Fiziksel gücünün yanı sıra küfre karşı güçlü ve onurlu, kınayanın kınamasından korkmayan, mü'minlere karşı alçak gönüllü, onlara koruyucu kanatlarını geren şefkat peygamberidir O. Müminlerin sıkıntıya düşmesi gücüne giden, onlara pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan merhamet peygamberi.
Hz. Peygamber kuvvetli imanı ile, sorumluluğunu mükemmel bir şekilde yerine getirmiş, insanları Allah'ın hayat veren yoluna davet etmiş ve çağrıya icabet eden samimi insanların yolunda ışık olmuştur. O, kıyamete kadar insanlığa peygamber ve yol göstericidir. İnsanlığa en güzel örnektir.
O, adaletli bir devlet başkanı, güçlü ve kararlı bir lider ve ordu komutanıdır. Aynı zamanda güvenilir bir eş, şefkatli bir baba, merhametli, sevgi dolu bir dede ve babadan da yakın bir kayınpederdir.
Peygamberimiz (asm), gerçek aşk ve tutkuyu en güzel ve en derin yaşamış insan. Eşlerine karşı sevgi dolu ve onlara gereken değeri vermiş. Peygamberimiz (asm) ile evlilik, eşleri için çok büyük bir nimetti. Onun yanında çok güzel eğitilir, onun vesilesiyle kalpleri temizlenirdi.
Hz. Peygamber(asm) içi coşku ve Allah aşkı ile dolu bir insan ve baktığı her şeye o aşkla bakıyor. Gül yetiştiriyor, güle o aşkla bakıyor, o aşkla onları kokluyor, gözleri doluyor. Torunlarını o aşkla kucaklıyor, o aşkla seviyor. Allah, kalbine gerçek aşkı ve insan sevgisini yerleştirmiş.
Çocuklarına Merhameti
Hz. Peygamber(asm)’ın hayatının her dönemi en güzel örnektir ve nasıl bir baba olunması gerektiğini de inananlara O öğretir. Onun nasıl bir baba ve kayınpeder olduğunu anlayabilmek için yalnızca birkaç rivayet yeterlidir.
"Benden bir parça" dediği Fatıma'sı doğduğunda, her kız çocuk doğduğunda karalara bürünen dönemin şirk geleneğine karşı durur, toplumun putlarını kırar ve şöyle der: "Bir çiçektir O; ki ben koklarım, Allah rızkını verir." (İbn Abdrabbih, 2/438)
Peygamber'in çiçeği Fatıma(ra) genç bir kız olduğunda çok güzel özelliklere sahiptir ve birçok sahabi tarafından istenir. Ancak Hz. Peygamber, kızı hakkında Allah'ın kararını beklediği cevabını vererek güzel bir üslupla hepsini reddeder. Hz. Ali(ra)’ye ise şunları söyler: "Anlaşılan o ki, Fatıma senin olacak, ya Ali." (İbn Sa'd, 8/19)
Hz. Ali, Fatıma'yı istemek için amca oğlu olan Resûlullah'ın huzuruna gelir. Ama konuşamaz. Hz. Peygamber'in anlayışlı tavrı sonunda aralarında anlaşırlar. Fatıma'ya sorulur; cevabı olumludur; susarak bunu belli eder. Ancak o arada Resûlullah, kızının yanaklarından yuvarlanan gözyaşlarını görünce, bu kararın en iyi karar olduğunu şöyle ifade eder: "Ey Fatıma, seni, isteyenler içinde ilimce en yüksek, ahlâkca en ileri, Müslümanlığı kabul bakımından en önde gelen biriyle evlendirdim." (İbn Sa'd, 8/20)
Bu tavır, günümüzün "kızını ne doktorlar ne mühendisler isteyen" ama vermeyen anne babaları için ne önemli bir örnektir, bu sözler ne mübarek mesajdır.
Düğün gecesi ise kızını bağrına basar ve şöyle nasihat eder:
"Kızım, evimizden çıkıp, başka bir eve, ülfet etmediğin bir kimseye gidiyorsun. Sen kocana yer ol ki, o sana gök olsun! Sen ona hizmetçi ol ki, o sana köle olsun! Kocana yumuşak davran. Öfkeli halinde sessizce ortadan uzaklaş, öfkesi geçinceye kadar ona görünme. Dilini ve kulağını muhafaza et. Kocan, daima senden güzel söz işitsin, güler yüz görsün. Bu suretle sana iyi gözle baksın."
Hz. Fatıma'yı alnından öpüp Hz. Ali’ye teslim eder ve "hanımın çok iyi bir hanımdır" buyurur.
Kızını ziyaret ettiği bir gün evde Hz. Ali`yi bulamayınca, kızına nerede olduğunu sorar. Hz. Fatıma da bir konuda tartıştıklarını ve Hz. Ali`nin evden çıktığını söyler.. Hz. Peygamber (sav), yanındakilere Ali`yi aramalarını söyler. Bir süre sonra, Hz. Ali`yi, mescidin bir köşesinde toz toprak içinde ve uyuyor durumda bulur. Şefkatle seslenir: "Kalk ey Ebû Türâb(Toprak Babası), kalk bakalım!” Bir taraftan da elleriyle üzerindeki tozu toprağı temizlemeye çalışır.
Peygamberimizin kendisiyle böyle samimi ilgilendiğini görünce Hz. Ali, Hz. Fatıma`yı bir daha üzmemeye söz verir.
Hz. Peygamber de sevinç içindedir. Sevincinin sebebini soran sahabeye: "Nasıl sevinçli olmayayım, en aziz olanlarımı barıştırdım" der.
Cahiliye geleneklerini yıkar Resûlullah; çocuklarıyla hiç alakasını kesmez, sık sık onlarla birlikte olur. Hepsine sevgi, şefkat ve hürmet gösterir. Resûlullah ve çocukları arasındaki sıcak bağ, bir baba ile çocukları arasında olabilecek en kopmaz, en sarsılmaz bağdır. O (asm), mü’minlerin babası değildir ancak sevgi, şefkat ve merhametin vücut bulmuş hali olan örnek babadır…
Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak O, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi bilendir. (Ahzab Suresi, 40)
Fuat Türker