Dünya ve ülkemizin önemli sorunlarından kürtaj kısa bir aranın ardından sessizliğini bozdu.
Konu sadece ülkemizin değil, dünya ülkelerinin devlet politikasıdır. Bu gün ABD‘de başkanlık seçimleri öncesi liderlerin seçmenlerini bilgilendirdiği konulardan birisidir.
Kürtajın engellendiği ülkelerdeki kadınlara ulaşan bir uluslararası organizasyon, yasağın tartışıldığı Türkiye'yi de listeye aldı.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre “Kürtaj Gemisi’nin 2014 yazında İzmir açıklarına yanaşması planlanıyor.
İrlanda’da kürtaj yasağını protesto için Hollandalı bir grup kadın tarafından kurulan ‘Women on Waves’ (Dalgalar Üstündeki Kadın) hareketi, on yılı aşkın süredir kürtajın yasaklandığı ülkeleri ziyaret ediyor. İçerisinde doktorlar ve hemşirelerin bulunduğu bir gemiyle yola çıkan kuruluş, ülkelerde topladığı kadınları gemiye bindirip uluslararası karasularda gebeliği sonlandırıyor. Kürtaj Gemisi 10 yıl içinde bazı ülkelere sokulmadı, bazı ülkelerdeyse yoğun protestolarla karşılandı.
Başbakan Erdoğan’ın geçen yıl kürtaj karşıtı açıklamalarından sonra Türkiye’de hastanelerde gebeliği sonlandırma işlemlerinin engellendiğini savunan kadınlar ise Kürtaj Haktır Platformu’nu kurdu. Türkiye’de fiili kürtaj yasağının uygulandığını kabul eden Kürtaj Gemisi de yönünü Türkiye’ye çevirdi ve Kürtaj Haktır Platformu ile temasa geçti
‘Women on Waves’in Türkiye temsilcisi, platform yetkilileri ile Hareketin liderliğini yapan Dr. Rebecca Gombert’in görüşmeleri neticesinde organizasyonu şekillendirileceği ifade ediliyor. Kürtaj Gemisi’nin 2014 yılı yazında İzmir açıklarına yanaşacağı, Türkiye’de tespit edilecek kadınların botlarla açığa götürülüp açıktaki gemiye alınacağı ve gebelik işlemine son verileceği; gemide Türkiye kökenli Hollanda yurttaşlarının da olacağı belirtiliyor.
Buluşmayı organize eden Türkiyeli kadınlar, ülkede fiili kürtaj yasağının uygulandığını savunurken, geminin de bu fiili yasağa karşı protesto amacı güttüğünü söylüyor”
Yine Melis Apaydın’ın haberi, “İstenmeyen gebelikte ‘online’ tehlike… İnternetten medikal kürtaj kampanyası yapan bazı siteler bağış karşılığı hap temin ediyor. Türkiye’den talebin günde 3 kişi olmak üzere son 6 ayda 540′a ulaştığını en çok talebin ise doğu illerinden olduğunu, 25 soruluk testle;
ilk etapta gebeliğini sonlandırmak isteyen kadınların online bir başvuru yaparak, güvenli kürtaja ulaşmalarının engellendiği bir ülkede yaşadıklarını, gebeliklerinin henüz 9 haftayı aşmamış olmasını ve ciddi bir hastalıkları olmadığını teyit etmeleri isteniyor.
Testte kadınlara hamile olup olmadıkları, gebeliklerinin sağlıklarını tehdit edip etmediği, kararlarıyla ilgili ne hissettikleri, kürtaj konusunda bir zorlamaya maruz kalıp kalmadıkları, kürtaj talebinde bulunma nedenleri soruluyor.
Testin sonunda minimum 90 euro bağış yapılması isteniyor. Daha sonra bebeğin düşmesini sağlayan bir tablet hap, başvuru sahiplerine ulaştırılıyor. İlaçların kullanım talimatları sitelerde anlatılıyor.
Medikal kürtaj nedir?
Bu yöntem ile hamileliği sonlandırmak için hap kullanılır. Hamileliğin 9′ncu haftasına kadar bu yöntem uygulanabilir. Bu ilaçların kullanılması doktor kontrolünde gerçekleştirilir.
İçerisindeki bir takım etken maddeler nedeniyle medikal kürtaj için kullanılan ilaçların satışı 2012 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından hastane eczaneleri haricinde yasaklandı.
İlaç Takip Sistemi (İTS) tarafından gönderilen e-posta’da, bu ürünlerin tüm partilerine; 15 Ağustos 1986 tarih ve 19196 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ‘Farmasötik ve Tıbbi Müstahzar, Madde, Malzeme ve Terkipleri ile Bitkisel Preparatların Geri Çekilmesi ve Toplatılması Hakkında Yönetmelik’e göre 2. sınıf eczane seviyesinde (hastane eczaneleri hariç) 09.07.2012 tarihi itibari ile geri çekme işlemi uygulandığı belirtildi.
