Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sezgin Barutçu, Ramazan ayında düşen öğün sayısı nedeniyle psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimine girdiğini belirterek, uyarılarda bulundu.
Uzm. Dr. Sezgin Barutçu, normal şartlarda günde 3-4 öğün beslenen insanların Ramazan ayında tutulan oruç ile öğün sayısını 2’ye düşürdüğünü belirtti.Barutçu, "Bu da bireylerin psikolojik olarak iftar ve sahurda daha fazla yemek yeme eğilimine girmesine neden olmaktadır. İftarda tüm gün süren açlık nedeniyle yüksek kalorili ve ağır yiyeceklerin hızlı ve fazla miktarda tüketilmesi hazımsızlık, şişkinlik ve gaz şikayetlerine neden olabilmektedir. Bunun yanında sahurda da bütün gün aç kalma korkusu ile fazla miktarda yemek yendiğinde kilo artışı görülebilmektedir. Bunun için ramazan ayında beslenme çok önem arz etmektedir. Uzun süreli açlıklar metabolizmayı yavaşlatacağı için sahur kesinlikle atlanmamalıdır. İftarda da aşırıya kaçılmayacak şekilde dengeli ve sakin bir şekilde beslenilmelidir" dedi.
Barutçu, iftarda ve sahurda mutlaka beslenmenin temel ögeleri olan süt, süt ürünleri, et, yumurta, kuru baklagiller, sebze, meyve ve tahılların dengeli bir şekilde tüketilmesi gerektiğini dile getirerek, "Mide şikayetleri ve reflüsü olan hastaların ağır hamur tatlılarından, aşırı çay ve kahve tüketiminden, yağlı yiyeceklerden uzak durması gerekmektedir. İftarda bütün gün aç kalındığı için sofrada hızlı bir şekilde yemek yendiğinden bu durum hazımsızlık, şişkinlik ve aşırı gaz oluşumuna neden olmaktadır. Gün içerisindeki sıvı kaybını da göz önünde bulundurduğumuzda iftarda mutlaka önce bir bardak ılık su yavaş bir şekilde içilmelidir. Ardından hafif bir çorba içtikten sonra tekrar bir miktar ılık su yavaş yavaş içilerek öncelikle sıvı açığı yerine konmalıdır. Çorbanın ardından ana yemeğe geçilmeden önce mutlaka mide 10-15 dakika dinlendirilmelidir. Yavaş yemeye özen gösterilip yemekler iyice çiğnenmelidir. Özellikle iftarda hızlı bir şekilde soğuk su içmek ve hızlı yemek yenilmesi hava yutulmasına neden olacağından şişkinlik ve hazımsızlık şikayetlerinin artmasına neden olmaktadır. Su tüketimi de sahura kadar düzenli bir şekilde olmalıdır. Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Yağlı besinlerden, börek gibi hamur işi gıdalardan uzak durulmalıdır. Özellikle reflü şikayeti olan hastalar sahuru kesinlikle atlamamalı, sahurda da hemen yemek yiyip yatmamalı, yatma saatinden en az bir saat önce yemeğini bitirmiş olmalıdır. Ayrıca iftardan sahura kadar geçen süre içerisinde aşırı çay, kahve tüketiminden, hamur işi ve ağır tatlı gıdalardan kaçınılmalı. Sahurda yağdan zengin gıdalar yerine proteinden zengin gıdaların tüketilmesi reflü şikayetlerini azaltabilir. Hafif mide ve reflü şikayeti olanların oruç tutmasında herhangi bir sakınca yokken ciddi reflü şikayeti olanlar mide ya da bağırsakların ağır iltihabi bir hastalığı olanlar, aktif ülser hastalığı ya da karaciğerle ilgili önemli bir hastalığı bulunanlar oruç tutmaktan kaçınılmalıdır” diye konuştu.