Yeni Cami’de Cuma namazı sonrası toplanan kalabalık grup adına açıklama yapan Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Kerem Yıldırım, Müslümanlar olarak Mescid-i Aksa’nın ibadete kapatılmasını kabul etmediklerini söyledi. Siyonizmin nihai hedefine doğru adım adım ilerlediğini aktaran Yıldırım, “Yüzyıllarca yaşadığı gettolarda oluşturduğu kin dolu ideolojisiyle kurduğu devletinin büyük hedeflerini yani büyük İsrail projesini gerçekleştirmek için Allah’ın bize emanet ettiği ve ebedi hakikatin tapusu olan Mescid-i Aksa’yı ortadan kaldırmak için kirli bir tezgah kurdu. Kimse bunun, İsrail’in dediği gibi basit bir güvenlik olayı olduğunu söylemesin. Biz İsrail’in güvenlik kavramından ne anladığını iyi biliyoruz. Mescid-i Aksa’da son zamanlarda yaşananlar, İsrail’in yürüttüğü kirli savaşın en önemli halkasıdır. Çeyrek asırdır bölgemizde yaşanan kirli stratejinin de en stratejik ayaklarından biri Mescid-i Aksa’nın işgal girişimidir. Yani, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılar, Afganistan, Irak ve nihayet Suriye’de yaşananlardan bağımsız ele alınamaz. Kimileri inkar etse de, emperyalizmin çirkef cürufu bizim bölgemize boşaltılırken, İsrail, şimdi tam zamanı diyerek Mescid-i Aksa’ya saldırmıştır. ABD’nin Suriye kaosundan yararlanarak desteklediği PYD terör örgütü dahi bu oyunun parçası. Hatta DEAŞ, FETÖ Emperyalizmin kurguladığı İsrail’in uyguladığı stratejinin bir parçası. Mescid-i Aksa, bizden uzak zannedenler, sadece bu üç örgütün yaptıklarına baksalar, neyin hedeflendiğini açık seçik göreceklerdir. Onun için, Mescid-i Aksa kirletilirken, biz de kirletiliyoruz, köleleştiriliyoruz diyoruz. Çünkü bugün insanlığın özgürlüğü ancak Kudüs’ün özgürlüğüyle mümkün. Çünkü şerefle mühürlenmiş insan denilen varlığın namusu Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıların püskürtülmesiyle teminat altına alınabilir” ifadelerini kullandı.
İsrail’in saldırgan tutumuna uluslararası hukukun sessiz kaldığını belirten Yıldırım, “Maalesef hakikat bu. Çünkü İsrail, emperyalist kurgunun bir ürünüdür. Yahudileri yüz yıllarca gettolara iten, onları ötekileştiren emperyalist ülkeler, kendi ırkçı düşüncelerinden beslenen siyonizmi desteklediler ve bugünkü İsrail devletini kurdurttular. Sonra da adım adım bu devletin genişlemesinin kılıfını hazırladılar. Bu hukukun adı uluslararası hukuktu. Ne hikmetse, bu hukuk, hiçbir zaman Filistin halkı ve Filistin devletinin lehine işlemedi. Oyunun büyüğü burada. Bizim hukuk anlayışımız güçlünün değil hakikatin lehine işler. Ama genelde İslam dünyası özelde de Filistin için uluslararası hukuk, zalimin elindeki silah olmuştur. Bugün de aynısı geçerlidir. Biz barış ve adalet istiyoruz. Biz Mescid-i Aksa ve Kudüs için özgürlük istiyoruz. Bizim mücadelemiz, sadece bizim için değil; insanlık için. Eğer Mescid-i Aksa saldırıları devam ederse, Kudüs İsrail’in işgalinden kurtulmazsa, korkarız ki emperyalizmin oluşturduğu kaostan dolayı yorulan dünyamız daha büyük felakete düçar olacaktır. Bu tehdit değil, gerçek. Bu yüzden bütün insanlığa çağrıda bulunuyoruz. Daha fazla geç olmadan katil İsrail durdurulmalı, Kudüs ve Mescid-i Aksa özgürlüğüne kavuşturulmalıdır” diye konuştu.