Büyük Mutasavvıf Mevlana “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” der. Bu sözle içinizdeki düşünceler ile dışa aktardığınız söylemleriniz ve uygulamalarınız aynı olsun, tutarlı olsun mesajını verir. Mevlana’nın söyleminden hareketle kavramlar üzerinden düşünüp bazı sözcüklere daha geniş açıdan bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Örneğin; “mümin” kelimesi iman etmiş olan, içi ile dışı bir olan demektir. Başka bir deyişle inandığı gibi yaşayan kişidir mümin. Yani içi ne ise dışı da aynıdır. Bu tanıma göre “ateist” de mümin olabilir Müslüman da. İnançsızlığa iman etmiş bir ateist ile hakkıyla dinini yaşayan bir Müslüman, olduğu gibi görünüp göründüğü gibi yaşarsa aynı oranda mümin sayılabilir.
Diğer bir kelime üzerinden düşünürsek “münafık” kelimesi içi ile dışı bir olmayan demektir. Yani içinden farklı düşünüp dışına düşündüğünü farklı yansıtan kişidir. Mümin kavramının tam zıddı, Mevlana’nın sözünün tam aksini yaşayan zümre, inandığı ile yaşantısı arasında farklılık olan insan şeklidir. Dini açıdan bakıldığında diliyle “Ben Müslüman’ım.” diyen bir kişinin içinden Allah’ı inkâr etmesidir münafıklık.
Kısacası “mümin” ve “münafık” sözcükleri tek bir inanç sistemiyle ilgili sözcükler değildir, tüm inanç sistemleri için geçerlidir. Dolayısıyla bu sözcüklerin zihnimizde oluşturduğu kavramlar dar anlamda düşünülmemeli, tek bir dinin ya da düşünce sisteminin terminolojisi içinde yer almamalıdır. Dikkat edilirse Mevlana’nın bahsi geçen sözünde vurgu yapılan durum belli bir din öğretisi, belli bir felsefe öğretisi değildir. Hayatın her alanındaki insan durumlarını içine alır.
Paracelsus şöyle der: “Her madde zehirdir, zehir ile zehir olmayanı ayıran dozdur.” Diğer bir deyişle her şeyin dozu, yani miktarı önemlidir. “Doz” kelimesi daha çok tıp alanında kullanılan bir terim gibi algılansa da bu sözcük yaşantımızın birçok alanında başvurduğumuz, hayati değeri olan bir sözcüktür. Dozu aşacak şekilde yemek yemek nasıl ki zehir etkisi yaratırsa hayatımızın olmazsa olmaz yegâne içeceği su da dozunda alınmaz fazla tüketilirse zehirlenmeye yol açar. Yani yaşam için elzem olan maddeler bile dozunda ve kararında alınmadığında insana zarar verir.
Kısacası “doz” kavramı sadece ilaç miktarı ile ilgili değildir. Aldığımız her madde için geçerli bir kavramdır. Zaten Paracelsus da dozu anlatırken sadece ilaçtan bahsetmiyor.
Kavramlar dünyaya bakış açımızı gösterir. Kavramların anlamlarını ne kadar daraltırsak dünyaya bakış açımızı o kadar daraltırız. O halde kavramların anlamlarına geniş açıdan bakmayı öğrenip bakış açılarımızı değiştirmeye başlamalıyız.