Battalgazi Konferans salonunda gerçekleşen konferansı Siyasi Partilerden, STK’ temsilciler ve vatandaşlar dinledi.
Prof. Dr. Ramazan Ayvalı burada yaptığı konuşmada, milletleri ayakta tutan hiç şüphe yoktur ki manevi ve kıymetli değerleri olduğunu belirterek,” Bu değerler milletlerin beraberlik ve içtimai tesanüd, toplumsal dayanışma içinde yaşamalarını ve milli kimlikleriyle tarih sahnesinde yer almalarını sağlamaktadır. Milletler, söz konusu kıymetleri gelecek nesillere aktarabildikleri nispette varlıklarını sürdürürler. Tarih bizi milli ve manevi değerlerine sahip çıkmayan ve başka milletleri körü körüne taklit edip milli şahsiyetlerini kaybedenlerin dünya coğrafyasından silinip gittiklerini göstermektedir. Bu yüzden bir toplumu içten yıkmak isteyenler, inanç, ahlak ve milli değerlerini yok etmeyi ilk hedef olarak seçmektedirler. Benliğinden, dini ve ahlaki faziletlerinden, örf ve ananelerinden uzaklaşarak ruhsuz, köksüz ve inançsız yetişen nesiller aşağılık Kompleksi içinde sapık fikirlerin ve yabancı ideolojilerin esiri olmaya mahkumdurlar. Köklü ve sağlam, milli ve manevi değerlerine teçhiz edilen ailelere dayanan milletler her türlü felaketlere göğüs gererler. Sağlam temellere dayanmayan aile ve topluluklar en küçük bir zorlama durumunda dağılırlar” dedi.
Türk milletinin tarihi boyunca kazandığı zafer ve başarılarından Türk ailesinin çok büyük payı olduğunu vurgulayan Ayvalı,” Türk Aile yapısı her türlü kötülük ve tuzaklardan korunmalı, milli ve manevi yapılarla kuvvetlendirilerek sağlıklı bir şekilde devamı sağlanmalıdır. Bakınız her Müslüman çoluk çocuğunda mesul ve emri altında bulunanlara dinini öğretmekten sorumludur. Burada hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz, çoban sürüsünü koruduğu gibi siz de evinizde ve emriniz altındakileri korumalısınız. Onlara Müslümanlığı öğretmezseniz mesul olursunuz. Tahrim Suresinde, “Ey insanlar, yakıtı taşlar ve insanlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve çoluk çocuğunuzu koruyunuz. Diye buyurur. Bir milletin manevi kültür ve değerlerinin yekunu ile Din, Dil, Sanat, Edebiyat, Örf ve Adetler ile düşünüş ve yaşayış tarzları meydana gelir. Bu kültür değerlerinin milletlerin hayatında önemli bir yer tutarlar. Milletler, bu tip kültür ve değerler üzerinde hassasiyetle dururlar. Bunları mümkün mertebe zedelemekten ve hatta geliştirerek kendinden sonraki nesillere devrederler. Çünkü millilik, orijinallik, tabiilik, canlılık vasıfları olan kültürde müştereklik, yani sadece cemiyetin değil, geçmişteki ve gelecekteki cemiyetlerin de müşterek malı olması niyetiyle devamlılık özelliği çok önemlidir. Eğer bir kültür toptan terk edecek olursak veya özü bırakılacak olursa o cemiyet ve milletlerden eser kalmaz” ifadelerini kullandı.
Birlik Vakfı Malatya Şube Başkanı Sadi Ergül, ise Birlik Vakfı kuruluş amacının ve varlık sebebi ülkemizin, islam coğrafyamızın dertleriyle dertlenen, sevinciyle mutluluk duyan idealist vatan evlatlarının bir araya gelen bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirterek ,”Birlik Vakfı gönüllerde samimiyeti, işlerde dürüstlüğü, kazançta helalliği, kararda adaleti, ahlakta alçak gönüllülüğü ve merhamet duygusunu gaye edinen bir anlayışı benimseyen bir vakıftır. Vakıf bünyesinde görev alan büyüklerimizle, arkadaş ve kardeşlerimizin yanında aynı idealisti taşıyan fertler olarak, aynı davanın neferi olma noktasında gönüldaşlık yaptığımız ve insanların dertleriyle dertlendiğimiz, sevinciyle mesrur olan bir birlikteliği canlı tutmaktayız. Birlik Vakfı olarak İslam Coğrafyasının Orta idealleri ve değerler üzerinde medeniyete mesuliyete müdrik olma bilincine sahip bugün hem ülkemizin hem de tüm İslam coğrafyasının birinci derecede dertleriyle dertlenen ve ilgilenen büyük devlet adamlarını çıkarmış bir ocak olması bizi ziyadesiyle mesrur ediyor” diye konuştu.