13-21 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Edebiyat Günleri’nde, atölye çalışmaları, minder sohbetleri, şiir dinletileri, şiir tahlilleri, söyleşiler, imza günleri gibi birçok etkinlik gerçekleştirildi.
Hoca Ahmet Yesevi Konferans salonunda düzenlenen programa, Doç. Dr. Mehmet Arslan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Arş. Gör. Dr. Nazlı Nalcı Arıbaş, topluluk üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Parlak, sanat tarihi hakkında düşüncelerini dile getirerek, "Avrupa’da 17. yüzyılda dergicilik başlamışken bizde 19. başlıyor ve ilk dergide daha çok fenle, bilimle, sanatla ilgili olmuştur. İlk çıkan dergiler tamamen bilim üzerine bilimsel makalelerden oluşuyor. Abdülhamit’le birlikte basın yayın ve dergicilikte çok hızlı bir ivme kazanılıyor. İkinci Meşrutiyetle birlikte yeni dergiler çıkmaya başlıyor. Kurtuluş Savaşı’nda da bu dergiler destek veriyor. İnsanı anlayan, onun özünü bize anlatan eserler ya da yazarlar olduğunu düşünüyorum" dedi.
Bütün eserlerin insana dair bir şeyler söyleyerek insana dokunduklarını kaydeden Parlak, "Eğer sizde insana dokunuyorsanız o eserin ya da yazdıklarınızın ölümsüz olması muhakkaktır. Biz kültürümüzü, Anadolu kültürünü, Türk kültürünü, mutlaka insanımıza aktarmalıyız. Artık bilim, felsefe alanında, düşünce anlamında bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Şiir matematiksel bir eylemdir" ifadelerini kullandı.