Muharrem ayı, İslam kültür tarihimizde önemli yeri olan bir zaman dilimini temsil etmektedir. Bu ayı önemli kılan, bu ay içerisinde meydana gelen önemli olaylardan kaynaklanmaktadır. Bu ayda; İnsanlığın ilk atası olan, ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem (a.s.)’ın tövbesinin kabul edilmesi ve af olunması, İnsanlığın ikinci atası sayılan Hz. Nuh (a.s.)’ın tufandan kurtulması, Hz. Musa (a.s.) ve O’na inananların Firavun’un zulmünden kurtulmaları, Hz. İbrahim (a.s.)‘ı ateşe atan Nemrut’un ateşinin söndürülmesi, evlat hasreti ile yanıp tutuşan Hz. Yakup (a.s.)’ın ciğerparesi Hz. Yusuf (a.s.)’ına kavuşması, Hz. İsa (a.s.)’ın Yahudilerin şerrinden kurtulması gibi, daha birçok dönüm noktası sayılabilecek önemli olayların meydana geldiği rivayet edilmektedir.
Ramazan-ı Şerif ayından sonra aylar içerisinde en feyizli, en bereketli ay Muharrem ayıdır. Kur’an-ı Kerim’de haram aylar arasında sayılması bakımında da pek kıymetlidir. Rabbimiz : “ Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah’a göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü hürmetli aydır. Bu dosdoğru nizamdır. Öyle ise o aylar içerisinde kendinize yazık etmeyin. Topyekûn sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekûn savaşınız. Allah’ın sakınanlarla beraber olduğunu bilin.” buyurmuştur.
Allah Resulü bilhassa Muharrem ayının ilk on günü üzerinde daha fazla durmuş ve bu ayda yapmış olduklar hayır ve hasenatları ile ibadet ve tatla biz ümmetine örnek olmuştur. Peygamberimiz Muharrem ayında tutulan orucun fazileti hakkında şöyle buyurmuşlardır: “Ramazan ayından sonra en çok sevabı olan oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.” buyurmuşlardır. Muharremin onuncu günü oruç tutmak isteyen bir gün önce başlasın yani Muharrem ayının 9. ve 10.günleri tutsun ya da muharrem ayının 10. ve 11.günleri tutsun veya Muharrem ayının 9.10. ve 11. günleri tutsun. Sadece Aşure günü bu yıl 05 Aralık 2011 gününe geliyor bu günde tek oruç tutmak mekruh oluyor. O zaman 4 ve 5 Aralık 2011 ya da 5 Aralık ile 6 Aralık veya 4-5-6- Aralık günlerinde oruç tutabilirler.
Rasulullah Efendimize: Farz yazılmış namazlardan sonra hangi namaz en faziletlidir ve Ramazandan sonra en faziletli olan oruç hangisidir? Diye sorulunca, Allah Rasulü: “Farz yazılmış namazlardan sonra en faziletli namaz gece ortasında kılınan gece namazıdır. Ramazan ayında tutulan oruçtan sonra en faziletli oruç ise Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (2) buyurmuşlardır. Diğer bir hadis-i şeriflerinde ise Peygamberimiz: “Muharrem ayında, bir gün oruç tutana, bu güne karşılık otuz gün oruç sevabı yazılır.”buyurmaktadırlar.
İslamiyet’ten önce cahiliye devrinde Kureyşliler, Muharrem ayının onuncu günü yani aşure günü oruç tutarlardı. Peygamberimiz de bu geleneğe uyarak oruç tutmuştur. Peygamberimiz Medine’ye hicretlerin de Yahudilerin de aynı gün oruç tuttuklarını görünce; onları taklit etmemek için yalnız aşure gününü değil, Muharrem’in dokuzuncu günü ile onuncu gününü veya onuncu günü ile onbirinci günleri oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Yalnız aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Rabbimize şükürler olsun ki, Allah Rasulü’ nün bu sünneti saniyesini yerine getirenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Ayrıca Peygamberimiz, biz ümmetine tutulacak olan bu oruç ile geçmiş bir senenin, günahlarına kefaret olacağının müjdesini veriyor. Sevgili Peygamberimiz “Ondaki oruç, bir yıla kefarettir.”buyurmaktadırlar.
Muharrem ayı, (Yani bu yıl 25 Kasım 2011’i-26 Kasım 2011’e bağlayan gece HİCRİ YILBAŞI ve 26 Kasım 2011 ise Muharrem ayımızın birinci günüdür.) Hicri yılbaşı olması hasebiyle, koskoca bir yıl bitiyor ve önümüzde yepyeni bir yıl başlıyor. Ancak şu bir gerçek ki geçmiş yılları geride bırakıp yeni yıllara girerken, eskilerde yapmış olduğumuz hata ve kusurlarımızı yeni yıllarımıza ihraç etmeyelim. Allah’ın ayı diye tabir olunan şu yeni yılın ilk ayında hata ve kusurlarımızı bırakarak tövbe ve istiğfar kapısından, Rabbimizin güzel yoluna iltica edelim. Muharrem ayında aşure kaynatarak çevremize dağıtarak aramızda olması gereken sevgi ve kardeşlik duygularını genişleterek muhabbetimizin kuvvetlenmesine vesile olalım.
Muharrem ayı içerisinde İslam tarihinin en üzücü olaylarından biri; “Kerbela hadisesi” bu ayda gerçekleşmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin torununa reva görülen bu muamele, ne kadar haksız, ne kadar üzücü olmuşsa da, bu durumu tarihin akışı içerisinde, tarihin hakemliğinde tarafsız bir şekilde değerlendirilmeli ve bu husus Müslümanlar arasında ayrılık ve husumet sebebi olmamalıdır. Bütün Müslümanlara düşen görev; yaşanan yanlışlardan ibret alarak, böyle üzücü olayların tekrar yaşanmaması için, elden ne geliyorsa onu yapmak gerekmektedir.
1- Tevbe Süresi–36
2- Tirmizi-Müslim
3- Tirmizi
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii İmam-Hatibi
İlahiyatçı-İktisatçı
05369696634