Kur’an-ı Anlama ve Yaşama

Kur’an-ı Anlama ve Yaşama

وَآخَرِينَ مُقَرَّنِينَ فِي الْأَصْفَادِ

Muhterem Müslümanlar!

Yaratılan binlerce canlı içerisinde akıl ve şuur sahibi olan ve aynı zamanda Hz. Allah'ın (c.c.) yeryüzünde halifesi olma şerefini üzerinde taşıyan yalnızca insandır. İnsana, başta herhangi bir iradi fonksiyonu olmaksızın bu şerefi kazandıran Cenab-ı Hakk, onu her dönemde kendisine muhatap kabul etmiş, bu önemli görev ve payeyi değişik zamanlarda hatırlatmış ve bunun insanlara ulaştırılması için de farklı zaman ve mekânlarda peygamberlere "sahifeler" ve "kitaplar" inzal buyurmuştur. Gönderilen bütün ilâhi beyanlardaki temel gaye, insana verilen bu şerefin asla unutulmaması, yaratılıştaki sırrın farkında olunması ve netice olarak da dünya-âhiret mutluluğunun yakalanmasıdır.

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Yaratıcı'nın rahmet vesilesi olarak gönderdiği İlâhî Kelâm, Kur’an-ı Kerimi, okumamız ve anlamamız gerekli olan bir konuma sahiptir. O, hem dünya hem de âhiretimiz açısından kurtuluş vesilemizdir. Dünyada bizler için önemli bir nasihat, dertlerimize şifa, hidayet kaynağı ve rahmettir. İnsanlığın dertlerine reçete olup, onları en doğru yola iletir. Kur'ân'ın okunduğu yeri melekler ziyaret ederler. Kur'ân'ın okunup anlaşılması, Allah katında insanlara üstünlük kazandırır. Kur'ân, kabirde bir nûr olur. Zorlanarak öğrenip okuyanın mükâfatı iki kat verilir. Okunan her harfi için, en az on sevap vardır. Kur'ân'dan uzaklaşılınca, o, âhirette uzaklaşanlardan şikâyetçi olur. Onu unutma büyük bir vebal olup, emanete sahip çıkmama anlamına gelir.

Muhterem Müslümanlar!

Kuran-ı Kerim, Yüce Allah tarafından Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.)’e gönderilen son ilâhî kitaptır. Bu aziz Kitabın muhatabı bütün insanlardır. Gayesi de; bütün insanların, dünya ve ahiret mutluluklarını sağlamaktır. Bu gayeye ulaşabilmemiz için; Kuranı okumamız, anlamamız, emir ve yasaklarına uymamız gerekir. Nitekim Yüce Allah Kur’an’da; “(Ey Peygamber!) Bu, bir mübarek Kitaptır ki, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdik.”(1) Gerçekten bu Kurân, (insanları) en doğru yola iletir ve salih ameller işleyen müminlere büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler” (2), “İndirdiğimiz bu Kuran, mübarek bir Kitaptır. Ona uyun ve hükümlerine karşı gelmekten sakının ki, Allahın rahmetine erişesiniz.” [3] buyurmuştur.

Değerli Kardeşlerim!

İnsanlara göre üstünlük ölçüleri farklıdır. Kimine göre zenginlik, kimine göre soy-sop, kimine göre ırk, kimine göre makam-mevki vs.. Ancak Cenab-ı Allah'a (c.c.) göre hayırlı ve üstün olma, Kur'ân'ı öğrenme ve öğretme meselesine bağlanmıştır. Bu önemlidir, çünkü Kur'ân okunup anlaşılmadan üstün olmanın yolları bilinemez, hayırlı olmaya götüren ve hayırlı olmayı engelleyen hususlar tespit edilemez. Bu meselelerin aynı zamanda başkalarına aktarılması da istenmiştir ki, iyiler ve iyilikler çoğalsın, kötüler ve kötülükler Kur'ân'ın altın ikliminde yok olup gitsinler.

Bu hususu Hz. Peygamber (s.a.s.), şu veciz ifadeleriyle anlatmaktadır: "Sizin en hayırlınız, Kur'ân'ı öğrenen ve öğretendir." (4) Kur'ân'ın okunma, anlaşılma ve yaşanması o kadar önemlidir ki, defnedilirken dahi bu hususa dikkat edilmiş, kim daha çok Kur'ân biliyorsa ön tarafa o konmuştur.

En küçük bir iyiliği dahi karşılıksız bırakmayan Cenab-ı Hakk (c.c.), insanın bu dünyada değer verip meşgul olduğu Kur'ân'ı, kişinin ona sahip çıkması ve onunla samimi bir alâka kurması neticesinde yarın kıyamet gününde; insana şefaat yapar. Bununla insan, belki de en muhtaç olduğu badirelerden kolaylıkla kurtulmuş olur.

Muhterem Müslümanlar!

Hz. Peygamber'in bu hususla ilgili beyanları oldukça dikkat çekicidir. O (s.a.s.), şöyle buyurur:
"Kişi kabrinden kalkınca Kur'ân, o kimseyi, rengi değişmiş ve zayıflamış bir halde karşılar ve: 'Beni tanıyor musun?' der. O da: 'Hayır' cevabını verir. O zaman: 'Ben senin arkadaşın olan ve seni şiddetli sıcaklarda susuz, geceleri uykusuz bırakan Kur'ân'ım' der. Sonra o şahsa, vakar tacı, anne-babasına da iki değerli elbise giydirilir. Anne-baba bunun sebebini sorunca, çocuklarının Kur'ân'la olan meşguliyeti gösterilir." (5)

Diğer bir hadislerinde de, Allah Resûlü şöyle buyurmuşlardır: "Kur'ân okuyun! Zira Kur'ân, kıyamet günü okuyana şefaatçi olarak gelir." (6) buyurmuşlar.



[1] Sâd,38/29.
[2] İsra,17/9.
[3] Enam,6/155.
[4]
(Buharî, Fedailü'l-Kur’ân, 21; Tirmizî, Fedailü'l-Kur’ân, 15)
[5] (İbn Mace, "Edeb", 52: Darimî, Sünen, 2/451)
[6] (Müslim, Müsafirûn, 252)

Yazar Yazıları Haberleri