Kimi "Müslümanım" diyenlerin, bugün halâ, liderinin, -HAŞA- “yukarıda Tanrı olsaydı, beni yine yanlış yola sevk edecekti. Allah da Kürtler için değildir, Kürtleri şaşırtıyor. Kürtlerin Allah'ı da onları yanlış yola sevk ediyor. Bunun için ben kendi kendimin tanrısıyım" [1] dediği pislik kahpe kalleşlerin peşinden gidiyor olmaları acaip bir durum.
Ve “tek tanrılı din ideolojileri, baştan sona siyaset ideolojileridir. Dini söylem, Allah, peygamber ve melek gibi kavramlar dönemin siyasi literatürüdür” diyen bölücübaşının… [2]
Görmezden gelenler olsa da, halkımızın büyük kesimi, deşifre olan ateist, komünist tehlikenin bilincinde. Ancak cehaletten ya da bilinçli olarak kabullenmeyenlerin sayısı da oldukça fazla.
Adı her ne olursa olsun, komünizmi ideoloji olarak benimsemiş her hareket tehlikedir. Komünist zulüm 150 yıl boyunca dünyaya kan kusturmuştu. Charles Darwin’in, "şiddet ve çatışma değişmez doğa yasasıdır" görüşünü kıstas almış, milyonlarca masum insanın ölümüne zemin hazırlamıştı.
Marx'a göre, insanlık tarihi bir çatışmadan ibaretti, mevcut çatışma işçiler ve kapitalistler arasında geçiyordu ve yakında işçiler ayaklanıp komünist bir devrim yapacaklardı. Toplumun, tarih içinde çeşitli evrelerden geçtiğini ve bu evreleri belirleyen faktörün de üretim araçlarıyla üretim ilişkilerindeki değişim olduğunu iddia ediyordu. Onlara göre diğer her şeyin belirleyicisi ekonomiydi. Her toplum ekonomik etkenlere göre bir gelişim süreci izlemişti. Köleci toplum feodal topluma, feodal toplum kapitalist topluma dönüşmüştü; sonunda bir devrim ile sosyalist toplum kurulacak ve tarihin en ileri seviyesine varılacaktı. [3]
Komünist ve anarşistler çatışma, şiddet ve teröre olan bağlılıklarını Darwinizm'in şu felsefesi ile desteklerler; Darwinizm'e göre, şiddet, çatışma ve kanlı mücadeleler doğa kanunlarına uygun bir "gelişme" yöntemidir. Darwin, doğada kanlı bir yaşam mücadelesi olduğunu ve aynısı toplum içinde uygulandığında insanın evriminde ilerleme sağlanacağını öne sürmüştür.
Darwinizm, terörü meşru ve doğal bir yöntem olarak gören ideolojilere fikirsel zemin sağlar. Terör örgütlerinin verdiği eğitimler sonunda insanlar-özellikle gençler- toplum için son derece tehlikeli ölüm makineleri haline gelirler. Böylece Allah'ı, dinini, devletini ve değerlerini reddeden, insanları kolayca katledilebilecek birer hayvan olarak gören kişiler ortaya çıkar.
İnsan elbetteki düşüncelerinde özgürdür. Düşüncelerini ifade etmede de özgürdür. Ancak komünizmin sosyal adalet getireceğini zannetmek yanılgıdır; komünizm şiddet ve anarşiden beslenir. Lenin, Stalin ve Mao’nun takipçisi olmak zulmü gerektirir; aksi, ‘Marksist prensipleri uygulamamak’ demektir.
"Bazı kimseler bizi zalimliğimiz sebebiyle ayıpladıkları zaman, bu kişilerin en basit Marksist prensipleri dahi nasıl unutabildiklerine hayret etmekteyiz." [4]
Yukarıdaki şu ifadeler, sosyal adalet ve özgürlük söylemleriyle insanları aldatan terör örgütünün son günlerde düzenlediği kahpe ve kalleş saldırılarla ne kadar da örtüşüyor. PKK, nizami orduya karşı kahpece pusu kurarak, kalleşçe sırttan vurarak varlığını devam ettiren ve milletimizi hedef alan bir terör örgütüdür.
Şehitlerimizden, PKK’yı Kürt milliyetçisi örgüt gibi-hatta Müslüman-gösterenler, Darwinist, Komünist olduğunu gizleyenler sorumludur.
Ne zaman bu pislik kahpe kalleşlerle ilgili yazsam, paylaşım yapsam küfre maruz kalıyorum, tehdit alıyorum. Bugün yine muhtemelen öyle olacak da kim korkar hain Kürt'ten!?.. Akıl yetiremeyen ahmaklara tekrar söylüyorum ki; söz ettiklerim eli kanlı, şerefsiz vahşi pisliklerdir. Samimi Kürt kardeşlerimiz bizim canımızdır.
Kürt halkı bu konuda bilinçlendiğinde, kendilerini inkâra sürüklemeye çalışan bu kanlı örgüte yaşam hakkı tanımama mücadelesine gönülden destek verecektir.
Bugün yaşanan zulmün, terörün, bölücülüğün, din ve devlet düşmanlığının arkasında Darwinizm ve materyalizm eğitiminden geçmiş anarşistler vardır. Bugün, Komünizmin ‘kan dökme kuyuları’nın kurutulma zamandır.
Pislik, kahpe, kalleşlerin barınakları darmadağın edilsin, kan dökme kuyuları kurutulsun istiyoruz. Allah devletimize ve teşkilatlanma, askerlik sanatı, disiplinli orduları, savaş teknikleri ile diğer devletler için rol model olan ordumuza zeval vermesin. Sonunda elbette huzur ve barışa kavuşacağımız bu zor süreçte hepimizin yardımcısı olsun.
İnsanların kalplerinden sevgiyi söküp alan, karanlık ideolojisi ve eylemleriyle dünyasını karartan Darwinist Komünist zihniyet ortadan kalktığı ve takipçileri de gerçekleri gördüğünde, Allah’ın izniyle sevgi, neşe, huzur, barış ve güvenlik insanlığın yeni hayat şekli olacaktır.
Dipnotlar:
[1]A. Öcalan, Sanat ve Edebiyatta Kürt Aydınlanması, syf;153
[2] A. Öcalan, Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, syf; 204
[4] Lenin, Pravda Gazetesi, 29-10- 1918