Büyükşehir Belediyesi Sanat Galerisi Salonunda düzenlenen “Nübuvvetten Hilafete İmamet Tartışmaları” konulu panele 5 profesör konuşmacı olarak katıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği panelde bir selamlama konuşması yapan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Metin Torun, “2 yıl sürdürdüğümüz Siyer derslerinden sonra üçüncü bölüm olarak Hz. Peygamber’den sonraki dönemi anlatan süreçle başlıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Hacı Uğur Polat adına başta panelist hocalarımız olmak üzere tüm katılımcılara hoş geldiniz diyorum” dedi.
Panelin açış konuşmasını yapan ve programın düzenlenmesinde katkı sunan Prof. Dr. M. Mahfuz Söylemez ise “Programımızın üçüncü yılına girmiş olduk. Hatırlanacağı üzere ilk 2 yılı Hz. Peygamberi (s.a.v) konuşmuş idik. Peygamberimiz (S.A.V) bir düşünce inşa etmiş, inandığımız değerlerin banisi konumundadır" şeklinde konuştu.
Daha sonra panele geçildi. Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı İhsan Gençay’ın moderatörlüğünü yaptığı panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Metin Bozan oldu. Prof. Bozan, Şia’nın ihtilafının epistemolojik olduğunu belirterek, “Hz. Peygamber sonrası vuku bulan hadiseler bazı temel problemleri ortaya çıkarmış ki bunlardan birisi hilafet meselesidir. Halifenin kimliği, halife olmanın şartları, halifeyi kimin atayacağı, halifenin azlinin mümkün olup olmadığı gibi tartışmalar ortaya çıkmış ve aşağı yukarı Şii mezheplerin dışındakiler bu konuların hepsinde görüş beyan etmişlerdir" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Adnan Demircan ise Allah Resulünün vefatının ümmet için büyük bir kayıp olduğunu anımsatarak, “O dönemde yaşayan Müslümanlar için çok büyük bir kayıptır. Bugünden baktığımızda da görüyoruz. Hele hele onu fiilen yaşayan, Allah’u Teala ile iletişimlerini kuran Peygamber aradan çıkınca Müslümanlar kendi başlarına kaldılar, ellerinde kitap, tabi hepsi aynı düzeyde anlamıyor, aynı düzeyde yorumlayamıyor, o imkanları yok. Herkes bir çaba içerisine girdi. Ve Müslümanlar bir sürü sorunla karşı karşıya kaldı" dedi.
Zeydiler’de İmamet anlayışını anlatan Prof. Mehmet Ümit, “Çoğunlukla bilindiği gibi Zeydilik aslında Şia’nın içerisinde Ehl-i Sünnet’e en yakın olan gruptur. Zeydilik, Emeviler döneminde Hz. Hüseyin’in torunu olan Zeyd Bin Ali’nin Emevilere karşı 740 yılında ayaklanması çerçevesinde ortaya çıkmış bir akımdır. Kufe’de ilk Şiiler arasında ortaya çıkıyor bu akım. Ortaya çıkışında etkili olan faktörler ilk halife hakkındaki görüşleri bağlamında diğer Şiilerden farklı bir tutum sergiliyorlar. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’i hayırla yad ediyor ve hilafetliklerini meşru kabul ediyorlar, Kur’an ve Sünnetle amel ettikleri için. Atası Hz. Ali’yi de en üstün kabul ediyor. Bu çerçevede Şiilerin bir kısmı onu bırakıp yeğeni Cafer Sadık’ı destekliyorlar. Dolayısıyla Şiiliğin içerisinde bir bölünme olarak bu şekilde ortaya çıkıyor” bilgisini verdi.
Prof. Hüseyin Hansu da Mutezile’nin imametle ilgili görüşlerini aktararak, “Bildiğiniz gibi Mutezile diğer mezheplerden farklı olarak kelami ve fıkhi bir mezheptir. İmamet meselesini kendi kitaplarında tartışmışlardır ama İmamet meselesini itikadi bir mesele olarak görmedikleri için Mutezile eserlerinde derli toplu bir siyaset teorisi göremiyoruz. Genellikle bu konuda söyledikleri büyük ölçüde Şiaya cevap ve diğer mezheplere cevap niteliğindedir. Ama yine de kendilerine özgü görüşleri var. Öncelikle Mutezile eserlerinde bu siyaset meselesi, İmamet başlığı altında incelenmiştir. Yani Hilafet değil de İmamet başlığı altında incelenmiştir” diye konuştu.