusal sağlık hizmetlerinin bir kısmının özel sektöre dönüştürülmesi , dışarıdan hizmet alımları performans uygulamasıyla az maliyet, yüksek kazanç politikası ,hızlı değişim, hizmet alan ve hizmet veren arasında sistemden kaynaklanan bir takım olumsuzluklar çatışmalara neden olmakta ve bu durum hizmet sunumuna yansımaktadır.
Temel nedenlerden biri ; hizmet alan tarafın duygusal beklentisi, hastaya ayrılan sürenin yetersiz olması, bekleme sürelerinin uzaması gibi hususlar hasta ve hasta yakını psikolojisi ile bütünleşince, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet patlamaları baş gösteriyor. Görsel medyada yer alan şiddet içerikli senaryo diziler de toplumu olumsuz etkilemektedir.
Özellikle şiddete maruz kalan kısım acil polikliniği, pratisyen hekimler ve hemşirelerdir. Hasta ve hasta yakınları sınırsız, duygusal beklenti içerisinde “tek hasta benim hastam”mantığıyla anında müdahale edilsin isterler.
Diğer taraf hizmet veren olarak yönetici ve idarenin dışında olaylardan olumsuz etkilenen hasta, hasta yakınları tarafından azarlanan idare ve yönetim tarafından sorgulanan başta hekimler olmak üzere hemşireler ve diğer sağlık çalışanlarına ağır iş yükü, güvenlik kaygısı, Sözleşmeli çalışmak, ekonomik koşullar, görev tanımlarının net olmaması, kariyer planlamalarının olmaması, sağlık çalışanlarının rahat güvenli ve pozitif bir şekilde davranmasını doğrudan etkilemektedir.
Gelişen teknoloji ile birlikte azalma beklenirken artan bürokrasi ve kırtasiye işlemleri hekimlere asli görevlerinin dışında sekretarya görevi de yüklemiştir.
Bazı eğitim kurumlarında artan şiddet olaylarını önlemek adına sağlık çalışanlarına savunma teknikleri konusunda eğitim verildiği, bu tarz yaklaşımlar şiddete çanak tutmaktan öteye gitmeyecektir.
Şiddet olaylarının sık yaşandığı alanlarda önlem olarak, acil polikliniği vb. yerlerde tampon güvenlik bölgeleri oluşturularak görevlendirilecek yetişmiş psikolog, sosyolog gibi uzman personelin gelen hasta yakınlarını hastaya müdahale eden hekim ve ekibinden uzak tutarak hizmete katkı sunulabilir.
Sağlık Bakanlığınca şiddete karşı görsel medya vb. dönen kamu spot sloganlarına yer verilebilir.
Hasta haklarının getirilmesi ile bilinçsiz kişilerin farklı algılama ve anlayış içerisinde arayışları 2004 yılında uygulamaya başlanan bilgi amaçlı ‘’ Alo 184’’ Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi amacının dışında kullanılarak yapılan şikâyetlerin değerlendirilerek özellikle hekimlere yönelik soruşturma ve mobing yansımaları sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarını önemli derecede etkilemektedir.
Yaşanan irili ufaklı basın ve medyaya yansımamış şiddet olaylarının yanında 2012 yılında bir hasta yakının bıçaklaması sonucunda hayatını kaybeden Dr. Ersin Aslan.
Psikolojik şiddete maruz kaldığı gerekçesiyle hayatına son veren Dr. Melike Erdem; yine hasta yakını tarafından kendisi hakkında ‘Alo 184′ Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezine yapılan şikâyet nedeniyle görev yaptığı hastane yönetimi tarafından açılan soruşturmanın etkili olduğu iddia edilmekte.
Kısa süre önce Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde hasta yakınları tarafında darp edilerek tedavi edilen astım hastası hemşire Rabia Önal ve diğer sağlık çalışanları…
Son olarak iki gün önce basında yer alan, belediye başkanı tarafından darp edildiği iddia edilen Aile Sağlığı Merkezinde görevli pratisyen Hekim Soner Er.
Unutmayalım ki yaşamının önemli bir bölümünü sağlık eğitimiyle insan hayatına harcayan hekimler ve de sağlık çalışanları aynı zamanda yoğunluğun içerisinde bir eş, anne ve babadır.
Sağlık çalışanlarına karşı yapılan şiddet olaylarını kınıyor, yetkililerden caydırıcılıktan öte radikal tedbirler almasını umut ediyorum.