En üst güvenlik seviyesinde korunan bir birliğin içerisinde gönderden bayrağın indirilmesi düşündürücüdür.
Yapılan açıklama;
“Bir kısmı çocuk olan göstericilerin arasında bulunan yüzü kapalı bir şahıs, nizamiye dış kapısından içeri atlayıp iki fens teli arasında bulunan araç kontrol bölgesine girerek, bayrak direğine tırmanmıştır. Bölgeye sevk edilen tim tarafından şahsı ikaza yönelik havaya iki el uyarı ateşi yapılmış ve sesle ikazda bulunulmasına rağmen söz konusu şahıs bayrağımızı gönderden almıştır”
“Çocuklar ve kadınlar kullanılarak provokatif maksatlı yapıldığı, sivil ölümlerin amaçlandığı ve böylelikle kitlesel eylemlere zemin hazırlanması istendiği değerlendirilen ve tahammül sınırlarını zorlayan bu tür eylemlere karşı serinkanlı davranılmaya gayret sarf edilmektedir”
Yapılan açıklama talihsizliktir.
Bayrağımızı indiren o hain indirilmese bile en azından paketlenip etkisiz hale getirilebilirdi.
Meseleyi tersinden de, düzünde de okusanız, açıktan provokasyon olsa dahi istismarcıların ekmeğine yağ sürmüş ve cesaretlendirmiştir.
"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır- Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır"
Türkiye’nin gündemine oturan bu çirkin eylem herkes tarafından tepki gördü. Farklı çevrelerce farklı şekillerde yorumlandı.
Siyasi düşünceniz, ideolojiniz, mezhebiniz ve meşrebiniz ne olursa olsun, bayrak bu milletin ortak değeri ve namusudur. Her türlü iradenin üzerindedir.
İmralı’nın açıklaması: “Bizim hiçbir ulusun ulusal değer ve simgelerine karşı olumsuz ve rencide edici bir yaklaşımımız olmamıştır, olamaz.” . Hadi öyle olsun bakalım.
PKK ve siyasi uzantıları Türkiye’nin doğusunda ve batısında yaşayan Kürtlerin Türkiye’nin üniter yapısından yana olduklarını çok iyi bildiklerinden Devlet- PKK sorununu Türk-Kürt sorunu üzerinden yürütmeye çalışmaktadırlar.
PKK’nın son zamanlarda karakol bahanesiyle güneydoğuda özellikle Lice de gerginliği tırmandırmasının sebebi cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, ne kopartırsam kar amacını gütse de perde arkasında bölgede ekilen uyuşturucunun hasat zamanı rant büyük, geçen yıl sütten dilleri yandı, bu yıl güvenlik güçlerinin operasyon yapmasını istemiyorlar.
Özgürlük, barış ve demokratikleşme söylemleri tamamen hikâyeden gazel okumadır.
“Bu ülkede aklıselim olan herkes kan akmasını, yeni acılar yaşanmasını istemez.”
Her geçen gün alan hâkimiyetini genişleten küçük yaştaki çocukları dağa kadrosuna devşiren anaları ağlatan PKK terör örgütünden dağdan iniş ve silah bırakmasını beklemek sadece hayaldir.
Aklıma Platon’un şu sözü geliyor; “savaşın sonunu sadece ölüler görür”
Aklıma Platon’un şu sözü geliyor; “savaşın sonunu sadece ölüler görür”
twitter @daniscoban