Bugün, 104 yıl önce vatanımızı işgal, birliğimizi bozmak amacıyla birleşen yedi düvelin, bütün güç ve imkânlarıyla yaptıkları saldırılara karşı, şehadetleri dinin temeli olan ezanın, bu gök kubbede ilelebet yankılanması için yüz binlerce can vererek kazandığımız Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü.
Çanakkale, ölüme meydan okuyan bir ruh yüceliğinin, öldürmekten çekinmeyen azgın ruhları bozguna uğrattığı yerdir.
Çanakkale Zaferi, bütün zamanların ve ulusların dimağına tarihin asla silinmez mürekkebi olan kanla yazılmıştır ve Çanakkale Zaferi, namus, iman ve özgürlüğünü müdafaada taviz vermeyen bir milletin dayanmanın, tahammülün sınırlarını da zorlayan savaşının onur, tarihimizin ise iftihar tablosudur.
Çanakkale Zaferi; tek yürek olarak, ülkesini canını hiçe sayarak koruyan milletimizin vatan sevgisinin, cesaretinin ve azminin anıtlaştığı Türk tarihinin destanlarından birisidir. Çanakkale Zaferi, var oluş ile yok oluş arasındaki çizgide elde edilerek, Kurtuluşa giden yolda milli mücadele için ilk kıvılcımların yakıldığı mücadelenin de adıdır.
Çanakkale Savaşı, aynı zamanda bir gençlik müdafaasıdır. Çanakkale Savaşı’na on binlerce liseli ve üniversiteli genç öğrencilerimiz gönüllü olarak katılmış ve hiç tereddüt etmeden, gençliklerini feda ederek şehit düşmüştür. Başta İstanbul olmak üzere Anadolu’da bir çok şehrimizdeki liselerimiz Çanakkale Savaşı’na katılan ve şehit düşen öğrencileri nedeniyle o yıllarda mezun verememiştir. Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal, bu durumu “Biz Çanakkale'de bir dar-ül fünün (üniversite) gömdük” şeklinde ifade etmiştir. Çanakkale Zaferi aynı zamanda gençliğimiz için milli bilinç acısından da tarihi bir mirastır.
Millî şuurla, bayrak nöbeti gibi nesilden nesile emanet edilen Çanakkale ve İstiklal ruhu, sırası gelene verdiği namus vazifesinde bir adım geri atmamakla hayatiyet kazanır. İnanmışlığın, adanmışlığın zirvesi olan Çanakkale’yi ölümsüzleştiren bu ruha bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Bizi ‘Büyük Türkiye’ ve ‘Adil bir dünya’ idealine taşıyacak olan bu ruhtur.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak, teslimiyeti zillet sayan yüce bir ruhla, kıyameti andıran bir savaşta mütecaviz, işgalci düşmana geçit vermeyen, yaşadığımız hayatı ve ülkeyi canları pahasına bize armağan eden ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un “Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! /Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.” ifadeleri ile nitelendirdiği kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.