- Op. Dr. Erdinç Ateş (Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı): Çok tehlikeli bir uygulama. 25 soruluk bir teste hastanın verdiği yanıtlara güvenip böyle bir girişimde bulunulamaz. Hastalarımın arasında 32 haftalık gebe olmasına rağmen bunu farkına varmayan üniversite mezunu bir bankacı bile var. Bu ilaçların satılması şu an Türkiye’de yasak.
- Prof. Dr. Erol Tavmergen (Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı): Herhangi bir tıbbi girişimin ister ilaçlarla ister başka türlü olsun hekime danışılmadan yapılması doğru değil. Yarardan çok zarar getirebilir. Türkiye’deki kanunlar belli.
Medikal kürtajın bu kadar kolaylaştırılması, kontrolsüz kullanımı, internet üzerinden pazarlanması çok tehlikeli.”
Dünyada insan hakları evrenseldir. Son günlerde kadınlarımıza yönelik şiddet son derece çirkin boyutlara ulaşmış, meydan ve sokaklarda kadına yönelik şiddet, kadınlar ve erkekler tarafından, kadınına sahip çık sloganlarıyla protesto edilmiştir. Devlet elini uzatarak kadına yönelik şiddet konusunda bir takım tedbirleri hızlı bir şekilde yasayla hayata geçirmiştir.
Başbakan‘’ Kürtaj cinayettir ‘’ deyince, dizilerde nikahsız birlikteliklerin teşviki, ülkenin egemen kültürüne yön veren hakim unsurların cinsel özgürlüğü medya, internet vb. Görsellerle savunanlar sokağa dökülüp ‘’ Vajinama dokunma ‘’ gibi ahlaki boyutların dışında kalmış söylemlerle beden benim bedenim elini bedenimden çek diyenler…
Ülkemizde yasak olan kürtaj 1983 yılında çıkarılan yasa ile 10 haftaya kadar isteğe bağlı olarak serbest hale getirilmiştir. Cenin ana rahmine düştüğü andan itibaren canlıdır, annenin ve çocuğun sağlık acısından tıbben bir engeli yoksa kimsenin bu canı yok etmeye hakkı, hukuku yoktur. Kürtaj konusunda devamlı seslendirilen kadının özgürlüğü hür iradesi çocuğun hayat hakkına karar vermesi anlamına gelmez.
Kürtaj konusu aslında toplumun önde giden temel konularından birisidir. Kürtajı yasaklamak kürtaj olmak isteyen kadın sayısını azaltmaz, aksine bu durum geçmişte olduğu gibi özellikle kırsal kesimde ilkel yöntemlerle veya merdiven altı kürtajın büyümesini hızlandırır.
Rant avcılarına gün doğar, yeni bir sektör alanı oluşur, parası olan yurt dışına gider kürtaj olup gelir, alsana kürtaj turizmi. Yine kabak garibanın başına patlar.
Toplumda kadınının yanında erkeği de korunma tedbirleri konusunda bilinçlendirmeliyiz. Özellikle kırsal kesimde tedbirsiz, kuralsız hareket edenler muhalefet gibi, sonucunda ne yapayım Allah vergisidir deyip bıyığını bükenler bu işin dini imanı yok, eline, beline diline sahip olacaksın. Birde paralı kural tanımazlar, sözüm onlara sınır tanımaz magandalar, hayatını karartanların çocuğunu hiçbir kadın doğurmak istemez. Kimse de doğurmasını isteyemez. Toplumda zinanın haram olduğu inancının giderek yok olması, ahlaki ve manevi çöküntüdür. Bunların cezası hadım olmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun hesaplamalarına göre, dünyada her yıl, 210 milyon civarında gebelik meydana geliyor, bunların yaklaşık 1/3′ü istenmeden oluşan gebelikler. Dünyada meydana gelen gebeliklerin 46 milyonu isteyerek düşükle sonlanıyor. Yasaklamalar nedeni ile düşüklerin 19 milyonu güvenli olmayan koşullarda gerçekleşiyor. Güvenli olmayan düşüklere bağlı olarak dünyada her sekiz dakikada bir kadın ölüyor ve güvenli olmayan düşükler dünyadaki anne ölümlerinin yüzde 13′üne, her yıl 68 bin kadının ölümüne, 5,3 milyon kadının hastalık ve sakatlığına neden oluyor.
Twitter @daniscoban
Mail daniscoban@gmail.com